Mezun olduğumuzda tıp fakültesinden, hepimiz mesleğimizi onurla uygulayacağımıza yemin ederiz, tıpkı yüzyıllardır onurla görevlerini yapmaya ant içmiş tüm diğer meslektaşlarımız gibi. İnsan yaşamında onurla yaşamak dışında neyin önemi var ki? Paranın mı? Kariyerin mi? Mevkinin mi? Kuşkusuz hiçbirinin önemi yoktur onurlu bir yaşam sürenler için, bunlar yalnızca yaşamı kolaylaştırabilen, yaşamın konforunu artırabilen ögelerdir. Onurunu kaybettiğinizde hiçbirinin önemi kalmaz. Şimdi bakalım tıbbın kurucusu Hipokrat’ın bir öğrencisi tarafından yazıldığı kabul edilen Hipokrat Andı’nın sözlerine:
HİPOKRAT’IN SÖZLERİ
“Hekimlik mesleğinin bir üyesi olarak; yaşamımı insanlığın hizmetine adayacağıma, hastanın sağlığına ve esenliğine her zaman öncelik vereceğime, hastamın özerkliğine ve onuruna saygı göstereceğime, insan yaşamına en üst düzeyde saygı göstereceğime, görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime, hastamın bana açtığı sırları, yaşamını yitirdikten sonra bile gizli tutacağıma, mesleğimi vicdanımla, onurumla ve iyi hekimlik ilkelerini gözeterek uygulayacağıma, hekimlik mesleğinin onurunu ve saygın geleneklerini bütün gücümle koruyup geliştireceğime, mesleğimi bana öğretenlere, meslektaşlarıma ve öğrencilerime hak ettikleri saygıyı ve minnettarlığı göstereceğime, tıbbi bilgimi hastaların yararı ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağıma, hizmeti en yüksek düzeyde sunabilmek için kendi sağlığımı, esenliğimi ve mesleki yetkinliğimi korumaya dikkat edeceğime, tehdit ediliyor olsam bile, tıbbi bilgilerimi, insan haklarını ve bireysel özgürlüklerini çiğnemek için kullanmayacağıma, kararlılıkla, özgürce ve onurum üzerine ant içerim.”
Hekimlik andını tekrar anımsamak ve anımsatmak gereksinimi hissetmemizin nedeni son günlerde yazılı ve görsel basında yer alan tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın sağlık durumu ile ilgili yaşanan hak ihlalleri oldu. Daha önce geçirdiği bir kan kanseri tipi olan akut myeloid lösemi (AML) ve mukoepidermoid karsinom hastalıklarının tekrarlama riskini taşıyan Murat Çalık’ın başına gelenler tabir yerinde ise pişmiş tavuğun başına gelmedi. Önce tutuksuz yargılanması gerekirken cezaevine girdi, sonra nedendir bilinmez ailesinden uzağa İzmir’e gönderildi, stres, üzüntü ve beslenme yetersizliğinden 20 kg kilo kaybı olduğu basında yer aldı. Hastalığın nüksetme riski nedeniyle muayene isteği oldu, Adli Tıp, İzmir Kâtip Çelebi Üniversite Hastanesi, İzmir Şehir Hastanesi arasında mekik dokudu.
İNSANCA KOŞULLAR SAĞLANMALI
Adli Tıp’ta iç hastalıkları uzmanı, doktor öğretim üyesi Kâtip Çelebi’nin profesörü tarafından yazılan kemik iliği raporunu beğenmedi, blast hücre oranı yüzde 4-5 olmaz diyerek raporda tahrifat yapıp onu yüzde 3-4’e indirdi. İtiraz üzerine şimdi kemik iliği biyopsisi İzmir Şehir Hastanesi’nde tekrar yapıldı. Hekimlik andına uymayan uygulamalar nelerdir diye bakalım: Uzman bir doktor kendisinden kıdemce ve kariyer bakımından daha deneyimli bir meslektaşının raporunu beğenmiyor ve onu herhangi bir tetkik yapmadan kafasına göre düzeltiyor, hastaya ikinci kez nadir de olsa komplikasyonu olabilecek bir işlemin yani kemik iliği biyopsisinin tekrar yapılmasına karar veriliyor, kanser hastalığı tedavi olduktan yıllar geçtikten sonra bile uykudan uyanmak için fırsat kollar, uygun zaman ve zeminde tekrar hortlar.
Nedir bu uygun zaman ve zemin? Bağışıklık sisteminin çökmesi. Bağışıklık sistemi ne zaman çöker? Hızlı kilo kaybı, stres, ve ciddi üzüntü durumlarında. Murat Çalık başkanın yaşadığı suçu kesinleşmeden tutuklanma, ailesinden uzağa başka bir cezaevine sevk, hakkında çıkan “turp gibi”, “İtirafçı olmak istedi” gibi insani olmayan haber ve yorumlar, herkesçe malum uygunsuz hapishane koşulları bağışıklık sisteminin çökmesi için gerekli kriterleri fazlasıyla taşıyor. Umarız Murat Çalık özelinde hapishanelerde yaşayan tüm hasta tutuklu ve hükümlüler insanca sağlık koşullarına tez zamanda kavuşur, karar verici hekimler de Hipokrat Andı’nı anımsayarak karar verirler.
PROF. DR. ÜLKÜ SARITAŞ