20 yıllık AKP iktidarının, ülkemizi vahşi kapitalizmin saldırısına açmasının sarsıcı ve üzücü sonuçlarını yaşıyoruz hep birlikte. AKP, iktidara gelirken yoğun desteğini aldığı küresel kapitalizmin önüne koyduğu politikaları -esasen kendisi de istekliydi- uygulayarak 20 yılda ülkemizi ekonomik açıdan da yıkımın eşiğine getirmiştir. 

1980 darbesi ile birlikte gözden çıkarılan kamucu politika ve ekonomi AKP döneminde tamamen terk edilmiş, Cumhuriyet Devrimi’nin yarattığı ekonomik değerler haraç mezat özelleştirilmiş, kamu özel işbirliği (KÖİ) adı altında, kamu eliyle yapılması gereken ve gerekliliği tartışmalı projelerle, bütçeye ve toplumun sırtına ağır bir borç yükü getirilmiştir. Bugün muhalefette “Bizim zamanımızda ekonomi iyiydi” diyerek gezinen bazı eski AKP’li siyasilerin etkin olduğu dönemde ise tamamen üretimden uzak, küresel kapitalizmin (günümüzde küresel ölçekte de tükenmekte olan) finans ekonomisi oyunları ve siyasal İslam geleneğinin en iyi anladığı betonlaşma ile ekonomi idare edilmeye çalışılmıştır.

VAHŞİ KAPİTALİZM

AKP iktidarı, içinden geldiği siyasal İslamcı geleneğin eklemlendiği küresel kapitalizmin talepleri ile uyumlu biçimde, doğal kaynaklar ve çevre konusunda, önceden de son derece aksak işleyen denetim mekanizmalarını tamamen ortadan kaldırmak isteyen, ülkemiz doğasını vahşi kapitalizmin saldırılarıyla baş başa bırakan bir siyaset izlemektedir. Ne uğruna? Küresel sermaye ve onunla tamamen uyumlu hareket eden yerel ve yandaş sermayenin kısa vadeli kâr hırsları uğruna.

Kapitalizmin yapay, manipülatif ekonomik yarar söylemine karşı, zeytinliklerin madencilikten katlarca fazla ekonomik yarar sağladığının, sağlıklı yaşamın devamının kapitalistlerin sevdiği deyimle optimal faydayı sağladığının altını çizmemiz gerekir. 

ZEYTİNLİKLER HEDEFTE

Bu dönemde, zeytinlikleri madenciliğe açmak isteyen değişiklikler, yargı kararları ile önlenmiştir. Son olarak, Maden Yönetmeliği’ne eklenen bir madde ile zeytinlikler madenciliğe açılmak istenmiş, Danıştay bu yönetmeliğin yürütmesini durdurmuştu.  

Hukukla arasının iyi olmadığını iyi bildiğimiz AKP iktidarı, şimdi de “Yönetmelikle olmazsa yasayla yaparız” diyerek Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı verdiği yönetmelik hükmünün hemen hemen aynısını yasa önerisi olarak karşımıza getirdi. Bu yasa önerisinde de aynı yönetmelik gibi akla ziyan yöntem yer alıyor, “zeytinliklerin taşınması”. 

Yılda tüm çevresiyle ekosistem oluşturan zeytinlik sahaları, on binlerce zeytin ağacı sağlıklı biçimde taşınabilir mi? Bir memurun tayin olunca taşınması gibi kullanılan “zeytinlik alanların taşınması” ifadesine karşı söylemek gerekir ki “Flora bir yerden bir yere taşınır” gibi zeytinlik alanlar, ekosistem kavramlarını hiçe sayan yaklaşım ile “Maden nerede olursa olsun çıkarılır” biçimindeki tüm değerleri paradan, madenden ibaret sanan yaklaşım, artık hukuk alanına, doğamıza, yaşamımıza sızmaktan vazgeçmelidir.

Bu yazıyı kaleme alırken yükselen kamuoyu tepkisi, AKP’nin yasa önerisini geri çekmesini sağladı. Ama unutmamak gerekir ki yine geleceklerdir.

AV. MURAT FATİH ÜLKÜ