Uzun süredir kapalı duran “tamir çantamı” açıyorum. Bazı çok önemli evrensel kavramlar dilimize öylesine yanlış çeviriliyor ki düşünsel iletişimin bütün kapıları kapatılıyor. Siyasal konuşma ve tartışmalarda yıllardır bir “devlet aklı”dır gidiyor. “Devlet aklı” diyorlar ve hindi gibi kabarıyorlar, taşı gediğine oturttuk diye. Ama karavana attıklarından haberleri bile yok.
Bu çeviri “şey”in Fransızcası “La raison d’État”yı ele alalım. “La raison”un anlamı nedir? “Akıl, us, sağduyu.” “État”nın anlamı da “devlet”. O halde al sana “devlet aklı”. Yabancı dillerden çeviri yaparken iki gönül birleşince samanlık seyran olmuyor kardeş. Atalarımız bizden akıllıymış ki “Hikmeti hükümet” demişler ve “Sual olmaz” diye eklemişler.
Vikipedi’de yer alan bilgi şöyle: Devletin bekasının söz konusu olduğu durumlarda her türlü kuraldan muaf tutulmasını savunan siyasal anlayışa “hikmeti hükümet” denir. Devlet kriz halinde iken, varlığı tehlikeye düştüğü durumlarda hukuku askıya alarak aykırı faaliyetlerde bulunmasına doktrinlerde verilen isimdir. Güncel Türkçedeki karşılığı “hükümetin varlık nedeni”dir. Meşrutiyet tartışmaları yaşanırken Osmanlı İmparatorluğu’nda sıklıkla kullanılmış olan bir ifadedir. Fransızca “Raison d’État” kavramının karşılığı olarak Türkçede “devlet gereği” ya da “devlet aklı” olarak çevrilmektedir ki ikisi de anlam bakımından yeterli değildir. Hikmeti hükümet anlayışı tam olarak devletin varlığını ve devletin bekasını gözetlemeyi hedefler. Hikmeti hükümetin kökeni Arapçadır ve “hükümetin gözettiği asıl fayda”, “hükümetin icraatında, devlet bekasını gözeten maksatlara göre hareket etmesi” anlamlarına gelmektedir. Hikmeti hükümet anlayışının amacı devletin gücünü korumak, onun devamını sağlamaktır. Bunun için eğer devlet bir nedenle tehlikeye girecekse bütün kuralları geçici bir süre ve dönem için askıya alabilir
Hikmeti hükümet zaman ve mekândan bağımsız, evrenseldir. Fransızcadaki “Raison d’État”, Almancadaki “Staatsraison”, İtalyancadaki “Ragione di statio” terimlerinin karşılığı olarak kullanılmaktadır.
Hikmeti hükümet anlayışının aksine hukuk devleti anlayışı, her türlü eylem ve işleminde hukuka bağlı kalmak zorunda olan bir devlettir ve devlet başlı başına bir amaç değildir. Hukuk devletinde devlet, sadece bireyin refahını ve hukukunu koruyacak bir araçtan ibarettir. Devlet hukukun üstünde değildir ve hukukla sınırlandırılmamış haldedir. Hiçbir şekilde, hiçbir durumda devletin hukuk dışına çıkması, hukuka aykırı kararlar vermesi kabul edilemez.
“La raison d’État”ın Fransızca tanımı şöyle: “La raison d’État est le principe politique en vertu duquel l’intérêt de l’État, conçu comme une préoccupation supérieure émanant de l’intérêt général, peut nécessiter de déroger à certaines règles juridiques ou morales, notamment dans des circonstances exceptionnelles.”
Hikmeti hükümet, genel çıkardan kaynaklanan daha yüksek bir kaygı olarak tasarlanan devlet çıkarının, özellikle istisnai durumlarda, belirli hukuki veya ahlaki kurallardan sapmayı gerektirebileceği siyasi ilkedir.
“Akıl” (anlak, sağduyu, logos) ile “hikmet” (gizli neden, bilgelik, sebep, sorun) eşanlamlı değildir. “Devlet aklı” dediğimiz zaman anlam tek ve durağandır, doğurgan değildir ama hikmeti hükümet (“Devletin (hükümetin) hikmeti”nin anlamı derin ve geniştir, içinde her şey vardır. Sözün harbisi: Devlet, zorunlu durumlarda, gerektiği zaman anayasa, yasa, gelenek-görenek dışına çıkabilir, caizdir.
Evet akıl başka, hikmet başka! Dil (lisan) en temel iletişim aracıdır; konuşanın (göndericinin, kaynağın) bildirisini (mesajını) alımlayıcıya (muhataba) taşır. Bildirinin doğru geçmesi için içerdiği anlamın taşıyıcısı olan sözcük ve kavramları doğru ve iki taraf tarafından bilinmesi gerekir.
Bir dilin uygarlığının, bilgi dağarcığının sağlıklı bir ortamda gelişmesi için okullarda kitapların “doğru” dille yazılması, öğretmenlerin dili kusursuz kullanması gerekir. Bütün dillerde testli sınavlar dilin gerilemesine yol açmıştır. Bir zamanlar yazılı sınavlar anlatıya dayanırdı, “kompozisyon” diye bir ders de vardı okullarımızda.
Gazeteler ve özellikle televizyonlar sunucularının ağzıyla dilimize öldürücü darbe vuruyorlar. Aralarından biri “ayrıntı” (teferruat) yerine Fransızca “detay” diyor ve mikrop bir anda bütün televizyonlara dağılıyor. 1969 sonu ile 1970 yılı başlarında TRT Televizyon’u kurarken yapım ve yayınları denetlemek için öndenetim ve redaksiyon bölümünü de kurmuştuk. Bir okul gibiydi... Dilini doğru konuşup yazmayan kişi yazar ve siyasetçi olamaz. Oldu diyelim: Yazar okunmaz ama siyasetçi tekrar seçilir!
Son söz: AKP hükümeti, eylemleriyle tam bir “hikmeti hükümet” fabrikasıdır!