Tek parti=Cumhuriyet
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Tek parti=Cumhuriyet

09.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum: Tek parti döneminin Cumhuriyet Halk Partisi EŞİTTİR Cumhuriyet rejimi. Tamam mı? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni, Kurtuluş Savaşı’nı yönetip kazananlar kurdu. Yani hemen sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)... Bu doğru ve gerçeği AKP Genel Başkanı RTE bilmeyebilir ama Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan bilmek zorundadır, bilmeye mahkûmdur.

AKP Genel Başkanı RTE, bir konuşmasında kullandığı “Stockholm sendromu” (katiline âşık olmak) kavramı dolayısıyla CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e öfke ve kinle saldırıyor:

“Şimdi çıkmış, artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş? DEM Parti’nin terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromuymuş. Yani celladına âşık olmakmış. Yahu insanda biraz utanma, mahcubiyet olur. Ya sen ömrün boyunca hiç mi CHP’nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir.

İstiklal Mahkemeleri’nde alelacele kararlar alıp darağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini; merhum Menderes’i, Polatkan’ı, Zorlu’yu adım adım darağacına kimin taşıdığını; şimdi ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini; ‘terörle mücadele’ adı altında Tunceli’den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel, hedef saptırmasın, kendini boşu boşuna hiç yormasın. Eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın. Kendi tarihine baksın, CHP’nin geçmişine baksın, celladı orada zaten görecektir.”

Yukarıda okuduğunuz konuşmayı bir partinin partizan ve jakoben genel başkanı yapabilir; Atatürk ve İnönü’yü adlarını anmadan “katil” ve “cellat” sıfatlarıyla tanımlayabilir ama Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı, kim olursa olsun böyle bir sorumsuzluk yaparsa ayıplanır ve kınanır. Bilmeyenin bilip öğrenmesi için Kurtuluş Savaşı’mızın başladığı 1919 yılından itibaren Kürt isyanlarını yazıyorum: 1-Simko isyanı: 1919-1922 2-Ali Batı isyanı: 11 Mayıs 1919 3-Mahmut Berzenci isyanı 4-Koçgiri isyanı: 9 Mart 1921 (İnönü Savaşı’ndan önce) 5-Beytüşşebab isyanı: 4 Eylül 1924; 6-Şeyh Sait isyanı: 3 Şubat-30 Mayıs 1925 7-Diyarbakır Nehri isyanı: 10 Haziran 1925 8-Reşkotan ve Raman Tedip Harekâtı: 7 Ağustos-23 Ağustos 1925 9-Batman Seyit Taha ve Seyit Abdullah isyanları: 1925 10-Şemdinli Jilyan isyanı: 1926 11-Siirt Eruhlu Yakup Ağa isyanı:1926 12-Pervari Güyan isyanı: 1926 13-Siirt Birinci Ağrı Harekâtı: 16 Mayıs-17 Haziran 1926 14-Koçuşağı isyanı: 1926 15-Silvan Hazro isyanı: 21 Ocak 1926 16-Diyarbakır Mutki isyanı: 26 Mayıs-25 Ağustos 1927 17-Mutki İkinci Ağrı Harekâtı 13-20 Eylül 1927 18-Bicar Tenkil Harekâtı 7 Ekim-Kasım 1927 19- Irak Bicar Resul isyanı, 22 Mayıs-3 Ağustos 1929 20-Tendürek Harekâtı: 14-27 Eylül 1929 21-Savur Tenkil Harekâtı: 20 Mayıs-9 Haziran 1930 22-Zeylan isyanı: 20 Haziran-Eylül 1930 23- Ali Can isyanı: 7 Temmuz 1930 24-Tutak Oramar ayaklanması: 16 Temmuz-10 Ekim 1930 25-Üçüncü Ağrı Harekâtı: 7-14 Eylül 1930 26-Ağrı Dağı Şeyh Mahmut Berzenci isyanı: Eylül 1930 27-Buban aşireti isyanı,1934 28-Siirt Abdurrahman isyanı,1935 29-Abdulkuddüs isyanı,1935 30-Siirt Sason isyanı,1935 31-Dersim isyanı, 1937 32-Seyit Rıza isyanı, Tunceli, 1937 33-PKK: 1984-2025...

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok değerli Kürt kardeşleri, Cumhuriyetin kuruluş sürecinin başladığı 1919 ile 1937 yılları arasında 32 kez Cumhuriyet devletine isyan etmişler. R.T. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i “Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir” (Hürriyet, 4.12.2025) diye paylıyor. Bu durumda (1919- 1937 yılları arasında ülkeyi kim yönetiyorsa o cellat olmakta öyle değil mi? Kim?

Erdoğan’ın sevgili Kürt kardeşleri Kürt aşiret bey, ağa ve şeyhlerinin yönetiminde ve onların derebeylik sömürü düzenini sürdürmek için tamı tamına 32 kez isyan etmişler. Vay benim anam babam, vay benim köse olmayan 55 yıllık sakalım! Ey AKP’nin genel başkanı, zatı âlileriniz Atatürk’ün yerinde olsaydı Cumhuriyete, başta ayrılmak üzere türlü nedenlerle isyan eden değerli Kürt kardeşlerinizi yüreklendirmek için alkışlar ve isyana neden olan isteklerini “Emriniz olur” diyerek yerine mi getirirsiniz? Adamlar Cumhuriyet devletinden ayrılmak istiyorlar ya da yönetim tarzlarına isyan ediyorlar.

Demek Cumhuriyetin varlığını savunmak ve korumak, uygarlık devrimlerini çağdaşlaşmak bilinç ve ülküsüyle uygulamak “tek parti faşizmi”, isyan suçlularını cezalandırmak “cellatlık” oluyor ha?! Bu sıfatları ancak Cumhuriyet düşmanları kullanabilir. Demek Cumhuriyetin kendini savunmak için suçluları cezalandırması faşizm ve cellatlık, suçlular da kurban oluyor!

Bu arada İstiklal Mahkemeleri karalamadan paylarını güzelce almaktalar. Şimdiye kadar sadece mürtecilerin karşı çıktığı mahkemeler.

“Arkamdan ne derler”, “Tarih benim için ne yazacak” kaygısı taşımayan insanların vay haline... Her şey mübahtır onlara göre, onlar için. Ama insanlar söyler ve tarih mutlaka yazar! Ve bu yazı asla silinemez! Tarih asla unutmaz! Tarihin kitabında “mahşer günü” (hesaplaşma günü) diye bir bölüm yoktur; her gün mahşerdir!

İlgili Konular: #AKP #CHP

Yazarın Son Yazıları

Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025