30 Kasım 2007
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

30 Kasım 2007

30.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı. Bugün hakkında, bir uyarı niyetine, bir anma yazısı yazacaktım. İşim rast gitti sanki. 26 Kasım 2025 tarihli bir haber şöyle: “Eskişehir’den sonra bir şehirde daha büyük rezerv heyecanı! Dünya peşinde. Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervinin Eskişehir’de olduğunun açıklanmasının ardından gözler Malatya’ya çevrildi. Jeoloji Mühendisleri Odası Malatya İl Temsilcisi Mehmet Yunus Gülmez, Kuluncak ilçesinde önemli büyüklükte nadir toprak elementleri rezervinin bulunduğunu söyledi.”

Önemli bir olaydan sonra hep böyle söylerler ama daha gün batıp doğmadan unuturlar. Jeoloji Odası Malatya İl Temsilcisi Mehmet Yusuf Gülmez’in adını aha buraya yazıyorum. Bu konuda bir tek olumlu somut adım atsınlar ben emirlerine amadeyim. Şimdi Engin Arık Hanım’ın özyaşamöyküsünü okuyalım ve unutmayalım:

Engin Arık (14 Ekim 1948-30 Kasım 2007), Türk parçacık fizikçisi ve Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nün eski profesörüdür. Toryum madeninin enerji sorununa temiz ve ekonomik bir çözüm olabileceği yolundaki görüşleri ile tanındı.

14 Ekim 1948’de İstanbul’da doğdu. Şimdiki adı Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi olan, Atatürk Kız Lisesi’ni 1965 yılında bitirdi. Engin Arık 1969’da İstanbul Üniversitesi’nden matematik ve fizik diploması aldıktan sonra, aynı üniversitenin kuramsal fizik kürsüsünde öğrenci asistanı olarak çalışmaya başladı.

Engin Arık, deneysel yüksek enerji fiziği alanında Pittsburgh Üniversitesi’nde 1971’de master (MS) 1976’da doktor (PhD) unvanı aldı. Doktora çalışmasının ana temasını değişik elementler üzerine hyperon demeti yollanarak gözlenen rezonansları oluşturuyordu. 1976-1979 doktora sonrası araştırmacı olarak Londra Üniversitesi ve Rutherford Laboratuvarları’nda hidrojen hedef üzerine yollanan pion demeti ile exotic delta oluşumlarını inceleyen deneylerde yer aldı.

1979’da Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’ne girdi. Deneysel yüksek enerji fiziği alanında yaptığı çalışmalarla 1981 yılında doçent oldu. 1983’te, Control Data Corporation’da iki yıl çalışmak üzere üniversiteyi bıraktı ve ardından Boğaziçi Üniversitesi’ne dönerek 1988’de profesör oldu.

Arık 1997 ve 2000 arasında Viyana’da Birleşmiş Milletler’in bir kuruluşu olan Comprehensive Test Ban Treaty Organization’da radionuclide görevlisi olarak çalıştı.

1990’dan sonra CERN’deki çalışmalara katıldı. ATLAS ve CAST deneylerine katılan Türk bilim insanlarına liderlik yaptı. Arık deneysel yüksek enerji fiziği alanında yüzün üzerinde makale yayımlamış, yüzlerce atıf almıştır. Aynı zamanda Türk Ulusal Hızlandırıcı Projesi’nin de yürütücülüğünü yapan Arık, 30 Kasım 2007 tarihinde Isparta’daki uçak kazasında öldü. Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi.

2014 yılında yayımlanan Webometrics raporunda yer alan h-index’i sıralamasına göre, Türkiye’deki bilim insanları içerisinde halen ilk sırada yer almaktadır.

Engin Arık’ın ölümü hakkında çeşitli suikast iddiaları vardır, Arık uçak kazasında öldükten sonra bazı gruplar bunun suikast olduğunu, kazanın önceden planlandığını öne sürmüşlerdir. Bu konu hakkında soruşturma bile açılmıştır, günümüzde soruşturma hâlâ devam etmektedir.

***

Prof. Dr. Engin Arık’ın ölümünün üzerinden 18 yıl geçti. Türkiye’nin zengin toryum yatakları oldukları yerde uyumaya devam ediyor ama çekik gözlü Çin boş durmuyor: Toryumla çalışan dünyanın en büyük nükleer kargo gemisini tezgâha koymak üzere. İnternette yer alan haber şöyle:

Çin, geliştirilme aşamasında olan nükleer enerjili dünyanın en büyük kargo gemisine dair teknik ayrıntıları açıkladı. Buna göre gemi, 200 megavat termal güç üreten devrim niteliğinde bir toryum bazlı eriyik tuz reaktörüyle (TMSR) donatılacak ve 14 bin standart konteyner taşıma kapasitesine sahip olacak.

200 MW’lik bu termal güç, ABD donanmasının gelişmiş Seawolf sınıfı nükleer denizaltılarında kullanılan S6W reaktörleriyle aynı seviyede. Reaktörün ürettiği ısı doğrudan tahrik için değil, süper kritik karbondioksit (sCO2) çevrimini kullanan bir Brayton jeneratörünü çalıştırmak için kullanılacak. Bu sistem, gemiyi yıllarca yakıt ikmali yapmadan hareket ettirmeye yetecek kadar 50 MW elektrik gücü üretecek. Bu gelişmiş sCO2 çevriminin ısıdan elektriğe dönüşümde yüzde 45-50 verime sahip olduğu belirtiliyor. Bu oran, geleneksel buhar çevrimli reaktörlerin yaklaşık yüzde 33’lük verimliliğine kıyasla büyük bir sıçrama anlamına geliyor.

Yeni tasarımın en önemli avantajlarından biri, geleneksel uranyum yerine toryum kullanılmasından kaynaklanan doğal güvenlik özellikleri. Toryum daha bol bulunuyor ve reaktörün suyla soğutulmasına gerek kalmadığından sistem hem daha küçük hem de daha sessiz ve güvenli hale geliyor.

Reaktör atmosferik basınçta çalıştığı için patlayıcı basınç birikimi riski bulunmuyor. Reaktör ayrıca güçlü bir negatif sıcaklık katsayısına sahip olduğundan, sıcaklıklar arttıkça nükleer reaksiyon doğal olarak yavaşlıyor ve kontrolden çıkma riski ortadan kalkıyor.

Tasarımda iki pasif artık ısı giderme sistemi bulunuyor. En kötü senaryoda, erimiş tuz yakıtı güvenlik odasına akıyor ve katılaşıyor, böylece radyoaktif maddeler hapsoluyor. Modüler ve tamamen kapalı bir yapıda tasarlanan reaktörün her modülünün 10 yıl ömre sahip olduğu belirtiliyor. Bu sürenin sonunda reaktör yeniden yakıt doldurulmak yerine komple değiştiriliyor, bu da sızıntı ve insan hatası riskini ciddi biçimde azaltıyor. Ayrıca acil durumlar için 10 MW’lik dizel jeneratör de gemiye entegre edilecek.

***

Sağlamcı çalışan Çin bu işe soyunduysa Jeoloji Mühendisleri Odası Malatya İl Temsilcisi Sayın Mehmet Yusuf Gülmez şimdi artık sıra sizde.

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ü örnek verip...

1 Ekim 2025 günkü Sözcü gazetesinin 11. sayfasında şöyle bir haber yayımlandı:

Devamını Oku
16.12.2025
Piliç değil bilinç

İnsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu “Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, o kişiye varlığının adresini sormaktan başka bir şey değildir.

Devamını Oku
14.12.2025
MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025