Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

11.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz…” (İsmet İnönü, 14 Aralık 1953)

Image

Ulus gazetesi, 15 Aralık 1953, s.1

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi. Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt CHP, 102 yıl içinde çok şey yaşadı; gün geldi mallarına, parti binalarına el konuldu, gün geldi kapatılmak istendi, gün geldi genel başkanları saldırılara uğradı, gün geldi il başkanları öldürüldü. Ama CHP yılmadı, teslim olmadı; anayasa ve hukuk ilkeleri çerçevesinde sürekli direndi. CHP, 102 yıl sonra bir kere daha büyük bir baskı altında ve yine direniyor.

9 Eylül 1923’te kabul edilen (Cumhuriyet) Halk Partisi Tüzüğü’nün birinci maddesine göre partinin kuruluş amacı;

a) Milli hâkimiyetin halk tarafından halk için icrasına rehberlik etmek,

b) Türkiye’yi asri (çağdaş) bir devlet haline yükseltmek,

c) Türkiye’de bütün kuvvetlerin üstünde kanun üstünlüğünü hâkim kılmaya çalışmaktı.

ATATÜRK’ÜN VASİYETİ VE HALKEVLERİ TARTIŞMASI

14 Mayıs 1950 genel seçimlerini kazanarak iktidara gelen Demokrat Parti (DP) ayağının tozuyla CHP’ye saldırmaya başladı. DP’li milletvekilleri, CHP’nin tüm mal varlığını devlet olanaklarıyla, halkın parasını gasp ederek elde ettiğini ileri sürdüler. DP, özellikle Atatürk’ün vasiyeti ve Halkevleri üzerinden CHP’ye saldırdı. DP’liler önce Atatürk’ün vasiyeti hakkında bazı dedikodular yaydılar. Sonra DP Milletvekili Süreyya Endik, 15 Aralık 1950’de Atatürk’ün vasiyetinin iptali için Meclise bir önerge verdi. Atatürk’ün hastalığının sonlarında “dimağının gölgelendiğini” iddia ederek vasiyetin iptalini istedi. DP Milletvekili Sinan Tekelioğlu da Atatürk’ün mal varlığı tartışmasını başlattı. O da “Atatürk’ün vasiyetinin geçerli olmadığını” iddia etti. Tekelioğlu, Atatürk’ten kalan malların milletin malı olduğunu, Atatürk’ün tüm milleti temsil eden bir parti olarak gördüğü CHP’ye mallarını bıraktığını, ama artık CHP’nin tüm milleti temsil etmediğini belirterek Atatürk’ün vasiyeti ve malları hakkında Başbakanlığa bir soru önergesi verdi. Tekelioğlu, Anıtkabir’in inşasının da hazineden değil, Atatürk’ün kendi mal varlığından karşılanması gerektiğini, bunun için de biran önce CHP’nin mal varlığının elinden alınıp Anıtkabir inşaatına harcanmasını önerdi. (TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: IX, C: 3, 19. Birleşim 15 Aralık 1950.)

Atatürk, 5 Eylül 1938 tarihli vasiyetinde CHP’ye herhangi bir para bırakmamakla birlikte nema gelirlerini TTK ve TDK’ya bıraktığı İş Bankası’ndaki hisselerinin yönetimini CHP’ye bırakmıştı. CHP, Atatürk hisseleri oranında İş Bankası’na 3 veya 4 yönetici sokuyordu. Atatürk, ayrıca daha önce Ulus Matbaası ve bazı taşınmazları da CHP’ye bırakmıştı.

DP’nin, CHP’nin mallarına el koymak için gündeme getirdiği bir diğer konu Halkevleriydi. Atatürk’ün kültür devrimi kapsamında 1932 yılında kurulan Halkevleri sadece yönetim olarak CHP’ye bağlıydı. Ancak 1936 yılından itibaren valilerin aynı zamanda CHP il başkanı olmasıyla birlikte devlet bütçesinden Halkevlerine yardımlar yapılmıştı. İşte DP, bu yardımlarla CHP’nin haksız kazanç sağladığını ileri sürerek CHP’nin mal varlığını tartışmaya açtı.

26 Eylül 1950’de DP’li Maliye Bakanı Halil Ayan, Halkevleri üzerinden CHP’nin mal varlığına el koyma hazırlıklarını ilk kez açığa vurdu. (Milliyet, 27 Eylül 1950, s. 5.)

12 Aralık 1950 tarihinde de Başbakan Adnan Menderes, DP Grubu’nda yaptığı konuşmada CHP’nin özellikle Halkevleri üzerinden haksız kazanç elde ettiğini ileri sürdü: “Meseleyi bir haksız mal kazancı olarak gördüklerini ve iktidar olarak hak ve adaleti yerine getirmek istediklerini” belirtti. (Milliyet, 13 Aralık 1950, s. 5)

HALKEVLERİ KAPATILDI, BİNALARI CHP’DEN ALINDI

24 Temmuz 1951’de toplanan DP Meclis Grubu, “devlet kurumlarının bedelsiz olarak siyasi partilere verdikleri gayrimenkullerin eski sahiplerine verilmesi konusunda” prensip kararı aldı. Bu karar, doğrudan doğruya CHP’yi hedef alıyordu.

Bunun üzerine CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, 3 Ağustos 1953 tarihinde parti teşkilatına yayınladığı bildiride, iktidarın bu girişimini “insafsızca” diye tanımladı. Bu kanun teklifi ile “gaspçı” olarak gösterilen CHP’nin çalışamaz duruma getirilmek istendiğini belirtti. Ancak mahkeme kararına dayanmadıkça bu tür isnatların iftiradan öteye geçemeyeceğini de ekledi. Bu durum karşısında partililerin telaş, karamsarlık, bezginlik göstermemesini ve kanun içinde çalışmaya ve vatandaşları aydınlatmaya devam etmelerini istedi. El konulacak binalar yerine partililerin bir an önce yeni yerler belirlemelerini de isteyen İnönü, “CHP’nin büyük hadiseler ve o hadiseleri yenmeye alışmış bir parti olduğunu” da hatırlattı. (BCA, 490.01.11.58.16; Fevzi Çakmak, Halkevlerinin Kapatılması ve CHP Mallarına El Konulması”, History Studies, V. 7, I. 3, September 2015, s.4).

Tartışmalardan sonra DP, CHP’nin mal varlığı hakkında mali inceleme başlattı. Sonunda CHP’nin mal varlığının çoğunun “haksız kazanç” olduğu ileri sürüldü. CHP, Halkevleri üzerinden devlete yaklaşık 50 milyon lira borçlu çıkartıldı.

8 Ağustos 1951’de 5830 sayılı “Resmî daire ve müesseselerin siyasi partilere bedelsiz mal devredemeyeceklerine ve bu daire ve müesseselerle münfesih derneklere ait olup siyasi partilere terk edilmiş olan gayrimenkul mallarla bu partiler tarafından genel menfaatler için yaptırılmış olan binaların sahiplerine ve Hazineye iadesine dair kanun” çıkarıldı. (TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: IX, C: 9, 111. Birleşim, 8 Ağustos 1951; Resmi Gazete, S:7882, 11 Ağustos 1951). Bu kanunla 4819 Halkevi ve Halkodası kapatıldı. CHP’deki Halkevi binaları CHP’den alınıp çeşitli kurumların kullanımına verildi. CHP’nin kullanımındaki kamu binaları Hazine’ye devredildi. CHP, bu yasayla mal varlığının beşte dördünü kaybetti.

11 Ağustos 1951’de kanunun yürürlüğe girmesinin ardından CHP, parti binalarını boşaltmaya başladı. Ankara’daki CHP merkez binası da boşaltıldı. CHP Genel Merkezi, Ulus matbaasının bulunduğu binaya taşındı. (Çakmak, s.9-10)

Aslında DP’nin amacı CHP’nin tüm mal varlığına el koyup CHP’yi, siyasi faaliyetlerini yürütmez hale getirmekti. Bu nedenle Başbakan Adnan Menderes, 1953’te Manisa il kongresinde, Halk Partisi’nin elinde bulundurduğu mal ve mülkün hemen hepsinin gayri meşru olduğunu iddia etti. (Çakmak, s.11)

SUÇLULARININ TELAŞI

8 Aralık 1953 tarihinde DP Meclis Grubu, CHP’nin tüm mal varlığına el konulması için gereken kanun teklifini onaylayarak TBMM gündemine getirmeye karar verdi.

Başbakan Menderes, CHP’yi suçlarken, CHP mallarının hazineye devredilmesinin milli bir vazife olduğunu söyledi. (Vatan, 9 Aralık 1953, s. 7.)

Ulus gazetesi ise DP’yi hem kanun yapıcı, hem savcı, hem hâkim hem de infaz memuru rolüne bürünmekle suçladı.

İsmet İnönü, 14 Aralık 1953’te bu kanun teklifini meclis kürsüsünden şöyle eleştirdi:

“Bu kanun tasarısı ruhuyla, metniyle, her türlü usulüyle anayasaya aykırıdır. Bu tasarı hukuk prensiplerine, insan haklarına, Cumhuriyetin itibarına kastetme hareketidir. (...) Biz hukuk dışı bir rejimin kurulmakta olmasıyla karşı karşıyayız. Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz. (...) Işıktan korkuyorsunuz. Vasiyet ve tesis hakları ve tasarrufları iptal edilmektedir. (...) İktidarın açmak kararında olduğu adaletsiz yoldan, zulüm yolundan, büyük milletimizin az zararla kurtulması için bütün kabiliyetimizle ve tam vatanperverlikle çalışacağız. Sizi Türk Milleti’ne karşı baş başa bırakıyoruz...”

İnönü’nün bu sözlerinin ardından CHP Grubu toplu halde meclisi terk etti. Bunun üzerine Adnan Menderes tam üç defa söz aldı. İnönü’ye ağır hakaretler etti. İnönü’den “saçları ak pak, yaşlı zat”, “tiyatro sahnesinde aktörlük yapan biri” diye söz etti. İnönü’nün sözlerinin “yalan, yalan yalan...” olduğunu söyledi.

14 Aralık 1953’te DP’lilerin oylarıyla, 6195 sayılı “CHP’nin Haksız Kazançlarının İadesi Hakkında Kanun” kabul edildi. (TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: IX, C: 26, 17. Birleşim, 14 Aralık 1953, s. 169.)

Bu kanunla CHP’ye ait taşınabilir malların pek çoğu hemen açık artırma ile satıldı; taşınmaz malların mülkiyeti Hazine’ye geçirildi. Maliye Bakanlığı, 29 Aralık Salı günü mesai bitimine kadar CHP’nin tüm mal varlığının teslimini istedi. Kanunun yürürlüğe girdiği 16 Aralık 1953’te Ankara’daki CHP Genel Merkez binası, Ulus Gazetesi ve Matbaası ile tüm mal varlığı Maliye Bakanlığı memurlarına teslim edildi. (Çakmak, s.15-16)

Ulus Gazetesi, 15 Aralık 1953 tarihinde son kez “Ulus” ismiyle çıktı. İnönü’nün Meclis’te yaptığı konuşmanın en can alıcı yeri, “Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz” ifadesi manşetten kalın siyah puntolarla verilirken; “Müsterih ol Atatürk” başlığı ile Atatürk’ün bir fotoğrafı ve vasiyetnamesi yayınlandı. Ulus Matbaasını Atatürk’ün CHP’ye bağışladığı hatırlatıldı. Ayrıca Adnan Menderes’in CHP Milletvekili ve Parti Müfettişi olduğu yıllarda partiden aldığı paralara ilişkin belgeler yayınlandı. Gazete, 16 Aralık 1953 günü, başka bir binada “Yeni Ulus” adıyla çıkmaya başladı.

Bu kanunla İş Bankası’ndaki Atatürk hisseleri de hazineye devredildi. Ziraat Bankası kasalarında duran “Atatürk’ün özel eşyalarına” bile el koyuldu. Mart 1955’te bir kurul, Ziraat Bankası kasalarını açıp Atatürk’ün ağızlık, tabaka, saat, kol düğmeleri, hediye kılıç, Milli Mücadele’ye ait bazı belgeler vb. özel eşyalarını hâkim huzurunda devraldı. (Mazhar Leventoğlu, Atatürk’ün Vasiyeti, s. 106-108. Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam, C. 3, s: 131)

CHP SEFERBERLİĞİ

Mal varlığına el konulan CHP adeta seferberlik ilan etti. CHP’liler, parti adına açılan yardım hesaplarına bağış yapmaya başladılar. İlk olarak Genel Başkan İsmet İnönü ve Genel Sekreter Kasım Gülek para yatırdı. Ülke genelinde parti binalarına el konulunca yeni binalara geçildi. İstanbul il binası boşaltılıp kapısı mühürlendikten sonra partililer tarafından bina kapısına “Atam izindeyiz; Gene Geleceğiz; Azmimizi Yıkamazsınız” biçiminde yazılar yazıldı. 19 Aralık 1953 tarihinde Ankara Yenişehir’de CHP geçici il binasının açılışı, İsmet İnönü ve partililerin katıldığı törenle yapıldı. Parti binasına gereken malzemeler partililer tarafından sağlandı. İsmet İnönü de kendi evinden bir oturma takımını partiye bağışladı. 3 Ocak 1954 tarihinde başka bir binaya geçildi. İstanbul’da yeni il binasının açılışı da 2 Ocak 1954 tarihinde yapıldı. CHP İzmir il binası ise İsmet İnönü’nün doğduğu ev oldu. CHP Kongre üyeleri ülke genelindeki parti kongrelerine gelirken evlerinden sandalyelerini de kendileri getirdiler. Bu arada CHP, elinde kalan mallarına da el konulma olasılığına karşı bazı önlemler aldı. CHP’nin ağır bir yenilgi aldığı 2 Mayıs 1954 seçimleri için DP iktidarı bir milyon liradan fazla harcarken, CHP sadece 158 bin lira harcayabilecekti. (Çakmak, s.16-18)

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN İPTAL KARARI

CHP, 21 Şubat 1963 tarihinde, 1953 tarihli 6195 sayılı kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Atatürk’ün vasiyetini iptal eden bu kanunun anayasaya aykırı olduğunu ileri sürdü. Anayasa Mahkemesi, 11 Ekim 1963 tarihinde, 14 Aralık 1953 tarihli 6195 sayılı kanunu, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. (Resmi Gazete, 4 Aralık 1963).

27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi sonrası Adnan Menderes’in yargılandığı Yassıada Mahkemesi de 14 Aralık 1953 tarihli 6195 sayılı kanunun anayasaya aykırı olduğu sonucuna varmıştı. (Şevket Çizmeli, Menderes, Demokrasi Yıldızı? s. 688).

***

Batı cephesinde değişen bir şey yok! CHP, mallarına el konulmasından yaklaşık 72 yıl sonra bugün yine iktidarın baskısı altında ve yine direniyor. CHP, 9 Eylül 1923 tüzüğünde belirttiği gibi “Türkiye’de bütün kuvvetlerin üstünde kanun üstünlüğünü hâkim kılma” mücadelesine devam etmelidir. 102 yıl önce olduğu gibi 102 yıl sonra da Türkiye’nin geleceğini CHP’nin mücadelesi belirleyecektir. 

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir...

Devamını Oku
03.12.2025
Millet Mektepleri

“Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız.

Devamını Oku
26.11.2025
Vahdettin nasıl kaçtı?

“17 Kasım 1922 günlü resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi: ‘Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaçmıştır.’

Devamını Oku
19.11.2025
Türkiye'de Opera ve Vals

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” (M. Kemal Atatürk)

Devamını Oku
05.11.2025
Cumhuriyetimiz

Dile kolay, ilan edildiğinde bazı İngiliz yetkililerin sadece iki yıl ömür biçtikleri Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında...

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet’in şeker fabrikaları

“Meclis kürsüsünde bir de ‘üç beyaz’ parolası revaçtaydı...

Devamını Oku
22.10.2025
Nutuk 98 Yaşında: ‘İşte Bu Ahval ve Şerait İçinde…’

Atatürk Nutuk’u bir açılış ve kapanış döngüsüyle yapılandırır.

Devamını Oku
15.10.2025
Atatürk'e saygı duymayan teğmen: ‘Din Dilinin Türkçeleştirilmesi’

Mustafa Kemal Atatürk’e saygısı olmayanın onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Anayasasına da saygısı yoktur.

Devamını Oku
08.10.2025
Patrikhane ve Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı.

Devamını Oku
01.10.2025
Dil devrimini anlamak

“Gece meşguliyetimiz, bildiğin gibi dil dersleri… Gündüz de yalnız olarak aynı mesele üzerinde birkaç saat çalışıyorum.”

Devamını Oku
24.09.2025
Tek Partiden Çok Partiye: ‘Partili Cumhurbaşkanlığından Tarafsız Cumhurbaşkanlığına’

“Aramızdaki farkı bilelim. Biz, mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.”

Devamını Oku
17.09.2025
Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi.

Devamını Oku
11.09.2025
ETHEM: “İsyan ve İhanet”

“Efendiler, askerî harekâtı çapulculuktan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun mâsum çocuklarını fidye dilenmek için dağlara kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk vatanını bezdiren...

Devamını Oku
03.09.2025
Büyük Zafer'in sırrı

Tam 103 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de, Afyon Kocatepe’de, sabah saat 05.00’te, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın işaretiyle Türk tarihinin en önemli taarruzu Büyük Taarruz başladı.

Devamını Oku
27.08.2025
Aşiret-Tarikat Sorunu

Yeni açılım sürecinde etnik ayrılıkçı siyaset ve dinci, liberal ortakları, gerçeği çarpıtmaya devam ediyorlar.

Devamını Oku
20.08.2025
Saltanat Şurası’ndan Saray Komisyonu’na

1920 yılında Sevr Antlaşması’nı kabul etmek için kurulan “saltanat şurası”nın ve uygulamak için kurulan “barış komisyonu”nun amacı vatanı, milleti değil, sarayı, (sultanı) ve hükümeti kurtarmaktı.

Devamını Oku
13.08.2025
'Doğu Sorunu' devam ediyor! 'Kürt Sorunu mu Türk sorunu mu?'

İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919’da Londra’ya gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu...

Devamını Oku
06.08.2025
LOZAN: Onurlu Barış

Lozan Barış Antlaşması 102 yaşında…

Devamını Oku
23.07.2025
Hedefteki Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Türk milleti” kavramı, sadece bir ırkın, bir etnik kimliğin, bir dinin veya mezhebin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne “vatandaşlık bağı ile bağlı” eşit hukuka sahip tüm yurttaşların ortak-üst-ulusal kimliğinin adıdır.

Devamını Oku
16.07.2025
Atatürk’ün aşama stratejisi ve Türk Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü dinsel bir törenle açılacağını duyuran bildirinin, “O günün duygu ve anlayışına uyma zorunluluğundan kaynaklandığını” belirtmişti.

Devamını Oku
09.07.2025
Yaşasın laiklik

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil” (Uğur Mumcu- Cumhuriyet 1 Mart 1987)

Devamını Oku
02.07.2025
Atatürk’ün dünya barışını koruma formülü

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, güneyimizde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ediyordu ki, birden bire İsrail-İran Savaşı başladı.

Devamını Oku
25.06.2025
Sykes-Picot, Sevr, BOP ve Lozan

Şu gerçeği iyi görmek gerekir ki Sykes-Picot’tan Sevr’e, Sevr’den BOP’a, Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik planların önündeki en güçlü kalkan Lozan Antlaşması’dır.

Devamını Oku
18.06.2025
Tek parti döneminde hac yasak mıydı?

1 Haziran 1927 tarihli ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre “Hac mevsiminde Hicaz’a gönderilecek Hıfzıssıhha uzmanlarından Dr. Şerafeddin Bey’e siyasi pasaport verilmesi” kararlaştırılmıştı.

Devamını Oku
11.06.2025
Atatürk'ün Mirası Büyükdere Fidanlığı

Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle 1928 yılında İstanbul’da “Büyükdere Meyve Islah Enstitüsü” kuruldu...

Devamını Oku
04.06.2025
Lozan ve Kürtler

“Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türk’ün mukadderatıyla eştir. (…) TBMM Hükümeti dâhilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ederiz.”

Devamını Oku
28.05.2025
1921 Anayasası ve Muhtariyet

“Vilayetler kendi başına bir devlet değildir. Amerika hükümeti müttehidesi gibi değildir. Her vilayetin haiz olduğu muhtariyet, mahalli işlere münhasırdır. O işler ki yalnız vilayeti alakadar eder. O işler o vilayetin işleridir.”

Devamını Oku
21.05.2025
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak

Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.

Devamını Oku
14.05.2025
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Devamını Oku
07.05.2025
Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Devamını Oku
30.04.2025
‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’nin açılması

‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’NİN AÇILMASI

Devamını Oku
23.04.2025
Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Devamını Oku
16.04.2025
Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

Devamını Oku
02.04.2025
Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetçi direniş

ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYETÇİ DİRENİŞ

Devamını Oku
26.03.2025
Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Devamını Oku
19.03.2025
Laiklik neden gereklidir?

Laiklik neden gereklidir?

Devamını Oku
12.03.2025
Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Devamını Oku
05.03.2025
Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Devamını Oku
26.02.2025
ATATÜRK'ÜN KONUŞMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Atatürk’ün konuşmasının düşündürdükleri

Devamını Oku
19.02.2025
Şeyh Sait İsyanı

Şeyh Sait İsyanı

Devamını Oku
12.02.2025