Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

02.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”

Mustafa Kemal Atatürk

Akşam, 29 Ekim 1939

Tarihi günler yaşıyoruz. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olacağının anlaşılması üzerine, önce 35 yıllık diplomasının iptal edilmesi, sonra da “yolsuzluk” gerekçesiyle tutuklanarak “seçilme” hakkının, dolayısıyla halkın da “seçme” hakkının elinden alınmak istenmesi üzerine, bu haksızlığa, hukuksuzluğa isyan ederek demokrasiye sahip çıkan çoğu genç, yüz binlerce yurttaş sokaklara çıktı.

Atatürk’ün kurduğu üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti ile kavgalı, 2017 Anayasa Referandumu ile bu cumhuriyeti, adeta yeni saray rejimine çeviren, şimdi de terörist başı ile yeni bir açılım süreci yürüten siyasal İslamcı AKP iktidarının Ekrem İmamoğlu operasyonuna karşı en büyük tepki, anayasamızdaki ifadeyle “üniter, laik, demokratik sosyal hukuk devletini” savunan Atatürkçü Türk gençliğinden geldi.

HEDEFTEKİ CUMHURİYET

20 yılı aşkın bir zamandır devam eden siyasal İslamcı AKP iktidarı, Atatürk’ün kurduğu üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni “Yeni Türkiye” (Yeni Osmanlı) adını verdiği siyasal-dinsel bir yapıya; yeni saray rejimine dönüştürmek istiyor. Bu süreçte yıllardır sistemli olarak üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürkçü düşünceye, Kemalizm’e saldırıldı, saldırılıyor. Atatürksüz yeni bir tarih yazılmaya çalışıldı, çalışılıyor. Son olarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenler TSK’den uzaklaştırıldı. Şimdi de terörist başı ile yürütülen yeni açılım sürecinde yurttaşlık tanımından resmi dile Türk ulus devleti hedef alınıyor.

İşte Ekrem İmamoğlu operasyonu sonrası sokaklara çıkıp Türk bayrağının gölgesinde toplanan Atatürkçü gençler, bir taraftan hak, hukuk, adalet ararken diğer taraftan anayasamızdaki ifadeyle “üniter, laik, demokratik, sosyal hukuk devletine” sahip çıkıyor.

KİNDAR NESİL PROJESİ

Yıllardır, sistemli olarak Türkiye’yi Atatürksüzleştirmeye çalışanlar, İmamoğlu operasyonu sonrası sokağa çıkan yüz binlerce Atatürkçü, yurtsever gencin, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” haykırışı ile sarsıldılar. Türk bayrağının gölgesinde toplanarak, Atatürk’ün tam bağımsız, üniter, laik, ulus devlet projesine sahip çıkan yurtsever, akıllı, bilgili, başarılı ve cesur “Atatürkçü gençlik”ten çok rahatsız oldular. Açıkça dile getirmeseler de “kindar nesil” projesinin başarısız olduğunu görmekten dolayı çok öfkeliler. Gençlere bu kadar öfkelenmelerinin temel nedeni, yok etmeye çalıştıkları Atatürkçü düşünceye gençlerin sahip çıkması ve Atatürkçü gençliğin yükselmesidir.

ATATÜRKÇÜ GENÇLİK VE KEMALİZM

İmamoğlu operasyonu sonrası başlayan sokak gösterilerine katılarak hak, hukuk, adalet arayarak, ulusal egemenliğe, laik ve demokratik Cumhuriyete sahip çıkan gençlerin büyük bir bölümü kendilerini “Atatürkçü” olarak tanımlıyor. Sembollerine ve sloganlarına bakıldığında çıplak gözle görülen bu gerçeği, yapılan bir araştırma da doğruladı.

Her ne kadar, yeni saray rejimi itiraf edemese de 20 yılı aşkın bir süredir devam eden siyasal İslamcı iktidarın, “Türkiye’yi Atatürksüzleştirme projesi” başarısız oldu. Başarısız olmaya mahkûm bir projeydi. Çünkü Türkiye’yi Atatürksüzleştirmek demek, Türkiye’nin tam bağımsızlığını, Türk ulusunun egemenliğini, Türk kadınının medeni ve siyasi haklarını kaybetmesi demekti. Türkiye’yi Atatürksüzleştirmek demek aklın, düşüncenin ve vicdanın zincirlenmesi demekti; bilimin, sanatın ölümü demekti. Türkiye’yi Atatürksüzleştirmek demek uygar yaşamın tehdit altında olması demekti. Türkiye’yi Atatürksüzleştirmek demek üniter, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin öksüz kalması demekti. Türkiye’yi Atatürksüzleştirmek demek Türkiye’nin geleceğinin kararması demekti. Atatürk’ün, kurduğu Cumhuriyeti emanet ettiği Türk gençliğinin buna izin vermesi beklenemezdi.

Siyasal İslamcı iktidarın dini kullandığı, özgürlükleri kısıtladığı, uygar yaşamı tehdit ettiği, adaleti, liyakati bitirdiği, ümmetçi bir yaklaşımla laik Cumhuriyeti ve Türk ulus devletini zayıflatarak yeni bir saray rejimi kurduğu bu ortamda Türk gençliğinin Atatürk’te birleşmesi, Atatürkçü düşünceyi benimsemesi, yeni bir Kemalist kuşağın yükselmesi çok doğaldı; öyle de oldu.

Modern Türkiye tarihinin en başarılı olmuş (vatan kurtaran devlet kuran) düşünce ve eylem pratiği Kemalizm’dir. Türkiye’de önce emperyalizme karşı örgütlenen halk hareketiyle bir bağımsızlık savaşı kazanan, sonra çok uluslu bir din-tarım imparatorluğunun enkazından tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş bir ulus devlet çıkaran düşünce ve eylem bütünlüğünün adı Kemalizm’dir.

Kemalizm; emperyalizme karşı tam bağımsızlık, saray saltanatına karşı ulusal egemenlik, geri kalmışlığa karşı akıl ve bilim eşliğinde çağdaş uygarlık, bölünmeye, parçalanmaya karşı ulusal birlik bütünlük ile yurtta barış dünyada barış olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla Kemalizm; emperyalist işgalin ve sömürünün, saray saltanatının, her türlü gericilik ve bölücülük ile kanlı savaşların panzehiridir. Bu nedenledir ki Kemalizm; emperyalizmi, yerli ve yabancı işbirlikçilerini, taçlı tahtsız tüm sultanları, din bezirgânı gericiler ve bölücüler ile barış yıkıcılarını; tam bağımsız, üniter ve laik Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarını hep rahatsız etmiştir ve etmeye devam edecektir.

GENÇLERIN TEPKİSİNİ DOĞRU OKUMAK

İmamoğlu operasyonu sonrası anayasal hakkını kullanıp sokağa çıkarak hak, hukuk, adalet arayan ve demokrasiye sahip çıkan gençler, her şeyden önce kendi özgür iradeleriyle kendi geleceklerine sahip çıkıyorlar. Gençler, eşit ve özgür biçimde yaşayacakları, adaletin egemen olduğu, tam bağımsız, laik, çağdaş ve demokratik bir Türkiye istiyorlar.

İmamoğlu operasyonu sonrası Türk bayrakları ve Atatürklü bayraklarla sokaklara çıkan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağıran, yer yer “Andımız”ı okuyan, “Türkiye laiktir, laik kalacak” diye slogan atan gençlerin, Atatürk’ün kurduğu üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk ulus devletine sahip çıktıklarını göz ardı etmemek gerekir.

Yükselen Atatürkçü gençlik, siyasal İslamcı iktidar ve gizli-açık ortaklarının, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin genetiğini değiştirmesine karşı çıkıyor.

Önce “eşit yurttaşlık” söylemi (Oysa anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları zaten eşittir), sonra terörist başının “yeni paradigma” vurgusu, daha sonra terörist başı için kullanılan “kurucu önder” ve “kurucu irade” ifadeleri ve son olarak da nevruzda Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde terör örgütü bayraklarının dalgalandırılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tehlikeli bir yola sokulduğunu gösteriyor. Yükselen Atatürkçü Türk gençliği bu tehlikenin de farkına varmış durumda.

Her şeyden önce bağımsız bir ulus devlette herkesin eşit haklara sahip olduğu tek bir yurttaşlık tanımı, tek bir kurucu önder ve tüm ulusun gölgesinde toplandığı tek bir bayrak söz konusudur. Aksi halde artık bir ulus devletten söz edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre eşit hukuka sahip Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları, hiçbir ayrım gözetilmeden; dinine, mezhebine, etnik kökenine vb. bakılmadan, hep birlikte “Türk milleti”ni oluşturur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tek kurucu önderi de Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türk milletinin bütün unsurlarıyla gölgesinde toplandığı bayrak da ay yıldızlı Türk bayrağıdır.

Yeni saray rejiminin İmamoğlu operasyonu sonrası anayasal haklarını kullanıp sokaklara çıkan ve tüm farklılıklarıyla Türk ulusuna aidiyet duygusunu yüksek sesle dile getirerek hak, hukuk, adalet arayan, ulusal egemenliğe ve demokrasiye sahip çıkan gençler çok dikkat çekici bir ulusal bilinçle aynı zamanda üniter ve laik Cumhuriyete sahip çıkıyorlar. Bu süreçte gençlerin, yaşını başını almış birçok siyasi liderden daha gerçekçi ve daha yüksek bir siyasi bilinçle hareket ettiği çok açık.

***

Mustafa Kemal Atatürk, 1927 yılında okuduğu Nutuk’u “Gençliğe Hitabe” ile bitirirken “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” demişti. 98 yıl sonra bugün, 2025 yılında, Atatürk’ün, kurduğu Cumhuriyeti emanet ettiği Türk gençliğinin, Atatürk’ün en büyük emanetine, Cumhuriyete sahip çıkması umut verici...

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir...

Devamını Oku
03.12.2025
Millet Mektepleri

“Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız.

Devamını Oku
26.11.2025
Vahdettin nasıl kaçtı?

“17 Kasım 1922 günlü resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi: ‘Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaçmıştır.’

Devamını Oku
19.11.2025
Türkiye'de Opera ve Vals

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” (M. Kemal Atatürk)

Devamını Oku
05.11.2025
Cumhuriyetimiz

Dile kolay, ilan edildiğinde bazı İngiliz yetkililerin sadece iki yıl ömür biçtikleri Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında...

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet’in şeker fabrikaları

“Meclis kürsüsünde bir de ‘üç beyaz’ parolası revaçtaydı...

Devamını Oku
22.10.2025
Nutuk 98 Yaşında: ‘İşte Bu Ahval ve Şerait İçinde…’

Atatürk Nutuk’u bir açılış ve kapanış döngüsüyle yapılandırır.

Devamını Oku
15.10.2025
Atatürk'e saygı duymayan teğmen: ‘Din Dilinin Türkçeleştirilmesi’

Mustafa Kemal Atatürk’e saygısı olmayanın onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Anayasasına da saygısı yoktur.

Devamını Oku
08.10.2025
Patrikhane ve Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı.

Devamını Oku
01.10.2025
Dil devrimini anlamak

“Gece meşguliyetimiz, bildiğin gibi dil dersleri… Gündüz de yalnız olarak aynı mesele üzerinde birkaç saat çalışıyorum.”

Devamını Oku
24.09.2025
Tek Partiden Çok Partiye: ‘Partili Cumhurbaşkanlığından Tarafsız Cumhurbaşkanlığına’

“Aramızdaki farkı bilelim. Biz, mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.”

Devamını Oku
17.09.2025
Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi.

Devamını Oku
11.09.2025
ETHEM: “İsyan ve İhanet”

“Efendiler, askerî harekâtı çapulculuktan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun mâsum çocuklarını fidye dilenmek için dağlara kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk vatanını bezdiren...

Devamını Oku
03.09.2025
Büyük Zafer'in sırrı

Tam 103 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de, Afyon Kocatepe’de, sabah saat 05.00’te, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın işaretiyle Türk tarihinin en önemli taarruzu Büyük Taarruz başladı.

Devamını Oku
27.08.2025
Aşiret-Tarikat Sorunu

Yeni açılım sürecinde etnik ayrılıkçı siyaset ve dinci, liberal ortakları, gerçeği çarpıtmaya devam ediyorlar.

Devamını Oku
20.08.2025
Saltanat Şurası’ndan Saray Komisyonu’na

1920 yılında Sevr Antlaşması’nı kabul etmek için kurulan “saltanat şurası”nın ve uygulamak için kurulan “barış komisyonu”nun amacı vatanı, milleti değil, sarayı, (sultanı) ve hükümeti kurtarmaktı.

Devamını Oku
13.08.2025
'Doğu Sorunu' devam ediyor! 'Kürt Sorunu mu Türk sorunu mu?'

İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919’da Londra’ya gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu...

Devamını Oku
06.08.2025
LOZAN: Onurlu Barış

Lozan Barış Antlaşması 102 yaşında…

Devamını Oku
23.07.2025
Hedefteki Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Türk milleti” kavramı, sadece bir ırkın, bir etnik kimliğin, bir dinin veya mezhebin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne “vatandaşlık bağı ile bağlı” eşit hukuka sahip tüm yurttaşların ortak-üst-ulusal kimliğinin adıdır.

Devamını Oku
16.07.2025
Atatürk’ün aşama stratejisi ve Türk Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü dinsel bir törenle açılacağını duyuran bildirinin, “O günün duygu ve anlayışına uyma zorunluluğundan kaynaklandığını” belirtmişti.

Devamını Oku
09.07.2025
Yaşasın laiklik

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil” (Uğur Mumcu- Cumhuriyet 1 Mart 1987)

Devamını Oku
02.07.2025
Atatürk’ün dünya barışını koruma formülü

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, güneyimizde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ediyordu ki, birden bire İsrail-İran Savaşı başladı.

Devamını Oku
25.06.2025
Sykes-Picot, Sevr, BOP ve Lozan

Şu gerçeği iyi görmek gerekir ki Sykes-Picot’tan Sevr’e, Sevr’den BOP’a, Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik planların önündeki en güçlü kalkan Lozan Antlaşması’dır.

Devamını Oku
18.06.2025
Tek parti döneminde hac yasak mıydı?

1 Haziran 1927 tarihli ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre “Hac mevsiminde Hicaz’a gönderilecek Hıfzıssıhha uzmanlarından Dr. Şerafeddin Bey’e siyasi pasaport verilmesi” kararlaştırılmıştı.

Devamını Oku
11.06.2025
Atatürk'ün Mirası Büyükdere Fidanlığı

Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle 1928 yılında İstanbul’da “Büyükdere Meyve Islah Enstitüsü” kuruldu...

Devamını Oku
04.06.2025
Lozan ve Kürtler

“Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türk’ün mukadderatıyla eştir. (…) TBMM Hükümeti dâhilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ederiz.”

Devamını Oku
28.05.2025
1921 Anayasası ve Muhtariyet

“Vilayetler kendi başına bir devlet değildir. Amerika hükümeti müttehidesi gibi değildir. Her vilayetin haiz olduğu muhtariyet, mahalli işlere münhasırdır. O işler ki yalnız vilayeti alakadar eder. O işler o vilayetin işleridir.”

Devamını Oku
21.05.2025
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak

Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.

Devamını Oku
14.05.2025
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Devamını Oku
07.05.2025
Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Devamını Oku
30.04.2025
‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’nin açılması

‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’NİN AÇILMASI

Devamını Oku
23.04.2025
Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Devamını Oku
16.04.2025
Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

Devamını Oku
02.04.2025
Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetçi direniş

ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYETÇİ DİRENİŞ

Devamını Oku
26.03.2025
Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Devamını Oku
19.03.2025
Laiklik neden gereklidir?

Laiklik neden gereklidir?

Devamını Oku
12.03.2025
Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Devamını Oku
05.03.2025
Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Devamını Oku
26.02.2025
ATATÜRK'ÜN KONUŞMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Atatürk’ün konuşmasının düşündürdükleri

Devamını Oku
19.02.2025
Şeyh Sait İsyanı

Şeyh Sait İsyanı

Devamını Oku
12.02.2025