Taşlar Yerinden...

06 Eylül 2011 Salı
\n

\n

Dünya paylaşım dengelerinde hem zengin kuzey hem de yoksul güney dünyasında taşlar yerinden çok fazla oynamış, dengeler sil baştan kurulurken insanları yavaş algılanan ekonomik boyutundan daha çok ilgilendiren siyasi boyutu; savaşlar, iç çatışmalarda, Türkiye taraf olsa da olmasa da gelişmelerin odağında... Yüreğimiz ağzımızda iktidarın muhalefeti unutun, kendi parlamenterleriyle bile paylaşmaya tenezzül etmediği tercihlerinin içeriklerini satır arası haberlerden öğrenmeye çalışıyoruz... Medyamızın iktidara teslim tablosunda son seçimler sonrası yaşanan ek, büyük değişikliklerle, satır arası haberlerin bile gerçekleri yansıtmakta ne kadar yanıltıcı olabileceğini bile bile...

\n

Bayram çıkışı geçen haftanın gündem dışında kalmış haberlerinin özetini de içeren dünün bilgilendirmelerine göre AB borsaları yüzde 3 oranında eksilerde. ABD ekonomisi üzerine olumlu yeni bilgi yok. Türkiye suyun altındaki buzdağı gerçeği gibi, başı suyun üzerinde nefes almaya çalışacak ülkeler içinde sayılıyor. İyi günlerde 60 milyar dolar üzerine çıkmış AB ülkelerine ihracatı 45 milyar dolarlara düştükten sonra çıkış ufku yok. Sıfır sorunlu komşulara kaydırılacak umutlar çoktan kırıldı...

\n

NATO füzeleri yerleştirilirken İranla ticari ilişkilerin geleceği kocaman bir soru işareti. Libyada Trablusu başkent ilan eden muhalefete Dışişleri Bakanı ile elden para yardımı götüren tek ve ilk büyükelçilik açan ülke olmanın, iç savaşla yaşanan büyük kayıpların giderilmesi için garanti getireceği kuşkulu... Fransa önde, zengin kuzey dünyası ülkelerinin parsayı kapmaları tek neden değil. Libyanın yeniden toparlanması, dünyanın en kaliteli petrolüne sahip ülke olarak kaynaklarından pay alması eskisinden çok zor gözüküyor. Suriye ve İsrail ile Erdoğan hükümetlerinin siyasi tercihleri bağlantılı kurulu ilişkiler tepetaklak...

\n

***

\n

Türkiyenin, siyasetteki oynayan taşlardan olumsuz pay almada ise başı daha bir belada... Düzenin taşlarının yeniden, zengin kuzeye en az zarar verecek biçimde yerlerine oturtulmasında Türkiyenin sırtına yüklenen yük ağır... Erdoğan hükümetleri iktidarları, zengin kuzey dünyasının siyasi iktidarları tarafından desteklenmekten, stratejik ortak olarak görülmekten, yeni Osmanlıcılık oyunu, liderliği düşlerinden, ılımlı İslam projelerinden, ileri demokrasi vizyonundan çok hoşnut olabilirler... Krizleri zamana yayarak zengin kuzey dünyası içinde en az zararla sıyrılmayı çıkarları gereği doğru bir strateji olarak seçmiş ülkeler, siyasi iktidarları, işin doğası, kaçınılmaz sonucu olarak doğrudan planlamıyor bile olsalar, yoksul güney dünyası içinde giderek acımasız boyutlar kazanan en aşağıda kalmamanın iç çatışmalarından, kaostan yararlanmaktalar...

\n

Arap baharları olarak adlandırılan en alttakilerin kendi insan hakları için olumlu bir patlaması olarak nitelendirilen dip dalgası, taşları, nasıl yerleşecekleri konusunda büyük soru işaretleri ile çok çalkantılı yerlerinden oynattı... İslam dünyasının, enerji kaynakları üzerindeki ırk, mezhep, cemaat, aşiret eksenli yeni ekonomik, siyasi çatışmaların tırmanan ülkeler halklarına çok pahalıya mal olan, kanlı boyutları ortada... Tek kutuplu dünya uygulamaları, deneyimleri, sisteme çok yarayan paramparça, eksensiz en altta kalmamanın ilkel savaşlarında doğrudan taraf olmanın pahalı, uzaktan yararlanmanın ise kazançlı olduğu yolunda... Irak, Libya müdahaleleri, ABD, AB ülkelerinin stratejilerinde deneyimle gelişen tipik iki uç örnekler...

\n

Türkiye, AKPnin apar topar kuruluşu, iktidara gelişindeki dış desteği, doğrudan Irak müdahalesinin önünü siyaseten açma sözüne borçlu olsa da tezkerenin Meclisten dönüşüyle bu kirli savaşta ağır bedel ödeyen taraf olmaktan kurtulmuştu... Tezkerenin geri dönüşü Meclisten olsa da bedel ödetilenlerin ağırlıklı TSK içinden olmasının sorgulaması belki ilerki yıllarda daha sağlıklı olabilir. Çuval geçirme ile başlayan süreçte bilgilerimiz yetersiz...

\n

Bildiğimiz AKPnin, piyasalar düzeni içinde büyüme, zenginleşme olgusunun, gerçekleri yansıtmasa da topluma medyatik inandırılması ile dünyada örneği az görülür biçimde iktidarda büyüdüğü. Çok daha önemlisi, rejimi sivil demokrasi olan hiçbir ülkede örneği olmayacak biçimde antidemokratik yöntemlerle yasama, yürütme, yargı bağımsızlığı ilkelerini çiğnemenin yanında, özerk kurumları da ortadan kaldırarak, akıl almaz ölçeklerde kadrolaşarak, toplumun geleceği, yönetimlerini de ipotek altına aldığı... Mutlak iktidar gücü ile dayatmalar olarak karşımıza çıkan iktidar icraatlarında, gündem günübirlik değişirken nasıl olup bittiğini de algılayamadan çok yakınımızda sandığımız barış başta, her şey tersyüz, tepetaklak... Dün şaşkınlık içinde dünyadaki terör tutuklularının üçte birinin Türkiyede olduğunu öğreniyoruz... Besbelli PKK zanlıları kadar, Ergenekon ve gazeteci tutuklulardan da çıkan bir sonuç... Barışı yakalama düşü görürken terörde en çok şehit verilen günlere nasıl geldiğimizi anlamış bile değiliz... İslam dünyasının iç savaşlarına bulaştık, bulaşıyoruz...

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları