Şii şeriatıyla yönetilen bir ülkede örtünme zorunluluğu kaldırılır mı?

11 Aralık 2022 Pazar

İran’da ahlak polisinin kaldırıldığına ilişkin haberler duyuldu geçen hafta. İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, ahlak polisinin yargı erki ile hiçbir ilişkisi olmadığını, ahlak polisi olarak bilinen İrşad Devriyeleri’nin kaldırıldığını söyledi. 

Ancak hemen ardından İran devlet televizyonu, Muntazeri’nin açıklamalarının “çarptırıldığını”, uygulamanın sona ermediğini belirtti. 

Hangi açıklama doğru diye merak ederken İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Merkezi Sözcüsü Ali Hanmuhammedi, kolluk kuvvetlerinin bünyesinde bulunan İrşad Devriyeleri’nin görevinin sona erdiğini açıkladı.

İran’da ambargoya ek olarak Batı’dan gelen yaptırımların artması nedeniyle, bu konuda geri adım atılıyormuş izlenimi verilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. İrşad Devriyeleri, sokaklarda daha az görülürken arka arkaya yapılan bu açıklamalarla insanların aklı karıştırılmaya çalışılıyor.

Gerçek şu ki 1979’daki İslam devriminden beri Şii şeriatıyla yönetilen bir ülke İran. Anayasalarının değiştirilmez maddelerinden biri bu. Kadınlara örtünmenin zorunlu olmaktan çıkarılması için yasal değişiklik yapılması gerek. 

CEZALAR ARTIRILACAK

Bu konu tartışılırken İran Meclisi Rafsancan Milletvekili Hüseyin Celali, dikkat çekici bir açıklama yaparak Muntazeri’yi yalanladı. Hicap örtüsü kuralının neden kaldırılamayacağını anlatırken de şu cümleleri kurdu: 

“İsyan hareketi kontrol altına alındı. Fakat isyancılar bu sefer de başka bir uygulamaya geçtiler. Destekçilerine ‘Gidin örtünüzü açın ki hedefimize ulaşalım’ diyorlar. Bu eylemler sokak gösterilerinden daha tehlikesiz değil. Başörtüsü zorunluluğuna uymamanın cezasını artıracağız. Bu kuraldan vazgeçmemiz mümkün değil. Bundan vazgeçmemiz İslam cumhuriyetinden vazgeçmemiz anlamına gelir.”

Hanmuhammedi, cezaların nasıl artırılacağına dair ipuçları da verdi. Zorunlu örtünme uygulaması, “daha modern yöntemlerle teknolojiden de faydalanılarak” devam edecekmiş. Önce hicap kuralına uymayan kadınların telefonlarına mesaj gönderilecekmiş, o da yetmezse ihtar verilecekmiş, üçüncü aşamada banka hesapları kapatılabilecekmiş!

Demek ki temel haklardan yoksun bırakmaya kadar varan uygulamalar gündemde... 

ASIL ÇÖZÜM LAİKLİK

Hatırlarsanız, İran’da bir grup yazılımcı, altı yıl önce rejimin kurallarına aykırı giyinen gençleri, ahlak polisine karşı uyaran bir akıllı telefon uygulaması geliştirmişti. Gershad adlı bu uygulama ile, ahlak polislerinin yerini birbirine konum bildirerek duyuruyorlardı.

Ancak iş banka hesaplarını kapatma aşamasına gelirse nasıl bir kaçış yolu bulunacak belli değil. 

Ne kadar geçici çözüm bulursanız bulun, şeriatla yönetilen İslam cumhuriyetlerinde kadınlar türlü yollarla cendereye alınıyor. 

Erkek tek seferde nafaka ödeyerek istediği zaman eşini boşayabilirken kadın bunu yapamıyor. Kadın, kocasından şiddet görüyorsa bile bunu kanıtlamak zorunda. Boşandılar diyelim, yedi yaşından büyük çocuğunun velayetini, babayasada belirtilen ağır kusurlara sahip değilse alamıyor. Kadınlar, babalarının ya da kocalarının izni olmadan pasaport çıkartamıyor, erkek kardeşleriyle mirastan eşit pay alamıyor, yargıç olamıyor, cinayet davalarında tanıklıkları kabul edilmiyor, diğer davalarda bir kadının sözü erkek tanığın sözünün yarısının değerinde sayılıyor. 

İşte bu nedenle tek çözüm laiklik, demokrasinin de ön koşulu olan laiklik, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının değiştirilmesi teklif bile edilemez 2. maddesinde yer alan laiklik!

Ne ironidir ki aynı anda Türkiye’de iktidar ve ana muhalefet, türban her yere yayılmışken hatta laikliğe aykırı olarak yargı, Emniyet ve TSK’de bile kullanılırken, siyasal İslamın simgesi olan türbana anayasal güvence sağlanması için adeta yarışıyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları