Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dış politika ve rejim
Devletlerin (ve ulusların) dış politikalarında “ulusal çıkarlarını koruyabilmeleri için” içeride dış politika konusunda “ortak siyasi iradenin” bulunması gerekir.
Ortak siyasi irade ve “asgari müşterekler” için demokratik kurumlaşmalar, işin olmazsa olmazıdır.
- Türkiye bugün dış ilişkilerinde, 1950’den sonraki en kritik (ve tehlikeli) sürecini yaşamaktadır.
- Bu olumsuzlukların temelinde “dış faktörlerden daha çok içerideki kutuplaşmalar ve antidemokratik gelişmeler yatıyor”.
- Yeni “rejim” ve siyasal İslam odaklı yapılanma ve tercihler, Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda dış ilişkilerini yürütmesini engellemektedir.
Bunun sonucunda Türkiye yalnızlığa sürüklendi. Suriye’den Mısır’a, ABD’den Rusya ve AB’ye kadar ilişkileri, “gerginlik ve çatışma ortamına sürüklendi”.
Oysa hepsiyle de, “karşılıklı ortak çıkarları sağlayabilecek çözümler geliştirilebilirdi”. Siyasal İslam (ve Müslüman Kardeşler) odaklı tercihler ülkelerde “karşılıklı ortak çıkarlarının yollarını kapattı”.
Suriye, Mısır ve AB örneklerinde bunu buram buram yaşamaktayız. Bir yandan Suriye’de İdlib bataklığının içine sürüklendik: öte yandan ABD ve Rusya ile ilişkilerde S-400 - F-35 kapanına kendi elimizle yakalandık.
İsrail, Mısır, Yunanistan, Rumlar arkalarına ABD, AB hatta Suudi Arabistan’ı bile alarak Türkiye’nin kafasına yeni “çuvallar” geçirmeye hazırlanıyorlar.
Müslüman Kardeşler saplantımız sonucu Şam (ve Esad) ile kendi dizimize kurşun sıkarak başlattığımız yanlış, çorap söküğü gibi Türkiye’yi 9 yıl içinde sorunlar yumağının içine kilitleyiverdi.
Parlamentonun yeni rejim ile saf dışı bırakılması, siyasal İslam konusunda Ankara’nın tek seçenekli uygulamaları, Türkiye’yi “düşmanlar cephesi” ile karşı karşıya getirdi.
Yeni rejim ile konuların Meclis kararlarına (ve sağduyuya) dayalı olarak yapılma durumu adeta, 1 Mart 2003’te geçmeyen teskereyi, 2011’den sonra yeniden işletmeye başladı.
1 Mart tezkeresinin reddi ile 2003’te kızan ABD, Ergenekon, Balyoz, Gülen operasyonları ile amacına ulaşmaya çalıştı: TSK’yi, Meclis’i, parlamenter rejimi yeniden dizayn ederek bugünkü ortamı hazırladılar.
Ankara artık görmeli...
Ankara (ve AKP) artık bu yadsınamayacak açık gerçeği görmek zorundadır. Türkiye’nin dış ilişkilerinde ülkenin ulusal çıkarlarını koruyabilmesi için iktidar, “Bakın Ankara’da, Türkiye’de Meclis’in, partilerin, halkın çoğunluğu ile belirlediği politika var: benim arkamda koskoca, 82 milyonluk Türkiye var: ABD, Rusya, Yunanistan, Mısır, hangisi olursa olsun ilişkilerinde bir bütünlük gösterebilmesi gerekir” diyebilmeli. Bunu diyemiyor, çünkü içerde keskin kutuplaşma var.”
Bugün bunu engelleyen iki faktör bulunuyor: birincisi, parlamenter bir rejimin bulunmaması: ikincisi, iktidarın siyasal İslam (ve Müslüman Kardeşler) odaklı dış politika tercihi.
En başta AKP’nin, bu net gerçeği bir an önce görmesi gerekiyor. Hem 82 milyonluk Türkiye, hem küresel düzen (düzensizlik), “ben yaptım, oldu” olasılığını kaldırmaktan çok uzaktalalar.
Artık bu gerçeği görelim, gereğini yerine getirelim. 23 Haziran İstanbul seçimi sonuçları bir bakıma, ulusal çıkarların içeride ve dışarıda korunmasına yönelik bir tepki niteliğini de taşımaktadır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Şu pişkinliğe bakar mısınız!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Milletvekili sayısı artacak
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Soylu geri mi dönüyor?
- Eski çağ heykellerindeki penisler neden bu kadar küçük?