Aykut Küçükkaya

Türk demokrasisinin ‘sistem’ sınavı...

05 Ağustos 2019 Pazartesi

Nisan 2017’de yapılan referandumla anayasada bir değişim yapıldı, adına “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denildi. Yaratılan “tek adam” sisteminden başkası değildi. Cumhuriyet, çağdaş anayasa hukukunda yeri olmayan ve birinci yılında tıkanan sistemin eksikliklerini, aksaklıklarını yazmakla kalmadı. Cumhuriyet’in sayfaları siyasilere yol gösterici bir tartışma zeminine dönüştü. Alev Coşkun’un Olaylar ve Görüşler sayfasında yer alan makalesinin ardından Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’nun uyarı dolu yazısı geldi:
“Bugünkü rejim, yok hükmündeki anayasası, eşitsiz uygulanan anayasa ve yasaları, kamu yönetimindeki etkinlik azalması, yasamanın etkisizleşmesi, yargının bağımlı taraflılığı ve siyasal karar merciindeki merkezileşme ve şahsileşme görüntüsüyle vitrininde modern, vitrin gerisinde patrimonyal yönetim özelliği gösteren bir neopatrimonyal Sultanizm uygulamasına doğru evrilmektedir. İşte tam da bu nedenle, yol yakınken, Türkiye’nin anayasa, yasalar ve hukukun üstünlüğünde, kurumlar, profesyonel ehil bürokratların katkısıyla ve ‘barikayı hakikatin müsademeyi efkâr ile doğacağını’ kabul ederek, özgür bir fikir tartışması ortamında yönetimi uygulamasına geçmesinde büyük yarar varmış gibi görünmektedir.”
Geçen hafta tartışmaya eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre yine Olaylar ve Görüşler sayfasında yayımlanan yazılarıyla katıldılar. Yazarlarımız sistem tartışmalarını köşelerinde irdelerken; muhabirlerimiz de siyasi partilerin, liderlerin mesajlarını aktardı. Türk demokrasisinin bu sistemle sınavı gösteriyor ki ülkenin laik Cumhuriyet, Atatürk devrimleri, kurtuluş, kuruluş savaşımlarının değerleriyle, hukukun üstünlüğünde bir yönetime dönüşümü gerçekleştirecek çıkıştan başkaca bir çıkış yolu yok...

Cebenoyan’ın ardından...
Tarih: 30 Aralık 1994...
Terör örgütü PKK, The Marmara Oteli’nin girişindeki Opera Pastanesi’nde bombalı saldırı düzenledi. Alçak saldırıda yazarımız Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan katledildi. Arkeolog Cebenoyan patlama anında yaşamını yitirirken, Kutlar yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini 12 gün sonra kaybetti. Patlamanın yaşandığı sırada Cumhuriyet’in gece muhabiriydim. İlk önce otelin önüne, oradan da Kutlar’ın kaldırıldığı hastaneye gittim. Kutlar’ın durumu ağırdı, ameliyata alınacaktı. Cumhuriyet muhabiri olduğum için eşi Filiz Kutlar’la ameliyathanenin kapısına kadar gidebildim. Onat Kutlar’ı taşıyan sedyeyle hemşireler önümüzden geçerken gazetecilik refleksiyle bir kare fotoğraf çektim. Bu son kareydi...
Değerli yazar Cüneyt Cebenoyan’ın önceki gün trafik kazasında yaşamını yitirmesinin ardından bir anda 25 yıl öncesine döndüm. Saldırıda ablasını kaybeden Cüneyt Cebenoyan’la ilgili dün yazarı olduğu BirGün’de Sevin Okyay’ın yazısını okurken dikkatimi çekti. Okyay, “Faillerden söz edilmeyişi seni Yasemin’in kaybı kadar üzmüş, sarsmıştı” diye yazıyordu. Evet... Cüneyt Cebenoyan sözleriyle teröre isyan ediyordu:
“Katile katil demezseniz, mağdura da mağdur dememiş olursunuz. Eğer katili adını vererek lanetlemezseniz, katili koruyup kollamış olursunuz. PKK, hiçbir cinayetinde lanetlenmiyor benim ait olduğum çevre tarafından. Benim şehrimde, Dolmabahçe’de katliam yapıyorlar; orada bulunma ihtimali hayli yüksek insanların sosyal medya paylaşımlarına bakıyorum; PKK lanetlenmiyor. Bir umutla bekliyorlar, saldırıyı yapan örgüt IŞİD çıksın diye; çıkmıyor. O zaman, sessizlik.”
Yazarın dediği gibi, Cüneyt Cebenoyan, “Belki de onlarca insanın yüzlerce yılda yaşayabileceği acıların toplamından fazlasını yaşadı bu dünyada...”
Kalemi önünde saygıyla eğiliyorum...

Kaz Dağları sahipsiz değil
Bugün Kaz Dağları için büyük eylem günü. Cumhuriyet, çevrecilerin eylemini tüm yönleriyle okuruna yansıtmak için bölgede. YouTube’dan yayına başlayan Cumhuriyet TV de bölgedeki gelişmeleri aktaracak. Önümüzdeki günlerde yazarımız Miyase İlknur ve foto muhabirimiz Vedat Arık’ın izlenimlerini, fotoğraflarını “Kaz Dağları Gerçeği” dizisiyle okurumuzla paylaşacağız. Kurban Bayramı’nda da Cumhuriyet’i elinizden bırakamayacaksınız. Yazı dizileri, özel röportajlar ve haberlerle bayramda dolu dolu bir gazeteyle okurumuzun karşısına çıkacağız. Uğur Mumcu’nun dediği gibi, “Her gün bir ekmek bir Cumhuriyet...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bitsin bu işkence!.. 29 Kasım 2021

Günün Köşe Yazıları