Öner Yağcı

Kitap başına...

10 Ağustos 2019 Cumartesi

Zinciri icat edip başka insanları bağlayan, korunmak amacıyla var ettiği yapıların bir kısmını hapishaneye çeviren insanlık, bir kısım insanlara üniformalar giydirerek kurdukları ordularla birbirlerine savaşlar açıyor.
Çeşitli araçlardan icat ettiği silahlarla öldürmeyi sanata dönüştüren insanlık, değişim, gelişim ve yenilikle birlikte yaşarken tutsaklık çeşitliliğine yeni nesneler katarak kendi yarattığı canavarların tutsağı olmayı hızla sürdürüyor. Bilimsel ve teknik olanakların olağanüstü gelişimiyle, özellikle iletişim alanındaki araçlarla yaşam dönüştürülüyor. İnsan, yaşamın öznesi olmaktan çıkarılıyor, nesne olmaya itildiği bir yaşamın tutsağı haline getiriliyor. Tüketim, her şeyin ona göre ayarlandığı egemen yaşama biçimi olurken aslolan hayat’ın yerini sanal bir yaşam mucizesi alıyor.

Kitabın sorunları
TV, bilgisayar, internet derken insanı kuşatan teknolojik iletişim araçları yaşamın her alanında olduğu gibi kitaba ve edebiyata da tuzaklar kurup onlara da yeni anlamlar, yeni biçimlerle saldırıyor.

Tüm bunların dünyaya egemen olma tutkusundan kaynaklandığını ve ardındaki ideolojik, toplumsal, siyasal, askeri önermeler ve dayatmalarla var olan emperyalist gücü akıldan çıkarmadan kitabın, edebiyatın karşı karşıya kaldığı sorunları irdeleme, çözüm yolları arama gibi görevler, sorumluluklar da insanın aynasında duruyor.

Kitaptan e-kitaba
Küresel düzenin gündemine giren kitap, e-kitaba dönüştürülüyor. Kitabın ortadan kalkacağı söylenirken düşünürler, bunun ne sonuçlar doğuracağı sorusuna yanıt arıyor. Daha 1950’li yıllarda, “Teknik gelişmeler kitabın muhtemel ‘yeniden meşrulaşması’na olanak verecektir” diyen Herman Hesse ekliyor:
“Zamanla eğlence ve yaygın eğitim ihtiyaçları yeni icatlarla tatmin edilebildikçe, kitap da saygınlığını ve erkini yeniden kazanacaktır. Radyo, sinema vs. gibi genç rakip icatların, basılı kitabın kendi işlevleri arasından tam da zarar görmeksizin kaybedebileceği o kısmını elinden alacakları noktaya henüz tam olarak ulaşmadık.
Sinema ve radyo nasıl ki son yarım yüzyılda kitabı yok etmeden kendi alanlarını yarattılarsa TV, bilgisayar, internet, e-kitap da kendi alanını genişletecek ama kitaba korkulduğu gibi bir zarar veremeyecektir.

Umbertto Eco ve kitap
Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın’da, yazının doğrudan doğruya vücuda bağlı iletişim teknolojisi, vazgeçilmez bir icat olduğunu, tarihöncesinin tekerlekleri gibi yüzyıllardır tahtından inmediğini söyleyen Umberto Eco, “çünkü” diyor:
Yazı elin uzantısıdır, neredeyse biyolojiktir, modern icatlar ise biyolojik değildir... İnsan kendine özgü bir şekilde olağanüstü bir yaratıktır. Ateşi keşfetti, şehirler inşa etti, muhteşem şiirler yazdı, dünyaya çeşitli yorumlar getirdi, mitolojik imgeler yarattı vs. Fakat aynı zamanda hemcinslerine savaş açmaktan, yanılgıya düşmekten, çevresini yok etmekten vs. bir türlü vazgeçmedi. Terazinin bir kefesine yüksek zihinsel meziyeti, öbür kefesine bayağı salaklığı koyduğunuzda terazi neredeyse dengede kalır.
Kendisi de bir okuma eylemi olan e-kitap, kitabın rakibi oldu ama okumak için gereken en rahat maddi ortamı kitap verir.
Görüntü uygarlığına girdiğimizi zannetmiş olsak da, bilgisayar bizi gerisin geri Gutenberg galaksisinin içine soktu ve herkes okumak mecburiyetinde artık” diyen Eco noktayı koyuyor:
Kitap tıpkı kaşık, çekiç, tekerlek veya makas gibidir. Bir kere icat ettikten sonra daha iyisini yapamazsınız... Kitap, bilginin ve düş gücünün tekerleğidir.”
Yaşama, bilgiye ve düş gücüne sahip çıkmak için haydi kitap başına!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okumak 16 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları