Kitap okuma, edebiyat, insan, yurt ve Cumhuriyet sevgisini çocukluğumun geçtiği Yerköy’deki öğretmenlerim öğretmişti.
Kitap okumak yaşamımın bir parçası oldu.
Okuma, giderek yazma, yaşama kültürünün bir parçası olunca tutkuya dönüşüyor ve bu kültürün temeli güçlü atılmışsa o kişi yaşamı boyunca insan olmanın anlamını arıyor.
ÖĞRETMEN OKULU VE GAZİ EĞİTİM
Cumhuriyetin “kimsesizlerin kimsesi” olduğunun kanıtıydı Tokat İlköğretmen Okulu’ndaki parasız yatılı öğrenciliğim.
Orada buluştuğum değerli öğretmenler ve büyük kütüphane sayesinde okudukça okudum, tutkuya dönüşen okumak ve 68 kuşağının eylemlerinin dünyayı sarstığı günlerde aydınlanmayla buluşmak kavruk Anadolu çocuğunu insan kılmaya yetti.
Bu insanlaşma serüveni, birçok arkadaşımla birlikte okumanın öğrettiklerinin gereğini yaparak yazma, şiirler ezberleme, duvar gazetesi çıkarma gibi güzellikler kattı yaşamıma.
Sabah Postası, Tokat gibi yerel gazetelerde ilk yazı ve şiirlerim yayımlandı.
Yine parasız yatılı olarak Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’ne girmek yaşamıma yeni bir dönüşüm ve değişim getirdi.
Çok şanslıydık çünkü Cumhuriyetin örnek alınası kuşaklarının yetiştirdiği yurtsever, donanımlı, değerleri olan öğretmenlerin öğrencisi olmuştuk.
12 MART-12 EYLÜL
“Güneşi zaptetme” hayaliyle dolarken 12 Mart dönemi, benim için de yeni bir dönüm noktası oldu.
İki yıl kadar kaldığım Mamak Cezaevi’ni “okul” haline getirmeye çalıştım.
Cezaevi çıkışı yayıncılığa adımlarımı attım ve 1974 Mayıs’ıyla birlikte Yeni Adımlar’da ilk yazı ve şiirlerim yayımlandı.
Okulumu bitirdim ve bir dönem Ağrı-Taşlıçay’da öğretmenlik yaptım, 1978’de mücadeleci öğretmen örgütlenmesinde (TÖBDER) merkez yöneticiliğine seçildim ve bağnazlıklarla savaşan Anadolu’yu karış karış gezdim.
12 Eylül 1980 yeni bir dönüm noktası oldu ve Mamak’tan sonra gönderildiğim Çanakkale, İmralı cezaevlerindeki beş yılda hep okudum, romanlar ve dergilere yazılar yazdım.
Cezaevinde yazdığım Kardelen’in Akademi Kitabevi Roman Başarı Ödülü’nü kazanıp yayımlanmasıyla (1987) yazarlığa yelken açmış oldum.
Kardelen hem beni yazar yaptı hem de bir iş kazandırdı bana, Cem Yayınevi’nde çalışmaya başladım, yazar büyüklerimle dostluklarımın kattıklarıyla beslendim.
Aynı yıl yayımlanan Turnalar 1988 Madaralı Roman Ödülü’nü aldı.
Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki kültür sanat etkinliklerine, kitap fuarlarına, konferanslara, panellere, şenliklere, imza günlerine katıldım, örgütlü yaşama bilinciyle kültür sanat örgütlenmelerinde yöneticilik yaptım.
Gökyüzüne Akan Irmak, Yediveren, Kaptan, Yaşasın Yenilenler, Büyük Oğul Efsanesi-Tonguç’un Romanı gibi yeni romanlara, halk ozanları incelemelerine, Namık Kemal, Tevfik Fikret, Nâzım Hikmet, Vedat Günyol, Server Tanilli, 40 Kuşağı Şairleri gibi yaşamöyküsü çalışmalarına, Nazi Kampları, Savaş ve Edebiyat, 68 Kuşağı gibi sayısı altmışı geçen kitaba imza attım, onlarca kitaba katkıda bulundum, onlarca dergide yüzlerce yazım çıktı.
YAZARLIĞIMIN 50. YILINDA
2013’ten beri Burhaniye’de yaşamaya başladım ve gençliğimden beri hayalim olan Cumhuriyet gazetesinde yazmanın onurunu yaşıyorum.
25-27 Nisan 2025 “Çankaya Cumhuriyet Roman ve Öykü Günleri”nin “onur konuğu” olmak Cumhuriyet’in “onur ödülü”ne layık görülmek kıvanç oldu yazarlığımın 50 yılına.
Beni insan yapan aileme, öğretmenlerime, ülkemizin ve insanlığın aydınlık sunan yazarlarına, dostlarıma, mahalle, okul, sınıf, öğretmen, askerlik, hapishane, yazar arkadaşlarıma, ülkemizin yurtsever, devrimci, güzel insanlarına şükranlarımla diyorum ki:
Yaşasın Cumhuriyet!