Odessa Göz Göre Göre Tutuştu
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Odessa Göz Göre Göre Tutuştu

06.05.2014 02:37
Güncellenme:
Takip Et:

Birkaç yıl önce Ukrayna’ya yaptığım ilk geziyi anlattığım dizide; “Şairler ve casusların kenti” demişim Odessa için…
Putin ve Obama’nın provokatörleri, casusları ve kiralık askerlerinin, uzmanlarının kol gezdiği kentte hafta sonu yaşanan korkunç gelişmeleri izlerken “Karadeniz’in incisi” diye tanınan kentteki izlenimlerimi hatırlıyorum şimdi…
Odessa, aslında baştan böyle kurulmuş…
Karadeniz kıyılarının fatihi” Rus Çariçesi
Büyük Katerina, 1789 yılında Osmanlılardan bu toprakları aldığında… burada sadece Hacıbey adında bir kale varmış… Kuzeyde Deli Petro’nun yoktan yarattığı San Petersburg gibi bir kentin benzerini, buraya Karadeniz kıyılarında dikmek isteyen ihtiraslı hükümdar, “Amerika’nın Vahşi Batısı gibi bu toprakları sıfırdan yerleşime açmış. Ve bu amaçla… Avrupa’nın dört bir yanından her din, dil, millete mensup insanlara davetiye çıkarmış. Gelenleri burada çeşitli şekillerde mükafatlandırmış.

‘Vahşi Batı’ ruhu
Odessa’ya gittiğim yıllarda limana hâkim en görkemli noktada bulunan -heyhat sonra oradan taşındığını öğrendiğim!- Türk konsolosluğundan az ilerde örneğin, çok ilginç bir sanat müzesi vardı...
Müzenin içinde bulunduğu ev vaktiyle buraya İstanbul’dan gelen, Osmanlı Rus savaşında II. Katerina adına casuslukyapan bir Rum kadına aitmiş.
Çariçe, “casusluğunun” mükafatı olarak bu zengin malikhaneyi Sofia’ya armağan etmiş…
Böyle kolayına servet yapmak isteyen, macera arayan kim varsa…o yıllarda, Çariçe’nin teşvikiyle Odessa’ya akmış. İhtillalerden, savaşlardan, fakirlikten kaçan Almanlar, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar, Polonyalılar, Slav ve Yahudiler… buraya dolmuşlar. Odessa böylece baştan benzersiz fay hatları ve tezatlar barındıran bir “mülti külti kent olarak doğmuş.
Yahudi nüfusunun bolluğuna karşın, Yahudi düşmanlığı da kentte örneğin bir o denli eski ve köklü. Yahudiler, ilki 1821’de… defalarca burada “kıyım/pogrom” yaşamışlar.
Vahşi Batı”nın genleri, zamanla buraya
Karadeniz’in en ürkütücü “mafya kentlerinden birini yapmış.
Öyle ki rehberler dahi gelen turistleri kentin ciddi bir “mafya karargâhı” olduğuna dair burada uyarıyor. Odessa’da karaborsa her türlü silahın elde edilebildiği herkesçe konuşuluyor.

Puşkin ve Ayzenştayn’la anılıyor
Odessa’nın bir yüzü buysa, diğer yüzü de Viyana’dan eksik kalmayan… rafine kültür, sanat atmosferi…
Kentin “opera” binası, Viyana operasının bire bir kopyası… Sokaklarda, parklarda konservatuvar öğrencileri kendilerinden geçmiş huşu içinde klasik müzik çalıyor. Sanat müzelerinde Kandinsky gibi dünya çapındaki isimlerden, Karadeniz resimleriyle bilinen Ayvazovsky’ye dek pek çok ünlü ressamın tabloları bulunuyor.
Kestane ağaçlarıyla çevrili bol gölgeli ve serin Primorsky Bulvarı’na bakan 19. yüzyıldan kalma görkemli oteller, bir vakitler burayı aristokrasinin en sevilen sayfiyesine dönüştüren zengin geçmişi hatırlatıyor. Ünlü Rus şairi Puşkin’in burada geçirmiş olduğu sürgün yıllarında bıraktığı izler, Ayzenştayn’ın unutulmaz sinema klasiği Potemkin Zırhlısı yapıtı ile belleklere kazınan “Potemkin merdivenleri”… Odessa’nın çılgın, korkutucu “Vahşi Batı ruhu” denli, yüksek kültür ve sanattan nasibini alan albenili geçmişini çağrıştırıyor.

‘Yeni Yalta düzeni’ kapışması
Cuma günü, Rus-Ukrayna yanlıları arasında çıkan çatışmada sendika binasından yükselen korkunç yangının alevlerini seyrederken, Odessa’nın bu iki zıt ruhunu düşündüm…
Odessa gibi derin tarihi, siyasi, kültürel fay hatlarının geçtiği bir yerde; vahşetin böyle uygarlığa bir anda galebe çalması çok ürkütücü olmakla beraber beni hiç şaşırtmadı…
Ukrayna’daki ilk gezimden itibaren tüm yazılarımda, Karadeniz’deki “büyük güçler dengeleri” başta olmak üzere adı bile “sınır anlamına gelen Ukrayna’nın yazgısının, hep pamuk ipliğine bağlı olduğunu belirtmişim.
7 yıl önce 2007 Haziranı’nda yazdığım bir yazıda örneğin, “Ukrayna üzerinde kartlar yeniden açılıyor” derken şu sözleri not düşümüşüm:
(2005’te AB’ye giren...) Diğer Doğu Bloku
ülkelerine göre, büyük lokma Ukrayna’daki gelişmeleri Brüksel… ‘siperden’ izliyor. ‘Turuncu Devrim’in sahibi Washington… başka önceliklerle meşgul. ‘Kapanın elinde kalmak’ kaderiyle baş başa kalan Ukraynalıları, ancak kendileri kurtaracak. Bunun da ‘olmazsa olmaz’ iki koşulu var: Dışa güdümlü olmayan bir siyasi sınıf ve istikrarlı siyasi sistem. Kiev’de, iki koşulun ikisi de yok!” (“Kiev’de Atılan Zar”, 11/6/2007 Sağnak)
Ukrayna’da Oynan Oyun” ve “Tarihin
Karadeniz’in çılgın sularına geri dönüşü çok ürkütücü” dediğim, bir yıl arayla yazdığım diğer yazılarda ise, Turuncu Devrim’den itibaren patlak veren Ukrayna’daki siyasi kapışmanın, sıradan bir siyasi mücadele olmadığını; sonucun, yeni Yalta düzenini” ve bu düzenle beraber… Karadeniz komşumuzun hangi “yanda kalacağını belirleyeceğini söylemişim…
Ukrayna’da olan hiçbir şey bu nedenle beni şaşırtmıyor.
Şaşırdığım tek şey… çıplak gözle görülen bu gerçeklere karşın, Batı’nın nasıl olup da bu savruluş ve sürüklenişe… bu noktaya gelene dek izin vermiş olduğudur.

Yazarın Son Yazıları

Masterchef’te yılın kelimesi: Nasip

Görmüşsünüzdür: “Siyaset dışı en güvenilir isimler anketi”nde Sedat Peker ilk sıraya oturdu.

Devamını Oku
07.12.2025
Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025