“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”
Omuzlarına sallandırdığı saçların çerçevelediği ağır makyajlı yüzde belli belirsiz bir ünlem işareti seziliyor. Ve “Kızılcık Şerbeti” Nilay’ın annesi Serap’ı çağrıştıran geçkin Barbie, takma kirpikleri arasından yanıtlıyor:
“Habeas Corpus, başkanın anayasal olarak ülkeden istediği kişiyi uzaklaştırma hakkıdır.”
Soruyu soran da bir kadın..
“Stop” deyip “Barbie”yi durduruyor: “Cevabınız yanlış. Sizi kesmek zorundayım!”
Yer: ABD Kongresi.
ABD’de İçişleri Bakanlığı’na karşılık gelen “iç güvenlik bakanlığı” icraatlarını sorgulayan bir oturum bu.
Oturumu Demokrat Parti senatörü Maggie Hassan yönetiyor.
“Şerbo”nun Serap’ının neredeyse ikizi gibi duran “İç Güvenlik Bakanı” Kristi Noem sorguya çekiliyor.
Harvard Üniversitesi’nden tez elden yabancı öğrencilerin gönderilmesini isteyen Noem’e, “Hukuk 101” öğrencisi gibi “Habeas Corpus”un sorgu sual edilmesinin nedeni, Kristi’nin temel hak ve özgürlükleri baştan sona yok sayan icraatları.
Geri planı 800 yıl öncesinin Magna Carta’sına dayanan Habeas Corpus, ABD anayasasının teminat altına aldığı en temel haklardan biri.
Noem’in Habeas Corpus’la 180 derece zıt anlamdaki “Kral bildiğini okur!” mahiyetindeki yanıtına karşılık, Maggie Hassan, deneyimsiz bir öğrenciyle konuşur gibi devam ediyor:
“Habeas Corpus, meşru olarak temellendirilen yasal gerekçeler olmaksızın hiç kimsenin hapse atılamayacağını ifade eden hukuk ilkesidir”.
Ardından ekliyor:
“Bu ilke göz ardı edildiğinde, herkes beyhude yere hapse atılabilir. Habeas Corpus’un varlığı, insanların yasa dışı biçimde hapsedilmesini engellemektir. Bu, ABD ve de demokratik ülkeleri, Kuzey Kore benzeri ülkelerden ayıran köşe taşı bir hukuk ilkesidir”
KÖPEĞİNİ VURMUŞTU
Noem Kristi giydiği, çıkardığı ve de MAGA’cılığı denli, sadist uygulamaları ile manşetlerden hiç inmeyen bir isim.
Geçen yaz, “emirlerine itaat etmediği için köpeğini vurduğunu” açıklamıştı.
Trump, ödüllendirircesine kendisini “İç Güvenlik Bakanı” yaptı.
Hemen akabinde elleri, ayakları zincirli göçmenlerin askeri uçaklarla “yeni Guantanamo” olarak anılan El Salvador zindanlarına nakliye edilmesine tanık olduk.
“Özel efekt” gibi verilen zincir şakırtıları arasında gerçekleştirilen bu korkunç insanlık dışı operasyon yetmezmişçesine, Kristi... El Salvador zindanlarını yerinde gidip teftiş etti. Teftişini, kümes hayvanları gibi kafeslere doldurulmuş yarı çıplak tutsaklar önünde poz vererek ardından medyaya servis etti.
Terörist olmayan, suçları gerçekte yalnız göçmen olmak olan, yaşadıkları şok nedeniyle gözleri yuvalarından uğrayan tutsaklar önünde gestapo misali pozlar veren Noem, daracık jeani, açık bıraktığı uzun saçları üstünde taşıdığı beyzbol şapkası ve kolundaki 50 bin dolarlık altın Roleks saatiyle tarihe geçti.
Demokrat partili New Hampshire senatörünün Kristi’yi şimdi “Habeas Corpus diye bir şey var. Haberin var mı?” diye sıkıştırması bundan.
Habeas Corpus geçerli olduğu zaman insanları yargı hükmü olmaksızın derdest ederek tutuklamak mümkün olmuyor.
Şahsın tutuklama öncesinde “bedeniyle” (Latince’de Habeas Corpus ‘bedenen mevcutlu’ anlamına geliyor!) mahkemeye çıkartılması gerekiyor.
Kristi’nin “El Salvador tutuklamaları”, bu bağlamda hukuk dışı olduğu gibi, Türkiye’de çok konuşulan Rümeysa Öztürk vakasının da hakeza Habeas Corpus’u ayaklar altına aldığı ve salt “biz ve onlar” algısı için servis edildiği ifade ediliyor.
Tüm bu uygulamaların altında imzası olan bakanın bu anayasal ilkenin varlığından tümüyle habersiz olması, ayrıca skandal sayılıyor.
ADİL YARGILANMANIN ÖNŞARTI
Yorumcular, “Eğer korku duymuyorsanız, korkmalısınız!” diyorlar; “Zira bir kişinin Habeas Corpus ilkesinin ihlal edilmesi, herkesin bu prensipten mahrum olması ve hükümranın kaprisi ile demir parmaklıkları boylaması riskini kapsar. Habeas Corpus, hükümet gücünün silaha dönüşmesinin önlenmesi ve adil yargılanma hakkının önkoşuludur.”
ABD gündemini artık yakalamak ve şok... şok olanları birer birer anlatmaya sayfalar yetmez.
Başkanın “yolsuzluklar geçidi” olarak cereyan eden Ortadoğu gezisi ve de pastanın üzerindeki çilek olarak anılan son 400 milyon dolarlık “jet rüşveti” tartışmaları bitmeden, döner dönmez “100 milyon dolarlık memecoin bağışı” karşılığında Washington’da bir de yemek tertiplemesi, Beyaz Saray’ın adeta artık “en yüksek el arttırana” peşkeş çekildiği iddialarına neden oldu.
Bu durumda Demokratlar 2026 ara seçimlerini “3 C” üzerinde referanduma dönüştürmeyi planlıyor:
“Corruption (çürüme), chaos (kaos), cruelty (zulüm)”.
En büyük sorun liderlik: Bernie Sanders çok yaşlı, Alexandria Ocasio Cortez çok sol ve heyhat yeni bir Obama yok!