Ölmüşüz ağlayanımız yok!
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

Ölmüşüz ağlayanımız yok!

30.03.2020 06:30
Güncellenme:
Takip Et:

Yaşam durdu. Doğrusu durması gerekiyordu. Benzeri görülmemiş salgın günlerinde kimi çalışmak zorunda olduğu için yaşam durmuyor; kimi de olayın ciddiyetini kavramadığı için gereğini yapmıyor, o yüzden durmuyor! Evine ekmek götürmek zorunda olan milyonlarca insan için soru aynı: “Yarın ne olacak?” Faturalar ertelenmedi, kiralar, vergiler duruyor. Bankalar “uzaktan ödeme kolaylığı sağladık” diye dalga geçiyor halkla!

Hekimlerin öngörüsüne bakılırsa bu haftadan itibaren hastalığın yaygınlığı, seyri iyice ağırlaşacak. Beklenmedik durum değil. Toplumsal duyarlılık kadar, temel sorumluluğu alması gereken devletin ne yaptığı da ayrıca önemli! Sağlık Bakanı Koca’nın şakalara konu olan “yakalanmamak” sözleri, en iyi önlem, doğru! Doğru da nasıl olacak bu? Ölümler arttıkça buna “kader” deyip yaşamımıza kaldığımız yerden devam mı edeceğiz? Sağlık çalışanları başta olmak üzere, kimseler önünü göremez halde…

***

Bugünler bir yandan kimilerinin maskesini düşürdüğü için yararlı oldu. Çoktandır şarlatan dediğimiz, bilimci sıfatının ardına saklanarak ağzına geleni söyleyenler iyice açığa çıktı. Bir de, ilk kez ekran görüp, konusu dışında konuşunca rezil olanlar var. Bilimci birinin dini örneklerle açıklama yapmaya çalışması hazin elbette. Daha bu ülkede evrim karşıtlığı bile çözülemeyen sorun. Meseleye hâkim, çok zamandır uyarı yapanlar ise kenarda tutuluyor. TTB elindeki bilgileri açıktan söylemediği için kusurlu. Yarın konuşacağız eğer sağ kalmayı başarırsak, çok açıdan sınav günleri.

***

Toplumun sadaka kültürüne alıştırılmış olmasının bedelini ödüyoruz bir yandan. Devleti kutsayan, kendi dışında varlık sayan büyük kesim, el avuç açmaya o denli alışmış ki, görevini yapan ya da yapması gereken kimselere minnet duyuyor. Oysa devlet başkanı, belediye başkanı ve diğer görevli kimseler, tam da böyle zamanlarda siyasi kararlar alıp uygulasınlar diye seçilmişlerdir. Teşekkür etmek, takdir etmek saçmadır. Tersine, görevini yapmayan eleştirilmelidir. Vergi ne için toplanır? Bu günlerde aç açık kalmasın, herkes sağlığa kolay ulaşsın diye, değil mi? Yurttaşların hakları vardır. Yazık ki bundan haberleri yok!

***

İlk bakışta Bilim Kurulu’nun varlığı güven verir gibiydi. Lakin ne bakanın, ne de kurulun süreç hakkında yetkisi olduğu, hemen açığa çıktı. Türkiye’ye özgü tek adam düzeni tüm yüzlerini gösterdi. Kararlar Saray’da alınıyor. Güvenlik, sağlık, iktisat ne varsa her konuda tek kişi karar veriyor. Hal böyle olunca, doğru olanı bulmak da güçleşiyor. Oysa Bilim Kurulu ölçüt koyan, uygulamaya karar veren ve izleyen olmalıydı. Şu an siyasal iradeye hizmet eder halde. Bir de üyelerinin her gün görülen gafları eklenince buna, karamsar olmamak elde değil!

***

Bir diğer hazin tablo da cebinde beş kuruşu olmayan insanların patron seviciliğidir. Böyle günlerde zenginlerin kimi bağış yapıyor örneğin, ya da kimi olanaklarını kullanıma açıyor. İnsanlar da alkış tutup, kendinden geçerce övgüde bulunuyor. Oysa hakikat tam tersi! Ya devlet ihalesi, ya işçi sömürüsü, ya siyasal bağlar vardır bu zenginliğin ardında. Dün böyleydi, bugün böyle, korkarım ki yarın da aynı olacak! Yoksul: “Ben niye yiyecek ekmek bulamıyorum da, o yalılarda oturuyor” diye sormuyor. Payına düşen(!) sadakaya seviniyor. Oysa hastalık günleri de dahil her mesele sınıfsaldır!

***

Düşünsel Sefalet” kavramını sık kullanır oldum. Bugünler geçerse, bir yandan “düşün”, “sanat” çevresinde de eleğe takılan çok olacak. Korkuya yenik düşen, bencil kimselerden yaratıcı ürün çıkmayacağını da göreceğiz. Kaldı ki, bugünleri sanatsal ya da akademik olarak kayıt altına alanlar, tabloyu da belgelemiş olacaklar. Şimdiden sosyal medyada kendini yok edenlere sık rastlıyoruz. Toplumdan aldığını paylaşmaya yanaşmayan kimselerin halini görüyoruz. Sadece iktidar buyruğu ile harekete geçen, kalemine sahip çıkamayan çokları çöp oldu bile!

***

Yolun başındayız henüz. Her yönden yoksul ülkenin insanlarıyız. Keşke umutlu sözcüklerle tamamlayabilsem yazıyı! Ama değil, yazık ki değil…

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020