Peşkeş çekilen topraklara canlı gömülen işçiler...

18 Şubat 2024 Pazar

Ben bu satırları yazarken dokuz işçi hâlâ toprak altındaydı. Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde istiflenen 10 milyon metreküp siyanürlü toprağın altında... Şimdi yüzlerce personel, kayıp işçileri arıyor.

Olay günü madende çatlakların olduğu yönündeki ihbarlar üzerine bölgenin boşaltıldığı ve dokuz işçinin kontrol çalışmaları yapmak üzere orada bulunduğu söylense de o sırada bölgede çalışan kamyonların olduğu, ancak geri geri sürerek kaçmaya çalıştıkları video kayıtlarında görülüyor. 

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, bölgeye giderek önemli bir belgeyi ortaya çıkardı. Anagold maden şirketi, işçilerin konuşmalarını önlemek için köylülerle 2016’nın parasıyla 130 bin TL karşılığı sözleşme imzalamış ve şirket aleyhine konuştuklarında o parayı fazlasıyla geri alacakları yönünde sözleşmeye bağlayıcı maddeler koyarak halkı esir almış.

SORUMLULAR BELLİ!

14 yıldır işletilen madende bağıra bağıra gelen bu facia karşısında soru net: Açık tehlikeye karşın işçiler neden o bölgede tutuldu? O kararı verenler suçludur.

Çevreye siyanürlü solüsyon sızdıran madeni çalıştıran Kanadalı SSR Mining ve Çalık Holding’e ait Lidya Madencilik’in ortaklığında kurulan Anagold Madencilik’in yetkilileri suçludur.

Çöpler Kompleks Madeni Kapasite Artışı Projesi için 24 Aralık 2014’te “ÇED olumlu” kararı verenler suçludur. 

Yöre halkı, TMMOB, çevreci örgütler ve bölgedeki yaşam savunucuları madeni kapattırmak için mücadele ederken, “Küçük menfaatlerine halel gelenler olumsuz propagandalarına devam ediyorlar” diyerek madenle “gurur duyduğunu” söyleyen dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım suçludur.

2021’de TMMOB “ÇED olumlu” kararının iptali için dava açtığı, 2022’nin haziran ayında madendeki siyanür taşıyan borunun patlayarak İliç Nehri’ne karıştığı ve maden 22 Haziran 2022’de kapatıldığı halde üç ay sonra tekrar açanlar suçludur.

Anagold firmasına “ÇED olumlu” raporunun verildiği dönemde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olan AKP’nin İstanbul adayı Murat Kurum suçludur.

Sadece Fırat Nehri’nin üzerinde değil, fay hattının da üzerinde bulunan havuzlara, bilimsel gerçeklere aykırı olarak “ÇED olumlu” raporu verenler ve önce 16 Nisan 2008’de, sonra 10 Nisan 2012, 17 Mayıs 2012, 24 Aralık 2014 tarihlerinde madenin sürekli kapasitesini genişletenler suçludur.

BU BİR TOPLU CİNAYET

Bu facia, asla bir ihmal ya da hata olarak nitelenemez; işçilerin canına kastedilmiş, doğada büyük bir yıkım yaratılmıştır. 

Zehirli ağır metaller ile sülfürik asit sızıntısı kaynağı olan pasa dağlarıyla bölgede etkisi çok uzun sürecek bir ekokırıma yol açılmıştır. Bu vahim olayın sonuçları Erzincan ile sınırlı kalmayacak, doğadaki tüm yaşam etkilenecek, Türkiye’deki ve hatta Ortadoğu’daki gıda güvenliği büyük risk altına girecek. 

Cumhuriyetin 100. yılında vaziyet tam olarak budur: Ülkemizin toprakları ve özkaynakları emperyalist şirketlere peşkeş çekilmiş, yoksul köylüler baskıyla susturulmuş, AKP’nin kabarık katliam ve rant siciline Erzincan da eklenmiştir.

Ermenek, Amasra, Soma, İliç... Hepsinde senaryo aynı. İşçileri canlı canlı toprağın altına gömen bu ahlaksız talandır! 

Hiçbirinde etkin yargılama yapmayanlar, yaptırmayanlar ve buna seyirci kalanlar da suçludur. Suçlular, yerli ve yabancı işbirlikçileri bellidir! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları