İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, üniversiteli kız öğrencilerle arasında bir sevinç çemberi oluşturmuş. 

Kızların yüzünde gelecek aydınlanmasının ışıltıları...  

Duvardaki fotoğrafından onları izleyen Atatürk, İmamoğlu ile kızların tek yürek olduğunu görünce, Nâzım’ın deyişiyle, toprağın nabzı, sanki onun damarında atıyor, kayaları delerek akan hayat suyu gençlere umut aşılıyor... 

Atatürk’ü o sargınlığı yaşamanın mutluluğuyla sesleniyor gençlere: 

“Gençler! Sizler cesaretinizi güçlü kılmayı sürdürerek, almakta  olduğunuz eğitimle, kültürle, insanlık ve uygarlığın, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en kıymetli örneği olacaksınız. Gelecek sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükselterek yaşatacak sizsiniz!”

Atatürk’ün umudunu şu sözleriyle pekiştiriyor İmamoğlu:    

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi yurtlarının ilk misafirleri sizlersiniz. Umarım hep böyle güzel anılarınız olsun burada. Burayı zenginleştirin, burayı güzelleştirin. Siz okulunuzda eğitim alırken aynı zamanda yaşadığınız bu kentte hayatınız boyunca size büyük fırsatlar tanıyan, değer katan bir deneyimi de elde etmiş olacaksınız...”

KORUMA DUYGUSU

Gençlerin çoğu, büyük kentlerdeki üniversitelerde öğrenim görecek sınavları kazanmalarına karşın, barınacakları yerlerin kirasını ödeyemediklerinden ağaç altlarına, sokak ortalarına sığınıyorlar.        

Gençler gelecek umududur. Dara düştüklerinde onları koruma altına alanlar çıkmıştır: İşte örnek! 

İmamoğlu, İBB’nin Avcılar, Beyoğlu, Örnektepe’de açtığı yurtlar dolayısıyla yaptığı konuşmaya şöyle başlıyor: 

“Benim içim yanar; gençler eğer gerçekten her şeye rağmen elindeki bütün imkânı kullanmış ama okuyamıyorsa, hele hele o bir kız öğrencimizse, siz de durumu biliyorsanız, bunu bizimle paylaşın, başka şeyler yapmaya çalışalım, ‘Ne yapabiliriz?’ diye uğraşalım.”

VİCDANIN SESİ

Bu sözler, sanki İBB Başkanı’nın değil, yetişen kuşakların sorumluluğunu taşıma bilincine eren vicdanlı bir yetkilinin, gençlere beslediği güvenin yürekten yansımasıdır. Gençler, son yıllarda, yöneticilerden böyle sözler duymadıklarından, Rizeli bir öğrenci, konuşmaya içtenlikle başlasa da görüşünü açıklarken kuşkusunu gizleyemiyor: 

“Bu ülkede adil, eşit, liyakatli bir şekilde bir şeylerin yürüdüğüne ve yürütülebileceğine bizi inandırdığınız için size çok teşekkür ediyorum.

Umarım hiçbir zaman bizi buna inandırmaktan vazgeçmezsiniz.” 

Öğrencinin bu ince eleştirisini okurken bir anda donup kaldım! 

İnsanın giderek değer düşümüne uğradığı şu dar günlerde, öğrencilere şu güvenceyi verirken sanırım gözyaşlarını içine akıtmıştır İmamoğlu: 

“Ülkemizin yakın geleceğinde herkesin adaleti hissettiği, hukuku hissettiği, birbirini sevdiği, birbirini saydığı, çocuklarımızın geleceğe umutla baktığı, gençlerimizin iyi eğitim aldığı ve iş imkânı bulduğu bir ülke olmayı hep beraber başaracağız.” 

ERDEMLİ SÖZLER

Son altmış yıl içinde, siyasal gelişmeleri izleyenler, başbakanların, bakanların, emperyalizme karşı savaşım veren gençlerin darağaçlarında sallandırıldığını; nice bilim insanının, düşünürün, yazarın, gazetecinin sokak ortasında canına kıyıldığını; onlarca sanatçının otellerde yakıldığını; ortaokul çocuklarının ayaklar altında ezildiğini gördü. 

Darbelerle işbaşına gelenler, yaptıklarından pişmanlık duyacaklarına, ortalara düşüp zafer çığlıklarıyla meydan nutukları attılar!  

Yakında, İstanbulluların binlerce oy fazlasıyla başa getirdiği Ekrem İmamoğlu’yla ülkemizde yepyeni bir yönetim döneminin başlayacağına inanıyorum...