Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Galibiyetin Küçüğü Olmaz
Ulusal Futbol Takımımız Bosna Hersek’i 2-1 yendi, grubunda ilk iki iddiasını sürdürdü. Olası bir kayıp gerçekten soğuk duş etkisi yapardı son dönemlerin yükselen trendi Türk futbolunda. Üstelik yenik duruma düşüp çeviriyordu Fatih Terim’in öğrencileri İnönü’deki 90 dakikayı. Tıpkı Avrupa Şampiyonası’ndaki gibi... Belki teknik, belki taktik unutuluyor, “Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa var.. O satıh da bütün vatandır” özdeyişindeki gibi inanılmaz bir güç gösterisiyle kaybedilenler geri alınıyordu... Öyle ya da böyle çok önemli bir sonuçtu 2-1... Şimdi çıkıp “Bosna da takım mı” diyenler olabilir... Hatta Bosna’nın neredeyse tamamı Alman birinci ligi Bundesliga’da oynayan golcü ve orta saha oyuncularını dikkate almayanlar da çıkabilir... Yine de her görüşe saygı duymakla beraber Bosna galibiyetini küçümseyenlerin cumartesi gecesi devrilen koca koca takımlara bir bakmasını önermeden geçemeyeceğim...
Örnek mi? Çok...
Bir bakın, Avrupa liglerinde onlarca futbolcusu oynayan Çek Cumhuriyeti’nin 3. eleme grubunda Slovenya ve Slovakya’nın altında kalıp havlu atışına... Keza 4. grupta Rusya’nın hızla kan kaybedişine... Ya 2004 Avrupa 2’ncisi Portekiz’e ne demeli? Sistem futbolunun yaratıcısı Fransızları hiç sormayın. Belki Ribery’ler, Govou’lar, Nasri’ler, Benzema’lar doğru dürüst bir teknik adam bulurlarsa grup 2’nciliğine tutunurlar... Üstelik yukarıda saydığım pek çok takım, ideale yakın 11’iyle oynuyor. Ulusal takım örneğinde olduğu gibi 15 oyuncusunu birden kaybeden, kadrosunu yenileyen ikinci bir Avrupa takımı yok!..
Elbette büyük bir başarıdır, Euro 2008 gibi uzun boylu bir turnuvanın neredeyse sonuna kadar gidip bir sonraki elemelerde 3’te 2’yle yoluna devam etmek... Alkışlanmalıdır da bu ekip, ama saha içi zaferler de asla boyamamalı gözümüzü... Örneğin bu koskoca coğrafyanın hâlâ Servet’in yanına yetiştirdiği ikinci bir stoper yoktur. Örneğin, ön liberoda Mehmet Aurelio’nun yanı Ayhan’ın tüm iyi niyetine karşın boş kalmakta, Hamit’in sonuca yönelik pasları, gencecik bir Mehmet Topal’ın yıldırıcı presi aranır olmaktadır. Yine Mevlüt’ün tüm iyi niyetine karşın Batuhan’ın içindeki gençlik ateşine rağmen Semih - Nihat ikilisinin yokluğu da dolmamıştır... Ve en önemlisi Türk futbolunun yaşadığı hava topu krizi -savunmada- devam etmekte, kaleci Volkan da ne yazık ki bu soruna çözüm üretememektedir...
Evet bu sorunlar giderilir, Estonya maçı sonrası yaralar iyileştirilirse emin olun ki bu Türkiye, kolay teslim olmaz 2008 Avrupa şampiyonu İspanya’ya...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı