Uğur, uğursuzluk, şans, şanssızlık; futbol gibi realist bir spor için pek geçerli olmayan kavramlar.
İyi vurursunuz top gider ağlarla buluşur, kötü vurursunuz direğe çarpar dışarı çıkar..
“Uğurlu krampon, uğursuz stat, uğur yaptı, uğuru bozdu” gibi ifadeler de hurafeden öte şeyler değil...
Ne var ki İtalyan devi Juventus’un Türkiye, İstanbul ve Galatasaray’la yıldızı pek barışmıyor.
Anımsarsanız 1998’de Abdullah Öcalan krizine kurban gitmişti eski Ali Sami Yen’deki Galatasaray-Juventus karşılaşması. Terör örgütü liderinin Türkiye’ye iadesi konusunda İtalya ile yaşanan gerginlik sonrası Juventus, UEFA kurallarını hiçe sayıp maçtan 2 saat önce İstanbul’a gelmiş, 10 bini polis 25 bin kişinin izlediği maç 1-1 bitmişti. Yine 2003’te İstanbul’daki terör saldırılarını bahane etmişti İtalyanlar ve “Türkiye’ye gelmeyiz” diye tutturunca maç Almanya’da oynanmış, Galatasaray sahadan galibiyetle ayrılmıştı.
Dün de kara takıldı Galatasaray - Juvenus maçı.
Oysa İstanbul’un sadece bir bölümüne kar yağdı ama yoğunluk Seyrantepe’ye rastlayınca maç 33. dakikada ertelendi.
Gerçekten Juve’nin İstanbulla var bir alıp veremediği...
Elbette stat zemininin ısınma tertibatı olsa maç yarıda kalmazdı. Gerçi doğayla başa çıkılmaz ama Kuzey ülkelerine sürekli bu tip kar yağışlarına tanık oluyoruz ve gayet güzel maçlar başlayıp sona eriyor; arabesk bir durum söz konusu bizde. Isıtma sistemi yok diyen de var, var ama doğal gaz bağlantısı yok diyen de. Kime inanalım!..
Arabesk demişken Spor Bakanı Suat Kılıç’ın maç yarıda kaldığı anda sosyal medya üzerinden verdiği mesaj da güldürdü hepimizi.
“Stadın üstü kapalı olsa bu güzellik olmazdı” diye yazdı ‘spor’ Bakanı.
Öncelikle UEFA kuralları gereği kar da yağsa taş da, maç sırasında tavan açılıyor; olmazsa olmaz bir şart bu.
Ayrıca stadın devri yapılamadığı için iktidar Galatasaray’a ‘tavanı kapat’ da diyemiyor; çünkü yüklenici firmanın insiyatifi dışında o yapıya çivi çakılamaz; bu bağlamda da stat şu an ortada. Ama Sayın Bakan galiba sadece uzaktan ‘bakmayı’ seviyor sportif olaylara.