Arif Kızılyalın

Yerle Bir

26 Ekim 2008 Pazar

Maçtan bir gün önce UEFAnın internet sitesindeki başlık ilginçti: Türklerin Şükrü Saracoğlu kalesi... Öyle ya 15 maçtır Avrupada hiç yenilmemişti Fenerbahçe. Hem de Interinden CSKAsına, PSVsinden Chelseasine puansız gitmişti nice dev... Böyle bir miras vardı Daumdan Zicoya, Zicodan da Aragonese kalan...

Ama İngilizlerin topçularına Gunnerslarına dayanmayacaktı Fenerbahçenin duvarları. Yıkılıverdiler iskambil kağıdı gibi.

Gerçi belliydi salının gelişi taaa geçen cumartesi gününden, Kocaelindeki yalancı bahardan....Ama yine de geçmişe güveniyordu herkes. Düşünmüyorlardı da Edu - Luganonun iyi iki ön liberosuz tel tel döküleceğini... Selçuk ve Maldonadolu orta saha ile üst düzey maçlar oynanmacağını da hesaplamamışlardı başkan, yönetim ve teknik kadro olarak. Üstelik solbek R.Carlos artık yıpranmış, Halit Deringör ağabeyimizin dediği gibi ahı gitmiş, vahı kalmıştı... Sağ kanatta Gökhan, canı acıya acıya oynadığı için verimli olamayacaktı. Colin Kâzım, Aragonesin kaprisine takılmıştı... Üstelik Alex de eski Alex değildi. Semih ve Güiza mı? Atsalar ne olurdu ki? Attılar da ama fazlasını yediler. Aragones’in “taş devri” futbolu kalenin yıkılan duvarlarına engel olamayacaktı... Arsenalin Gunners lakaplı genç topçuları istediklerini alıyordu sonbahar akşamı İstanbulun Anadolu yakasından...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları