Ayşe Emel Mesci

Güneş hep doğar, inadına doğar

12 Ağustos 2019 Pazartesi

Zeytin ağaçlarının ve denizin, muhteşem bir cırcırböceği korosunun eşliğindeyiz, kısacası Ege’deyiz. Birkaç kuşak tiyatrocuyu “Tiyatro Özgürleştirir” sloganıyla İzmir Seferihisar’da bir araya getiren 13. Türkiye Tiyatro Buluşması’nda, dostların arasındayım. Rutkay Aziz, Taner Barlas, Işıl Özgentürk, Yaşar Gündem, Orhan Alkaya, Orhan Aydın, Levent Üzümcü, Cengiz Toraman, Ali Hakan Beşen, Meltem Yorulmaz, Yüksel Aymaz ve daha birçok isim... Bir yandan oyunculuk, reji, dans, şan, ışık, kısa film atölyeleri, diğer yandan söyleşiler, oyunlar ve geceler boyu sohbetler... Oteliyle, kamp alanıyla, çalışma ve oyun mekânlarıyla özenli bir organizasyonun tadına vardım. Böyle bir buluşmada sürekliliği sağlamak kolay iş değil. Emeği geçen herkesi ve sponsorluğu üstlenen İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni tebrik etmek gerek.
Yıllarını tiyatroya vermiş deneyimli sanatçıların gençlerle buluşmasının, tiyatronun kendine özgü bilgi aktarım ve etkileşim sürecinde çok önemli olduğunu düşünüyorum. Seferihisar’da, “Çağan Irmak Sahnesi”nde Meyerhold tiyatrosu üzerine yaptığım atölyede bunu bir kez daha gözlemledim. Gençlerin öğrenme isteği her zamanki gibi benim üzerimde de yenileyici bir etki yaptı.
Festivalin ana oyun mekânı, eski Seferihisar, yeni İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in çabasıyla restore edilmiş Sığacık Kaleiçi’ndeydi. İşin aslı, Seferihisar’ın “yalısı” denebilecek Sığacık, Kanuni devrinde Rodos seferi için restore edilmiş kalenin içine kurulmuş. Restorasyonda da yakındaki Teos antik kentinden alınan taşlar kullanılmış. Bu nedenle oyun mekânını çevreleyen taş doku başlı başına bir atmosfer oluşturuyor.

Oyunlar
Festivalde iki usta oyuncunun, Rutkay Aziz ile Taner Barlas’ın oynadıkları “Adalet Sizsiniz”, Ümit Denizer tarafından yazılmış bir metin; sahne tasarımı da Metin Deniz’in. Oyun, Sokrates, Galileo ve Sacco ile Vanzetti bölümleriyle günümüzün adalet arayışına ses, adaleti duymak, görmek istemeyenlere de ders veriyordu. Yaşar Gündem’in büyük ozan Hasan Hüseyin Korkmazgil’in “Ağlasun Ayşafağı” adlı kitabından uyarlayıp oynadığı “Gölgesinde Çınarın”, şiirin sahnesel izdüşümünü arama yolunda kayda değer bir işti. Geçen sene de Yaşar’ın tek kişilik “Kuvayi Milliye”sini izlemiş, etkilenmiştim.
Diğer oyun mekânı, kamp alanında kurulu sahneydi. Yukarıda yıldızlarla dolu bir gökyüzü, geride evlerin siluetleri, sahnenin üzerinde sadece küçük bir saksı yeşillik. Spotlar yandı ve Latife Tekin’in “Sevgili Arsız Ölüm” adlı romanından Hakan Emre Ünal ve Nezaket Erden’in uyarladıkları, Ünal’ın yönetip Erden’in oynadığı “Sevgili Arsız Ölüm- Dirmit” başladı. Uyarlamayı da, oyunculuğu da çok başarılı buldum. “Sevgili Arsız Ölüm”ün bütünü değildi tabii ki sahnede gördüğümüz, ama karanlığın içinde sıçraya sıçraya ışığı arayan Dirmit’in de bize söyleyeceği önemli sözleri vardı. Neredeyse ritüelleşen metin içinde son derece temiz, ölçülü, hüzün ve gülmeceyi yan yana getiren oyunculuğuyla Nezaket Erden tüm seyirciyi yıldızlı gökyüzünün altında peşine takıp sürüklemeyi başarıyordu.
Hüzün ile gülmeceyi bambaşka bir düzlemde, bambaşka bir seyirlik anlayışında bir araya getiren bir diğer oyun ise Cengiz Toraman’ın yazıp yönettiği, üstelik müziklerini de yaptığı, Levent Üzümcü’nün oynadığı “Anlatılan Senin Hikâyendir”di. Toraman meddahı, hikâye anlatıcılığını, günümüzün tek kişilik gösteri tekniklerini harmanlayan, çok kıvrak bir metin çıkarmış. Buna Levent Üzümcü’nün olağanüstü sahne sempatisi, usta oyunculuğu, seyirciyle iletişim kurmaktaki rahatlığı eklenince, güldürürken ağlatan, günümüz ve kapanmamış yaralarımız hakkında düşündüren dört dörtlük bir seyirlik ortaya çıkmış.
Levent Üzümcü son dönemdeki duruşuyla tiyatromuzda önemli bir figür. Onu hem sahnede izlemek, hem de Tiyatro Buluşması’nın “Onur Ödülü”nü onun elinden almak apayrı bir mutluluk oldu benim için. “Emek Ödülü” Cengiz Toraman’a; “Demokrasi Ödülü” Işıl Özgentürk’e; “Umut Ödülü” 9 Eylül GSF Dayanışması’na; “Barış Ödülü” ise aylar boyunca haksız hukuksuz içeride tutulan ve neyse ki artık tahliye edilen genç tiyatrocular Nazlı Masatçı, Cenk Dost Verdi, Gizem Yerik’e verildi.
Cengiz Toraman’ın Stafili İbrahim’e söylettiği gibi, “Güneşin doğmadığı görülmemiştir. Güneş hep doğar. İnadına doğar!” 13. Tiyatro Buluşması’ndan belleğimde ve gönlümde kalan en temel iz oldu bu...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları