Zaman ve gündem bölme-çözme makineniz var mı?

Zaman ve gündem bölme-çözme makineniz var mı?

18.03.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sonra kendime dedim ki “Bugün yine illa o meşhur otomatik gündemi yazma”. Bu gazeteleri eline alanlar, biz yazarların sürekli olarak gündem hakkında ne düşündüğünü öğrenmek istiyor. O gündem nereden mi geliyor? Sessiz virüs koronadan, toprağın 1000 kat dibinde öksürdüğü zaman her şeyi yerle bir eden deprem zaliminden, kadın katillerinden, bir siyasinin attığı tweet veya fırlattığı bir kitapçıktan, dilinin kemiği olmayan provokatif bir dinciden veya Cumhurbaşkanı’nın herhangi bir konuşmasından. Biz, yıllardır yazılarımızın yüzde 85-90’ında o gündemi, hem de ne diyebileceğimiz bazen çok malum konular etrafında (mesela “kadına şiddet”) yorumlayan veya ender olarak hiç bilmediğiniz sivri köşelerini ekleyen insanlarız. İnanın bazen oldukça sıkıcı olabilecek durumlar yaşıyoruz. Sonuçta o gündem de çiklet gibi çiğnenip kendini tüketiyor; kokusu hızla geçiyor. O katıldığımız siyasi ekran tartışmaları için de her televizyoncu boynunda ilmikle yaşatan reyting kavgaları nedeniyle en taze konuyu arıyorlar. Biz ise sanki tüm geçmişi, bugünü ve geleceği bilmek durumunda olma baskısı ile atılıyoruz o kazana. Arşiv, güncel bellek ve referansiyel refleksleri harmanlama mecburiyeti ile... Hem de herkes “sansür ve otosansür” gerçeği ile o tartışma meydanına çıktığına inanmasa da bunu itiraf edemese de!

Son aylarda tekrar gündeme getirdiğim “Demokratik Dijital Devrim” tüzük taslağının ulvi gördüğüm bir hedefi var: Oyunun kurallarına müdahale edip seçen ve seçilenin tüm haklarını kendi ellerinde tuttukları, başka kimseyi suçlayamadıkları dürüst bir siyaset ortamı. Umarım SİZİN de katkılarınızla bir gün gerçekleşir, kim bilir?

VAR varsa, futbol bar-bar!

Bazen spor, siyaset gündeminin önüne geçiyor da “biraz keyif alabiliyoruz” diyeceğiz ama... Orada da işler artık bulanık, çünkü artık VAR diye bir teknolojik hakem masası var önümüzde. Bunun sonucu ise koca bir felaket! İster görüntü talep eden hakemlerin suçu deyin, ister o görüntüleri imal eden operatörlerin suçu deyin, artık spor, spor olarak kalmaya devam ediyor mu bilmiyorum ama futbol kesinlikle artık futbol değil. Eskiden bir golü alkışlamadan önce hakem santrayı gösteriyor mu diye bakma refleksimiz olurdu. Şimdi acaba hangi takımı tutan ve milyonları ağlatmayı kafasına koymuş hangi teknolojik operatör veya VAR hakemi, 30 milyonluk bir camianın gözünün içine bakarak alay eder gibi, atılan bir golü iptal edecek veya uyduruk bir penaltı çalacak diye bekliyor herkes! Belki yolsuzluk değil, ego tatmini! 22 yıl önce VAR’dan ilk söz eden kişi olarak ekliyorum: Yakında her şeyi bilgisayar yapacak, insan hatalarından kurtulacağız! 

Bir de yaşamımıza sinsice girenler var: Diziler! Bazı hikâyeler bizleri ister en saf merak odağımızdan, ister nostaljik bir kokudan, ister güzel bir genç oyuncunun gözlerinden yakalıyor ve sanki izlediğimiz gerçek bir dava, gerçek bir kayıp çocuk, gerçek bir aşk serüveni oluveriyor. Onlar da beynimizin davetsiz misafirleri oluveriyor. Milyonlarca “her yaştan genç”, Hande Erçel veya Alina Boz’la, Kerem Bürsin veya Mert Fırat’la kavramsal flörtler yaşarken buluyorlar kendilerini...

Zaman kaymaları

Bakın yirmili yaşlarımızda, zamanı ve “ileride” yaşayabileceklerimizi sonsuz bir olasılıklar dizisi olarak görürdük. Siz de bugün ömrünüzün o safhalarındaysanız, beni onaylıyorsunuzdur. Sonra bakıyorsunuz ki kimi beklentileriniz gerçekleşmiş, kimileri tozlu hayaller ve hedefler rafına kaldırılmış ve 60’lı yaşlarınızda buluyorsunuz kendinizi... Zaman çok daha değerli ve giderek daha da yetmez hale geliyor. Ama o zamanın da her saniyesini sizden tırtıklayarak talep eden yeni teknolojik sistemlerle kuşatılmış durumdayız. Elinize tutuşturulan kumandalar ile dünyanın her yerinden 1001 çeşit haber, dizi, film ve spor karşılaşması elinizin altında; ne büyük zenginlik değil mi? Halbuki sizin buna harcayabileceğiniz zaman 2-3 saat! Buna bir de bin bir sosyal medya mecrası ve orada kurduğunuz veya geçmişten gelip sizi bulan arkadaşlıklar eklenince zaman tükeniveriyor!

Tüm işiniz ve içinde yaşadığınıza emin olduğum zaman kayıpları arasında ben de size farklı bir olasılık önereceğim: Mesela kitap okurken kullanabilirsiniz. Radio Garden diye bir uygulama var. Önünüzde dünya haritası ve üzerinde on binlerce pırıltılı nokta. Her biri bir radyo istasyonu. Siz harita üzerinde, dünyayı resmen elinizle çevirip istediğiniz ülke üzerinde durup o noktalardan birini merkeze alıp o istasyona giriş yapıyor, dünyanın bütün dillerini, bütün müziklerini ve bütün seslerini dinleyebiliyorsunuz. Mesela ben sizlere bu cümleleri yazarken Nijerya’dan, Abuja’dan harika bir istasyonun müzik seçimlerini dinliyorum. Büyülü deneyim! Yaşam mecburiyetleri beni en az üç, bazen dört şeyi aynı anda yapmaya beynimi alıştırmama mecbur etti. TV’de tartışma izle, telefonda ciddi bir konuşma yap ve yazacağın makalenin satırbaşlarını çıkar, belki WhatsApp’taki grup tartışmalarını da aynı anda yürüt...

Tüm kitaplarımı sonsuza kadar okuyacağım!

Bir de kitaplar var tabii; hani “Bir gün, şunları kesinlikle okumam lazım” diye başucunuza ayırdığınız o kitaplardan söz ediyorum. Sevgili “Barış’ların” Metastaz 2’si, Timur Soykan’ın Baronlar Savaşı, Erkan Yılmaz Uzunköprü’nün Kozmik Albay’ı, Suzanne Preston Blier’in Picasso’s Demoiselles’i, Baki Can Edipoğlu’nun Olamayanların Mabedi ve daha kütüphanemde belki binlerce kitap benim “uygun zamanımı” bekliyor. Gerçek bir aydın, evrenin akışı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğini fark edecek kadar mütevazı ve gerçekçi olabilendir. Dünyada yayımlanmış ve her yıl belki yayımlanmaya devam eden milyonlarca kitap arasında bir entelektüel ancak yetersizliğinin hakkını teslim edebilir. Ama ben o soruna bir formül buldum. Tanrı’dan, öldükten sonra birikmiş tüm kitaplarımı baştan sona okuma sözü aldım. “Ama nasıl” diye sormayın, işin büyüsü bozulmasın! 

Peki, insanın enerjisi bitmez de 60’lı yaşlarında aynı hızla çalışmaya ve yuvarlanmaya devam ederse o zaman ne oluyor? Belki işler daha çok sarpa sarıyor. Çünkü gençliğinizdeki o “sonsuz imkânlar dizisi” hâlâ elinizdeymiş gibi hayallere kapılıyorsunuz! Belki zamanı ve Azrail’i güldürerek! 

Nijeryalı NEC radyomda bilge bir adamın ağzından dökülen, notunu alabildiğim şu sözlerle bitirelim yazımızı: “Yerinden kaldıramadığın taşı öp”, “Daha uzun yaşayamıyorsan, daha derin yaşa”, “Bir ışık yak karanlığa karşı”, “Kaşık, hiçbir zaman çorbanın tadını bilemeyecektir”, “Senin hakkında yapılan kötü şeyleri kuma yaz, iyi şeyleri mermere geçir.” 

Bir cümle daha var ki siyasiler hiç duymasın: “Açığa çıkmasını istemediğin şeyi, hiç yapma!”

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025