F.Bahçe-Başakşehir mücadelesi haftanın maçıydı. Sarı-Lacivertliler, İsmail Kartal’ın isteğiyle Ozan Tufan’ı geri çağırdı. Orta saha F.Bahçe’nin en kalabalık yeri. Oysa öncelikle sol bek ve hücum hattına takviye şart. İsmail Hoca gece gündüz mesai harcıyor, karşılığı olacak mı bilemem. F.Bahçeli taraftarlar, tribünleri doldurdu. Önce destek vardı, ardından son dönemde Kadıköy’de alıştığımız “Yönetim istifa” sesleri, futbolculara tepki, ıslıklar... Maçta tempo üst düzey değildi. Yıllarını geçirdiği F.Bahçe’ye ilk kez rakip olan Emre Belözoğlu, Sarı-Lacivertlileri iyi analiz etmiş. İlk devre Başakşehir yarı alanında beklemeyi seçti. F.Bahçe ise sadece yüklenir gibi yaptı o kadar. Pelkas’ta düzelme var, İrfan’la iyi ikili oldular. Nedense Kartal, onları da kenara aldı. İkinci yarıya Berisha’nın direkten dönen frikiğiyle başlayan Sarı-Lacivertliler, ummadığı anda Berkay’ın golüyle geriye düştü. 90 dakika rakip kaleye gidemeyen, pozisyonu olmayan, mücadele etmeyen, inanmayan, savaşmayan bu F.Bahçe’nin başına Löw gelse ne olur?
Yazarın Son Yazıları
Bugün ulusal egemenlik tarihimizin destansı yıldönümlerinden.
Fazıl Say bu kitaptaki şiirlerimi bestelemek istemişti. Şimdi yeniden okuyup buraya aktarmalar yaparken “İyi ki yapmamış, tutuklanırdı” diyorum.
Suriye’de bugün çeşitli aktörlerin güç mücadelesine dönüşen iki temel mesele var:
19 Mayıs 1919 Türk İstiklal Savaşı’nın başlangıcı ve dönüm günüdür.
Türkiye Cumhuriyeti bir din, mezhep, etnik kimlik ve ırk devleti değildir.
Arab News’den bir yorumcu, ABD Başkanı Donald Trump’ın 13 Mayıs tarihli Riyad konuşması “Sadece Suudi-ABD ilişkileri için değil, tüm bölge için bir dönüm noktası olarak tarih kitaplarına geçeceğine şüphe yok” diyordu.