Hüseyin Baş

'17. İklim Zirvesi' Yaklaşırken...

17 Ekim 2011 Pazartesi
\n

Kasım sonunda Güney Afrikanın Durban kentinde yapılması beklenen ve Panama Cityde süren ön hazırlık toplantılarından gelen haberlere bakılırsa gezegenin bekasıyla ilgili küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişikliklerinin önlenmesine geçerli çareler üretmesi, bunu yaşama geçirmesiyle ilgili ‘17. İklim Zirvesinin kaderinin de öncekilerden farklı olmayacağı, bu önemli sorunun çözümünün yine bir başka bahara kalacağıanlaşılmaktadır. Zira Panama ön hazırlık toplantılarında ne yazık ki umut veren somut hiçbir adım atılamamıştır.

\n

Doğa felaketleri dediğimiz felaketlerin kaynağında küresel ısınma, onun kaynağında ise başta karbondioksit olmak üzere bir dizi sera etkili gaz salımıyer almaktadır. Küresel ısınmaya neden olan sera etkili gaz salımı ise yine bilindiği gibi büyük endüstri ülkelerinden kaynaklanmaktadır. Çare küresel ölçekte sera etkili gaz salımını azaltacak ciddi, yaptırımlı önlemlerin alınması, yeşil enerjinin küresel ölçekte finansmanıdır.

\n

Önceki zirvelerde bunun ilkeleri belirlenmiştir. Ancak bu yönde alınması gereken önlemlerin önünde aşılması hiç de kolay olmayan düzineyle engel vardır: Kapitalist sistemin kutsal rekabeti, ek maliyetler, en çok sera etkili gaz salımı yapan ülkelerin gelişmekte olan ülkelere sera etkili gaz salımını azaltacak önlemlerin finansmanı için yardım sağlamaları vb... Sanayileşmiş ülkeler küresel ısınmayı 2 santigratla sınırlayarak 2020 yılına kadar sera etkili gaz salımını 1990 değerleri esas alınarak yüzde 25 ila yüzde 40ın altına çekeceklerdir. Buna karşılık sanayileşmiş zengin ükeler bu oranın yüzde 14 ile yüzde 18 olmasını dayatmaktadırlar. Ancak bunu bile yapmamak için ipe un sermekte, eskisi gibi olayı savsaklamaya çalışmaktadırlar. Ayrıca sanayileşmiş ülkelerin güneyin yoksul ülkelerinin küresel ısınmaya karşı önlem alabilmeleri için 2012 yılına kadar 30 milyar dolar, 2020 yılına kadarsa 100 milyar dolar yardım yapacaklarıyla ilgili olarak verdiği sözleri de zerrece yerine getirmedikleri bilinmektedir.

\n

***

\n

Ünlü Alman sigorta kuruluşu Münih Re, doğa felaketlerinin ekonomiye verdiği zararları hesaplamıştır. Örneğin 2010 yılında Rusya, benzerine rastlanmayan kuraklıkla sarsıldığında, tıpkı taşkın felaketiyle karşı karşıya kalan Avustralya gibi hububat dışsatınımını askıya almak zorunda kalmış, dünya hububat fiyatlarının artmasında rol oynamıştır. Ayrıca bu felaketler toplam olarak 295 bin insanın yaşamına malolmuş, maddi kayıplarsa 97 milyar Avro gibi ürkünç düzeylere ulaşmıştır. New York Colombia Üniversitesi araştırmalarına göre 1980-2008 döneminde iklim krizlerinin buğday, mısır, pirince verdiği zararlar da bu dört temel hububatın dünya üretim ortalamasında yüzde 5.5 ve yüzde 3.8lik düşüşlere neden olmuştur. Bu oranlar Mısırda 23 milyon, buğdayda 33 milyon ton kayıp anlamına gelmektedir. S

\n

Sonuçsa çarpıcıdır: Bir milyardan fazla insanın açlık çektiği gezegende söz konusu kayıplar tüm insanlığın doğrudan ya da dolaylı kalori ihtiyacının yüzde 75ine tekabül etmektedir! Rusya, geçen yılki Cancun konferansında ABD dışında sanayileşmiş ülkeleri sera etkili gaz salımını azaltmaya zorlayan tek uluslararası anlaşma olan Kyoto Protokolünün uzatılması için işine gelen bir uzlaşma bulamadığı için sorunun ertelenmesini sağlamıştır. Ancak bu kez Durbanda Kyoto Protokolünün uzatılmasının da aşılması gereken önemli engellerden biri olması beklenmektedir.

\n

***

\n

Görülen o ki bu zirvenin kaderi de öncekilerden farklı olmayacak... Daha çok teknik konularda sağlanacak ilerlemelerin dışında, küresel ölçekte yaptırımlı somut ve acil çözümlere ulaşılması bir kez daha başka bahara kalacak... Dünyayı sarsan ekonomik krizin önünü kesmek için zengin ülkelerin, zorda olan ülkelerin ekonomilerine, batık bankaların kurtarılmasına anında milyarlarca dolar yardım sağladıkları düşünüldüğünde, iş gezegenin bekasını tehdit eden yaşamsal bir soruna çare bulmaya geldiğinde neden ayak sürüdüklerini anlamak zor.

\n

İngiliz bilim dergisi Natureda yer alan bir habere göre kuzey kutbundaki aşırı soğuklardan oluşan ozon tabakasındaki Almanyanın beş katı büyüklüğündeki deliğin gazların küresel ölçüde kullanımının yasaklanmasıyla onarılması ve eski haline gelmesi sağlanmıştır. Durban İklim Zirvesi umarız bundan gerekli dersi çıkarır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tunus Nereye?.. 12 Mart 2012

Günün Köşe Yazıları