Kabak Tadı!
Hüseyin Baş
Son Köşe Yazıları

Kabak Tadı!

10.10.2011 04:00
Güncellenme:
Takip Et:
\n

\n

Fransa ve Birleşik Devletlerin değişmeyen politikaları arasında Osmanlı dönemiye ilgili 1915-1916 tarihlerinde gerçekleştiği savlanan sözde Ermeni kıyımını soykırımadönüştürerek genç Türkiye Cumhuriyetini baskı altında tutmaya yönelik çabaları apayrı bir yere sahiptir. O kadar ki; bu iki ülke özellikle seçim önceleri, büyük çoğunluğu anılan olayların ardından ABD ve Fransaya göç eden, küçümsenmeyecek sayıdaki Ermeni diyasporasının oylarına tamah ederek... \n

\n

Türkiyenin söz konusu olayları uluslararası yetkin tarihçilerden oluşacak bir komisyonun, konuyla ilgili belgelerin tümünü inceleyerek gerçeğin ortaya çıkarılması önerisini, tarihi tarihçilere bırakmayı, baskı olanağını tehlikeye atmamak kaygısı ile sürekli reddetmekte ve tarihi yazmayı tarihçilere değil, siyasetçilerebırakmayı yeğlemektedir. Şu sıralarda iki hafta önce uzun yıllardan bu yana ilk kez sağın kalesi olarak bilinen senato seçimlerini açık ara Sol İttifaka kaptıran Sarkozy ve partisinin, altı ay sonra yapılması beklenen yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanma şansı sıfıra doğru yol almaktadır. Bu yüzden çok sayıda güvenilir yorumcuya göre Sarkozy, artık günleri sayılı bir Topal Ördekkonumundadır. Ama o son bir çırpınışla eski defterlerikarıştırarak sosyalist adaylardan François Hollandeın da Ermeni diyasporasına şirin görünmek için daha önce iktidar partisinin oylarıyla reddedilen, ne ki Hollande gibi bir Sol İttifak adayına yakışmayan Ermeni soykırımının inkârını cezalandıran, bütünüyle saçma yasa tasarısını yeniden gündeme getirmeye hazırlanmasına bakılırsa Ermeni oylarının önemi ortaya çıkmaktadır. Ermenistan ve Azerbaycan ziyaretleri öncesinde artık kabak tadı veren ve Türkiyeyi geçmişiyle yüzleşmeye çağıran eski aşı yeniden gündeme getirmiştir. Ayrıca Türkiyenin bunu yapmadığı durumda,yeniden seçilirseilk işlerinden birinin Ermeni soykırımının inkârını cezalandıran özel bir yasayı ivedilikle meclisten geçireceği sözünü vermeyi de ihmal etmemiştir. \n

\n

***\n

\n

Oysa 2005 yılının son aylarında Fransızların sömürge döneminin bazı iyi ve olumluyanlarının okul kitaplarında yer almasıyla ilgili yasa önerisi, tarihi siyasetçilerin değil tarihçilerin yazması gerektiğini savunan ve önde gelen çok sayıda tarihçi, öğretim üyesinin yanı sıra bizzat o zamanki Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından da desteklenen yaklaşımın ağır basmasıyla rafa kaldırılmıştır. Ne ki bu aklı başında karşı çıkışa rağmen tasarı daha sonra az katılımla da olsa yasalaşmıştır. Ardından soykırımın inkârını yasaklayan türde yasalar Fransadan sonra Hollanda ve İsviçrede de kabul edilmiştir. ABD ise aynı yönde bir yasayı devreye sokmak için uygun zamanı bekliyor.\n

\n

Ancak Sarkozynin son Erivan ve Azerbaycan gezisi salt Ermenileri Türkiyenin eninde sonundasoykırımı kabul edeceğimasalıyla avutarak, özellikle de başkanlık seçimlerine altı ay kala, 500 bine yakın nüfusa sahip Ermeni diyasporasından oy almayı amaçlamaktadır. Ne denli topal ördekolarak günleri sayılı olsa da bu kez tüm Kafkasyada söz sahibi olmayı gözüne kestirerek özellikle de Azerbaycanda son keşfedilen zengin doğalgaz-petrol rezervlerinin işletilmesi ve pazarlanmasına Fransız petrol devi Totalin yüzde 40 gibi yüksek bir oranla katıldığı ortaklığın ayaklarını sağlam yere basması için bu ülkenin Ermenistan tarafından işgali altında bulunan Dağlık Karabağ bölgesi sorununun barışçı çözümü için Erivanı ikna etmeyi düşlemektedir, Heves bu. Ama zor. \n

\n

***\n

\n

Sarkozynin ikide bir Türkiyeyi Ermeni soykırımıyla suçlaması aslında yavuz hırsızın ev sahibini bastırması öyküsüne benzemektedir. Aydınlanmanın, kültür ve sanatın en önemli kaynaklarından biri olan Fransanın geçmişi ne yazık ki başka ülkeleri soykırımyapmakla suçlamasına izin vermemektedir. Zira bu ülke Batının yüz karası sömürgecilikten sabıkalı ükelerinden biridir. Örneğin bu ülke, tarihte ilk kez Pariste Kolonyalizm Fuarıdüzenleyerek sömürgeciliğin uygarlıktan nasipsiz yoksul ülkelere uygar ülkelerin armağanı olduğunu ileri sürecek ölçüde ipin ucunu kaçıran ülkelerden biridir. Cezayirden, Çinhindine, Madagaskara toplu kıyımlardan, dolayısıyla da köle ticareti başta olmak üzere sayısız soykırımdan sabıkalıdır. Son marifeti 1994te 800 bin Tutsinin katlindeki sorumluluğudur. Oysa Türkiye Ermeni olayında varsa Osmanlının hatasını geçiştirmeye kalkmadığı gibi, bunun katliam boyutlarına ulaştığını savunan yurttaşlarını cezalandıran yasalar da çıkartmamıştır. Tek istediği, olayın tarihçilerin katılacakları uluslararası bir komisyon tarafından ortaya çıkarılmasıdır.\n

\n

*** \n

\n

Soykırım tanımı, Nazi Almanyasının Yahudi ırkına karşı, baskı ve işkencelerin ardından kadın, çoluk çocuk demeden gaz odalarında bir ırkı ortadan kaldırmayı hedefleyen, tarihin en büyük, sistematik, kendine özgü acımasız ırkçı felsefeye dayanan insan kıyımını ifade etmektedir. Soykırım tanımı rakip görülen ülkeleri suçlamak için genişletmeye kalkılırsa binlerce savaşta milyonlarca insanın kaybının sorumluğunu kim, nasıl üstlenecektir? Tarihi siyasetçilere değil, tarihçilere bırakmak, bugün de en salim yol olarak görünmektedir. \n

\n

\n

\n

Özür: Geçen hafta yayımlanan 147 milyon ağacın Annesi Kenyalı Wangari Maathainin ölüm tarihi yanlışlıkla 2011 yerine 2001 yazılmıştır. Düzeltir, özür dilerim.

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Dünyanın Su ile de Başı Dertte

Devamını Oku
26.03.2012
Artan Doğa FelaketlerineSeyirci Kalmak...

Devamını Oku
19.03.2012
Tunus Nereye?..

Devamını Oku
12.03.2012
Taksim Gezi'nin Ağaçlarına Sahip Çıkmak Doğaya Sahip Çıkmaktır

Devamını Oku
05.03.2012
Avrupa Borç KriziOrtamında, Sarkozy'nin Yeniden SeçilmeŞansı Var mı?

Devamını Oku
27.02.2012
Komşunun Bitmeyen Çilesi Üzerine...

Devamını Oku
20.02.2012
Sayın Başkan, LütfenNükleere 'Kale'ninKapısını Açmayınız!

Devamını Oku
13.02.2012
Yeşil Sahada Kan İzleri...

Devamını Oku
06.02.2012
Isınan GezegendeKıyamete Koşar Adım

Devamını Oku
30.01.2012
Nükleerde 'Danışıklı Dövüşün' Bu Kadarına Pes!

Devamını Oku
23.01.2012
Sarkozy'nin 'Karakuşi' Yasası (*)Onca Öfkeye Değer mi?

Devamını Oku
16.01.2012
En Büyük 'Kitle İmha Silahı' Açlıktır

Devamını Oku
09.01.2012
'Halkı İkna Et, Santralı Kur!'

Devamını Oku
02.01.2012
Bir Bardak Suda Fırtına...

Devamını Oku
26.12.2011
Durban 17. İklim Konferansı'nınArdından...

Devamını Oku
19.12.2011
'Nükleerin Sorumlusu Yoktur...'

Devamını Oku
12.12.2011
Deprem Ülkesinde Nükleer Santral(!)

Devamını Oku
05.12.2011
'Arap Baharı' ya da Kafdağı'nınArdındaki Serap!

Devamını Oku
28.11.2011
Avrupa Yol Ayrımında

Devamını Oku
21.11.2011
Avrupa Ekonomik Krizin Kısırdöngüsünde Sarsılırken...

Devamını Oku
14.11.2011
Batı Petrol, Arap DünyasıŞeriat Peşinde...

Devamını Oku
31.10.2011
Tunus Seçimleri ve KapıdakiYeni Tehlike...

Devamını Oku
24.10.2011
'17. İklim Zirvesi' Yaklaşırken...

Devamını Oku
17.10.2011
Kabak Tadı!

Devamını Oku
10.10.2011
147 Milyon Ağacın 'Annesi' KenyalıWangari Maathai'nin Ardından...

Devamını Oku
03.10.2011
Nükleer Santral Korkusuyla Yaşamaya Son Verilmeli...

Devamını Oku
26.09.2011
Arap Baharı Çiçek Açmakta Zorlanırken..

Devamını Oku
19.09.2011
Nükleer Felaket Yaklaşırken...

Devamını Oku
12.09.2011
Trafik Kazaları SavaşGibi Can Alırken...

Devamını Oku
05.09.2011
Dünya Nüfusu Nereye...

Devamını Oku
29.08.2011
İsrail'de 'Bahane' Bitmez!

Devamını Oku
22.08.2011
On İki Milyon İnsan Kaç Para Eder?

Devamını Oku
15.08.2011
Barış Korkusu!

Devamını Oku
08.08.2011
GIEC Başkanı: Ülkeleri Yönetenlerİklim Bilimini Mutlaka İzlemelidirler

Devamını Oku
01.08.2011
Issız Denizlerimizin Hayalet Gemileri

Devamını Oku
25.07.2011
Dadaab'da Açlıktan Ölenler Salt İnsanlar Değil, Tüm İnsanlıktır!

Devamını Oku
18.07.2011
İsrail - Filistin Barışının Engellenmesinde Aşırı Dincilerin Rolü..

Devamını Oku
11.07.2011
DSK Olayı ve Fransız Başkanlık Seçimleri Üzerine...

Devamını Oku
04.07.2011
Alamet ve Kıyamet Üzerine...

Devamını Oku
27.06.2011
Sayıların Ağırlığı ya da Aşırı Nüfus Kaygısı Üzerine...

Devamını Oku
20.06.2011