Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Halvetten Helale, Araftakiler
Başbakan Erdoğan, balkon konuşmasında “Helalleşme zamanı” dediğinden beri milleti bir helalleşme telaşı sardı, helalleşen helalleşene.
\nSayın Erdoğan’ın sunduğu fırsata ilk atlayan SP Başkanı Kamalak oldu, Başbakan’la helalleşti.
\nArdından Başbakan bazı davalılarıyla; işadamı İnan Kıraç Başbakan’la; gazeteci Ahmet Hakan gazeteciyken demediğini bırakmadığı çiçeği burnunda milletvekili Oktay Ekşi’yle; gazeteci Ertuğrul Özkök “Vay şerefsiz!” manşetiyle yaşarken gömdüğü Ahmet Kaya’nın mezarıyla; basın patronu Aydın Doğan kimi basın patronu, politikacı ve gazeteci davalılarıyla helalleşti.
\nHer şey bir yana, yalnız başlattığı “helalleşme akımı” bile Başbakan Erdoğan’ın rakipsiz liderlik kalibresini, kimlerin yüreğine dehşet salıp, kimleri ağzına baktırdığını gösteriyor…
\nZaten kafalar da yüreklere salınıp ağza baktıran bu dehşetin helalliği kapsamında karışıyor.
\n“Helalleşme” nedir, kimler helalleşir diye sözlüğe baktım: Yağlı güreşlerde peşrev bitince, rakip pehlivanlar karşı karşıya gelip ağır tempolu bir yürüyüşle, avuçlarını kıspetlerine vurarak birbirlerini güreşe davet eder ve el sıkışırlarmış... Sonracığıma, arkalarını dönüp karşıt yönlere \tgider, derken yeniden yüzyüze gelip birbirlerinin elini öpüp başlarına koyduktan sonra güreşe tutuşurlarmış...
\n***
\nHelalleşme tanımındaki bu gidişler ve gelişler, arkalı önlü dönüşler, el öpüp temenna çakışlar her ne kadar pek uysa da duruma; Başbakan hariç diğer helalleşenleri, kıspetlerini çekip avuçlarıyla baldırlarına vura vura güreşe girerken hayal edemedim.
\nGüreşmeye ne hevesli, ne de niyetli oldukları besbelli.
\nDolayısıyla sözlükteki yegâne “helalleşme”yi güreşçilere bırakıp “helalleşmek” eylemine baktım ve ne göreyim?
\nBir anlamı, “uzun süreli bir ayrılık öncesinde, ölüm tehlikesi anında ya da alışverişte, karşılıklı hakların birbirine helal edilmesi”ymiş. Diğer anlamı ise “Bir kimseyle arasındaki hesabı kapatmak, ona emeğinin ya da malının karşılığını ödemek”...
\nHaydaa...
\n***
\nHelalleşme yarışındakilere baktım, sağlıkları da servetleri de yerinde. Hiçbirinde dünya işlerinden elini eteğini çekmiş, ölmeye yatmış göz yok.
\nMeğer alışveriş, meğer emekmiş, malmış kul hakkıyla hesap kapatmak, ayrılık ve ölüm kadar tehlikeli bir iş olup, helallik gerekçesiymiş, sayın seyirciler!
\nDemek ki şimdilerde Başbakan Erdoğan’la helalleşenlerin kendisiyle bir alışverişleri vardı. Hangi hak, hangi emek, hangi mal için helallik istiyor, hangi hesabı kapatıyorlar acaba? Başbakan Erdoğan rakipleriyle helalleşti diye rakipleriyle, rakip bulamayınca davalıları, davalısı yoksa aşağılayıp karaladıklarıyla helalleşmeye kalkanlar? Neyin hesabını kapatıyor, yedikleri hak, emek ve malın mı karşılığını veriyor, yoksa yedirdiklerini mi bağışlıyorlar?
\n***
\nBelli ki ne biri, ne öteki. Çünkü bu zevat, hak, emek, mal karşılığı vermekten çok almaya alışıktır. Zaten helalleşmeden de “bağışlanmayı” anlıyor, kendilerini Başbakan’a bağışlatmaya çalışıyorlar.
\nŞu işin adını doğru koyup “Biz ettik, sen etme!” deseler de yaşamlarında hiç olmazsa bir kez, bir küçüklüğü de büyüklük diye yutturmaya kalkmasalar.
\nOnursuzluk helalse, haram ne?
\n\n\n‘G’ NOKTASI
\n\n\n9 üyeli YÖK Genel Kurulu, 1 milyon 750 bin çocuğun geleceğini çizecek bir sınavda, kiminin hakkını yiyen, kimine hakkından fazlasını veren, ama gerçek hakkını veremeyen Ali Demir’i oy çokluğuyla aklayıp ÖSYM Başkanı olarak devamına karar verdi.
\n7 üyeli YSK, önce adaylığını ret, ardından kabul edip seçimlere girmesini sağladığı Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürürken Dicle’ye oy veren 85 bin seçmenin geçerli oyunu da iptal etmiş oldu.
\nBalyoz davasında 3 üyeli mahkeme heyeti, MHP’den milletvekili seçilen Engin Alan’ın tahliyesini oybirliğiyle reddederek yüzbinlerce seçmenin oyunu hiçe saydı.
\nZaten Ergenekon davasına bakan mahkeme heyetinin 3 üyesinden 2’si de CHP’den milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’a oy veren yüzbinlerce seçmeni saymadı.
\nHani demokrasi seçimdi, sandıktı, oydu, halkın iradesiydi?
\nMilletin oyunu hiçe sayıp seçtiği vekili Meclis’e göndermeyen bu kurumsal hegemonya, üç beş kişinin sübjektif takdiri neyin nesi?
\nZaten yüzde 10 seçim barajı da demokrasi değil. AKP iktidarının dokuz yıldır indirmediği bu barajı, hiçbir partinin gösteremediği bir özveri ve inançla çalışıp bağımsız adaylarla aşan BDP, davasına hak verir ya da vermezsiniz, ama bence şu anda en tutarlı partidir. Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin iptali sonucu TBMM’yi boykot kararı hem haklı, hem de saygındır.
\nTürkiye’de halen gerçekten muhalefet yapan tek bir parti var, o da BDP.
\n\n\n“Girme şu alçakların hizmetine, konma sinek gibi pislik üstüne. İki günde bir somun ye, ne olur! Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.”
\nÖMER HAYYAM
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!