Milli ve yerli üretim olarak yalan!
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Milli ve yerli üretim olarak yalan!

08.11.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Gerçeğin yalan denizinde boğulduğu bir ülkede, aklımızı ve ahlakımızı yitirmeden hayatta kalmaya çalışıyoruz. 

Günümüzde Türkiye’nin en kapsamlı, en hızlı, en yoğun yerli ve milli üretimi, yalan... Bu topraklarda salt binalar değil, siyasal yapılar çürük. Partilerin başında, ortasında, kıçında oturan ve devletin tepesine çöreklenen politikacılar çürük. Kaidelerini koltuklayan her makam, ellerinin uzandığı her yer, her şey onlarla birlikte çürüdü.

Ama en kötüsü, ahlak çürüdü. Oysa ahlak yokluğunda hukuk da var olamaz. 

Türkiye’nin hiç de iyiliğini istemeyen dış güçlerin 1990’lı yıllardan beri desteklediği “yıkıcı yozlaştırma” projesi, el ele çalışan iki yapılanma, FETÖ ve Adnan Oktar Organize Suç Örgütü tarafından başarıyla yürütüldü. Dikkatle bakarsanız, her ikisi de siyasal erk içinde avladıkları, satın aldıkları ya da şantaj yaptıkları politikacılardan destek alan bu örgütlerin asli oyun alanı mahkemeler, yani yargı kurumuydu. FETÖ, Adnancıların teknolojik desteğini (sahte ses ve görüntü kayıtları, çakma belgeler onların eseridir) alarak kumpas davalarla orduyu ve devleti yargı eliyle çökertmeye çalışırken Adnan Oktar’ın yüzlerce avukatı ülke adliyelerini açtıkları on binden fazla davayla boğuyorlardı. Başı Emniyet güçleriyle derde giren ya da benim gibi bireyler tarafından mahkemeye verilen Adnancılar ise FETÖ’cü politikacı, polis ve yargı mensupları tarafından kurtarılıyordu. 

Adnancı altyapı hâlâ faal

Ama Emniyet’te dürüst polisler, yargıda dürüst hukukçular iyi ki hâlâ var! O dürüst polisler sayesinde nihayet yakayı ele veren Adnancıların çoğu, mıh gibi duran dürüst bir mahkeme heyeti tarafından yargılanıyor. Yüzlerce sanıklı davalar uzun sürer, ama sona yaklaşıldı. 

Peki, örgüt tamamen çökertilebildi mi? Hayır. 

Bir zamanlar FETÖ’ye çakma kanıt üreten teknolojik altyapı ve bu altyapıyı yönetenler müthiş faal! Sosyal medyada esip gürlüyor, çarpıtılmış videolar, iftiralar ve yalanlarla mahkemede Adnancı suç örgütüne karşı tanıklık edecek mağdur müştekileri yıldırmaya, caydırmaya, korkutmaya, yargı sürecini de karalamaya çalışıyorlar.  

Örgütün (yüzden fazla var) avukatları, dava dosyasını inceleme hakkını suiistimal ederek dışarı sızdırdıkları mağdurların ifade ve görüntülerini sosyal medyada isimlerini vererek yayıyor. Bu mağdurlardan bazıları on beş, on altı yaşlarında. Yaşı büyük mağdurların ifadeleri yazılı, yaşı küçük mağdurlarınki psikolog rehber eşliğinde kayda alınıyor. Örgüt, avukatların sızdırdığı bu kayıtları, mağdur müştekiler üzerinde baskı kurmak için yayıyor. Emniyet güçleri, çocuk yaştaki mağdurları korumakta çaresiz kalıyor. 

Örneğin mağdur ve müştekilerin bir arada göründükleri eski doğum günü ya da piknik fotoğraflarını alıp “örgüt” oldukları iddiasıyla, ad ve soyadlarını vererek sosyal medyada yayıyorlar. Bu medya stratejisinin birinci amacı, örgütten hâlâ korkarak susan yüzlerce mağdurun şikâyetçi olmasını önlemek. İkinci hedef, şikâyetçi olma cesaretini gösteren kız çocuklarını afişe ederek şikâyetlerini geri çekmeye zorlamak.     

Örgütün serbest kalan ya da hiç yakalanmayan üyeleri (ki çoğu yurtdışına kaçmayı başardı) operasyondan önce ve yargı aşamasında mahkemeyi karalamayı ve yalan bilgi yaymayı hiç aksatmadı. Sosyal medyada iki yıldır sürdürdükleri yalan ve iftira kampanyasının son oyunu, geçen hafta saygın hukukçu Av. Celal Ülgen üzerine kuruldu. 

Hedef gösterdiğini taraftar gibi sunmak

Celal Ülgen Hocamız, kumpas davaların efsane savunma hukukçusu ve halen devam eden davalarda gazeteci arkadaşlarımızın kahraman avukatı olarak hepimizin çok sevdiği bir hukukçudur. Örgüt, hocanın 2018 yılında Adnancılara yönelik operasyona ilişkin işlemlerde polis ve savcılara yaptığı uyarıyı içeren demeci, birkaç gün önce sosyal medyada sanki yeni söylenmiş, mahkemeyi eleştiriyormuş, Adnancıları koruyormuş yorumlarıyla çarpıtarak yayımladı. Hem de onlarca mecrada, yüzlerce kez...

Av. Celal Ülgen anlatıyor: “Ahlaksızlar! Bir yandan hakkımda ‘Kamuoyunun da yakından bildiği gibi Av. Celal Ülgen AK Parti’ye, MHP’ye, Müslüman cemaatlere ve Ülkü Ocakları’na karşıt olan solcu, ateist, Darwinist ve marjinal kesimlerin tutunduğu, yardım aldığı ve çalıştığı bir hukukçudur. Darwinist ideolojileri benimsemiş ve hayatına yansıtmış bir kişidir’ diye marjinallere beni hedef gösteriyorlar. Öte yandan iki yıl önceki soruşturma aşamasında TV’de yaptığım bir konuşmada polis ve savcıları uyarmamı, sanki kendilerine destek vermişim gibi yaymaya ve bilgi kirliliği yaratmaya devam ediyorlar. Bu ahlak yoksunlarının yapmayacağı şey yoktur. Kaldı ki Adnan Hoca ve ekibi hakkında yapılan soruşturmada bütün dijitallerin imajlarının da alındığını daha sonra öğrendim.

Evet hocam. Ahlaksızlar. Ve hukuksuzluğun ahlaksızlıktan beslendiği topyekûn yozlaşma üzerine yazılacak daha çok şey var.       

Yazarın Son Yazıları

Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025
Konuşmayan bizden değildir

Savaşmak için toplanıp savaşmaya koşullanan ama küçük muharebelerle yetinip topyekûn saldırıya geçemeyen tüm ordular gibi, vatanla ada karışımı “vadan” kıyılarında pinekleyen Mikron ordusuna da sıkıntı çökmüştü.

Devamını Oku
24.05.2025