Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik
Ateşle, demirle ve kanla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde 1923 yılı Atatürk dönemi ekonomisinin başlangıç yılıdır. Bundan öncesinde büyük zorluklar, yokluklar ve kıtlıklarla geçen bir savaş ekonomisi vardı. Üstüne üstlük emperyal devletlerin kaldırmayı düşünmedikleri kapitülasyonlar büyük bir sorundu.\n
\nBu nedenle geçmişle hesaplaşmanın en önemli unsuru Lozan’da kapitülasyonların kaldırılmasıydı. Bu olmazsa olmaz bir şarttı. Oysa İngiltere, Fransa ve Amerika gibi güçlü kapitalist ve emperyal ülkelerin dokusunda Türkiye geri kalmış bir ülke değil muhtaç bir ülke idi; bu nedenle muhtaç ile güçlü eşit olamazdı ve kapitülasyonlar kaldırılmamalıydı.\n
\nLozan’da görüşmelerde kapitülasyonların bu denli işgal etmesini anlayamadığını Atatürk bakın yabancı gazetecilere nasıl söylüyordu: “Kapitülasyonların konferansta birçok toplantıyı işgal etmiş olmasının sebebini bir türlü anlayamıyorum. Bu meselenin söz konusu ve müzakere edilmesi bile izzeti nefsmize yöneltilmiş bir hakarettir.”\n
\nAtatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin ancak kapitülasyonlardan arındırılarak kurulabileceğine inanmıştı. Bu nedenle ya kapitülasyonlar kalkacak ya da ateş ve kan devam edecekti.\n
\nİktisat Kongresi’nde de şunları vurguluyordu: “Büyük devletler Türkiye’yi yabancı sermaye ve tercihlerine sahip bağımsız bir ülke, bir siyasal varlık gibi değil kapitülasyonlar koleksiyonu yapılan bir arazi parçası olarak görmektedir.” Atatürk şunu çok iyi biliyordu: Türkiye ekonomide egemenliğini temin ederse ülkeyi yerinden kımıldatmak mümkün olamayacaktı. Emperyal ülkelerin ekonomik düşünce tarzları gereği Türkiye muhtaç bir ülke olarak kalmalıydı.\n
\nAncak başta Atatürk olmak üzere tam bağımsızlığın kapitülasyonların kaldırılmasından geçmek olduğuna inanan Türk ulusunun direnci ve İnönü’nün Lozan’daki büyük başarısı ile 24 Temmuz 1923’te antlaşmanın 28. maddesinde yer alan “Bağıtlı yüksek taraflar, her biri kendi yönünden, Türkiye’de kapitülasyonlarının her bakımdan kaldırıldığını kabul ettiklerini bildirirler” cümlesi ile tam bağımsızlık yolundaki temel engel ortadan kaldırılmıştır.\n
\nBundan sonra Atatürk’ün temel amacı “geri kalmışlıktan kurtulmaktı”. Sınıf çelişkilerini bir tarafa bırakıp kurtuluş ve bağımsızlık için yapılan mücadeleyi bu amaca oturtmak gerekmekte idi. Çünkü sınıflar meselesini, çelişkileriyle değil geri kalmışlığın elbirliğiyle aşma davası olarak görüyordu. Oysa 1917’den sonra dünya siyasetine sınıf çelişkileri damgasını vurmuştu. Sadece Rusya’da değil, kapitalizmin en fazla geliştiği İngiltere ve Almanya’da da siyaset tarafından sınıfların dile getirildiği bir dönemde Atatürk “geri kalmışlığın” yok edilmesini ekonomik mücadelenin amacı yapıyordu.\n
\nBunun için ekonomi, milli eğitim, bayındırlık öncelikli olmalıydı. Tarıma büyük önem verilmeliydi. Harap olan memleketin hızla onarılması ve canlandırılması konusunda “devlet” önemli işlev görecekti. İşte karma ekonomi anlayışı bu noktadan hareketle oluşmuştur. Devlet ve özel girişimin birlikteliği yeni ekonomi politikası haline geldi.\n
\nBismarck’ın, “Toplumun ve devletin büyük ve yaşamsal zorluklarla karşı karşıya kalması halinde bunların lafla değil, demirle ve kanla aşılmasından başka yol yoktur” sözündeki demir ve kanın Türkiye Cumhuriyeti’nin her tarafında tam bağımsızlık için görülebileceğini Atatürk Türkiyesi’ni inceleyecek her vefalı yurttaş idrak edebilir. Atatürk 1933’te geri kalmışlığı aşma davasının ardından başlayan zorlu sürecin sonunda çağdaş uygarlık düzeyine çıkma hedefini göstererek Türk ulusuna yeni bir ışık saçıyordu…\n
\nBu ışık hiçbir zaman sönmeyecek. Ülkemizin tam bağımsızlığı için ateş, demir ve kandan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz.\n
\n23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda bunları idrak edecek çağdaş uygarlık seviyesine, bulunduğu seviyesi ne ise o seviyeye bilimle ve inançla ülkemizi taşıyacak bir gençliğin geldiğine inanıyor ve umutlanıyoruz...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 350 bin 757 kez 'yazı-tura' atıldı... Sonuç şaşırttı!