Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'7.4 Yetmedimi?'Kültürü

25 Ekim 2011 Salı
\n\n\n

Pankart böyleydi. Yazanların cehalet ve düşük farkındalık düzeyini yansıtan şekilde bitişik yazılmıştı: Yetmedimi?

\n

17 Ağustosta yaşamlarını, yakınlarını, yerlerini yurtlarını yitiren on binlerce talihsiz felaketzede ardından, kendilerinde 7.4 yetmedimi?edepsizliği ile ortaya çıkma cüretini bulan kesimlerden bahsediyorum

\n

Hatırlayacaksınız

\n

Depremin merkez üssünün Gölcük Donanma Komutanlığı olduğunun belirlenmesi üzerine, dinci yobazlar devreye girip hemen şu propagandayı yaymışlardı: “Gölcük Donanma Komutanlığı gazinosundaki içkili eğlenceler yüzünden Allahın gazabına uğradılar! Marmara depremi kendini bilmeyen kâfirlere müstahaktır!

\n

Bu propagandayı dinciler, o dönemde popüler olan türban eylemlerine taşımış; Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusunda türbanlılar -kâfir gözüyle baktıkları laik düzene karşı- bu pankartı açmışlardı:

\n

7.4 yetmedimi?

\n

20 bin yurttaşın yaşamını yitirdiği badireye;Başı açık, içki içen kâfirlere oh olsun!bakışıyla yaklaşan bir anlayış; Van depreminde dönüp dolaşıp şimdi bu defa başka bir kutuplaşma üzerinden, faşizan Türk milliyetçiliği ile Kürt kutuplaşması şablonuyla karşımıza çıkıyor.

\n

‘Senin ölümün, benim \t\tyaşamımdır!’

\n

On iki yılda bu ülkedeki tolerans ve birlikte yaşamak kültürüüzerine gıdım ilerleme olmamış

\n

17 Ağustos depreminde laikler ve İslamcılar arasında derinleşen fay hattını 7.4 şiddetiyle vuran deprem bu defa Kürtlerle kafatasçıları bölen faylardan 7.2 ölçeğinde geçiyor.

\n

Fay hatlarımız yalnız jeolojik değil, aynı zamanda politik. Ve biri diğeri kadar derin. Aralarında yalnız şöyle bir fark var: Jeolojik yapıdan doğan fay hatları değiştirilemiyor. O yapıyla eli mahkûm yaşamak zorundayız. Siyasi fay kırıklarını tamir etmek ise -teoride!- mümkün. Ama Türkiyede bu mümkün olan da yapılamıyor...

\n

Siyasi fay hatlarının tamiri, ötekine yaşama hakkı tanıyan bir konsensüs gelişmedikçe imkânsız. Bunların ötesinde bizde ayrıca yerleşik, geleneksel, güçlü ve de köklü, yaygın bir intikam kültürüvar. Latinlerin omors tua, vita mea/senin ölümün, benim yaşamımdır!dedikleri türden bir Beter ol!kültürü bu.

\n

Bu kültür gerçekte ağır bir kurban psikolojisine, eziklik ve çaresizliğe dayanıyor

\n

İnsanlar karşı taraf için akılları sıra reva gördükleri ama yeryüzünde bulamayacaklarına inandıkları adaleti Tanrıya havale ediyorlar. Tanrının, akabindekarşı tarafı cezalandırması(!) suretiyle, adaletinyerine geleceğini düşünerek rahatlıyorlar.

\n

Mesele bir kez böyle ilahi adaletedevredildiğinde; -dincisi ya da faşisti- hiç fark etmiyor. Ardından bir yana çekilip, Beter olsun, yerle bir olsun Allahın gazabı!” şeklinde cümleler kurulabiliyor

\n

Pazar günü Van depreminin ardından sosyal medya ve internet sitelerinde yazılan cümlelerin bazıları böyleydi: Allahın sopası yok, beter olun!” / “Allah işte böyle vurur, Rabbim sana şükürler olsun!

\n

On iki yıl önce, 7.4 yetmedimi?pankartı açan yobazların su yüzüne çıkardığı ilkelliğin tıpatıp bir karbon kopyası bu.

\n

Demokrasi ve deprem bilinci

\n

Bu ülkenin siyasi kutuplaşmalarının üzerini kolayına örtmek ve onarmak evet mümkün değil. Ama bu zorluk, temel bir empatikültürü geliştirmeye de mani değil. Bunun için çaba sarf etmemiz şart. Hangi görüşten olursa olsun, hangi etnik kökenden gelirse gelsin, karşımızdakinin her şeyden önce birinsanolduğu ve insan yaşamınınkutsal olduğubilincinin bu toplumaişlenmesive öğretilmesigerekiyor

\n

Parklarda çimenler üzerine konan çiçekleri kopartmayın!ilanları var yaOnlar gibi çok basit bir hassasiyetin geliştirilmesinden bahsediyorum: Kim olursa olsun insan yaşamı en büyük kutsaldıröğretisinin küçük yaştan itibaren bu ülkede insanlara aşılanması gerekiyor. Bu bilinç ve duyarlılığa sahip olmayan çok insanımızın olduğu yazık ki ayan beyan ortada artık.

\n

Japonyadan hiç söz etmiyorum. Ama Türkiye ile aynı ekonomik gelişmişlik düzeyine sahip bir ülkeden bahsedeceğim Bundan bir yıl önce Şilide, -tarihin en büyük depremlerinden biri- 8.8 gücünde bir deprem yaşandı. Toplam 525 kişinin ölümüyle sonuçlanan depremden sonra en çok konuşulan konulardan biri, bizim gibi bir depremler ülkesi olan Şilide, yıllar içinde deprem bilinci ve kültürününne büyük gelişme gösterdiği idi.

\n

Şilililer, 8.8 gibi kıyamet gücündeki bir depremi -nispeten düşük bir rakam olan- 525 kurbanla geçiştirmeyi; sadece daha dayanıklı binalar yapmak ve depremden korunabilmekle açıklamıyorlar; aynı zamanda demokrasi kültürünün gelişmesine, kaderlerine hükmetmek şuuruna bağlıyorlardı. Bunu Şili trajedisiadlı bir yazıda anlatmıştım. (Sağnak 2. 3. 2010)

\n

Türkiyenin de, Şilinin de kişi başına düşen geliri 15 bin dolar.

\n

Ama biz bir Şili olmaktan çok uzağız.

\n

Sadece ekonomik büyüme yetmiyor.Uygarolmak için gayret sarf etmek ve senin ölümün benim yaşamımdıranlayışı yerine,Senin yaşamın, benim yaşamımdır!anlayışının geliştirilmesi gerekiyor.

\n

Vanda evlerini, yakınlarını yitiren tüm yurttaşlarımızın derin acısını paylaşırım.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları