İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

18.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu. Bunda büyük payı olan son Osmanlı Padişahı Vahdettin, 17 Kasım 1922’de bir İngiliz zırhlısına binerek ülkeden kaçtı.

UNUTTURMA ÇABALARI

Bu süreç bugün; “Atatürk Cumhuriyeti”ni ve Türk Devrimi’ni hedef alan, amacı hilafet ve saltanat olan, din devleti peşinde koşan, siyasal İslamcı olan Cumhuriyet ve Devrim karşıtlarınca görmezden geliniyor!

Vahdettin’in çıkarlarını korumak ve saltanatını sürdürmek için;

- İşgalci İngilizlerle “gizli anlaşma” yaptığı,

- Yunan işgali sürerken Milli Mücadele’yi boğmak için Anadolu’nun her yerinde gerici ayaklanmalar çıkarttığı,

- Mustafa Kemal ve arkadaşları başta olmak üzere Milli Mücadele kahramanı vatanseverler hakkında talimatlı mahkemelerde ölüm kararları aldırdığı ve bunları onayladığı,

- Hükümete, ülke topraklarını işgalci güçlerin paylaşımına sunan ve ulus için ölüm fermanı olan Sevr Antlaşması’nı imzalattırdığı,

- 1915 Ermeni Tehciri’nde sorumlu oldukları bahanesiyle düzmece kanıtlar ve yalancı tanıklarla, İngiliz güdümlü mahkeme kararlarıyla, Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey ve Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in katli başta olmak üzere, suçsuz 1397 mülki idare amiri, jandarma komutanı ve görevlinin, 62’si idam olmak üzere çeşitli cezalara çarptırılması için olanak sağladığı,

- 144 İttihatçı yurtseverin işgalci İngilizlerce tutuklanması ve Malta adasına gönderilmesinde onlarla işbirliği yaptığı, unutturulmak isteniyor.

Ayrıca, Karadeniz bölgesindeki Pontusçuların vahşeti karşısında direnen Türklerin engellenmesi amacıyla İngilizlerin baskısıyla hükümetçe görevlendirilen Mustafa Kemal’e, Samsun’a hareketi öncesinde Vahdettin’in kendi saltanatını sürdürmek için söylediği sözler çarpıtılarak; “Mustafa Kemal’i Anadolu’ya işgale karşı direnişi örgütlesin diye Vahdettin gönderdi” yalanı uyduruluyor. Bu atamanın görev ve yetki kapsamının, Milli Mücadele’yi başlatmaya kararlı Mustafa Kemal tarafından bizzat belirlendiği bilmezden geliniyor. Ve bu arada Vahdettin’in, “Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen kabineye uydum” itirafının da üzeri örtülüyor.

TARİHSEL KAYITLAR

Vahdettin’in ihanetini yansıtan belge nitelikli tarihsel kayıtların tümü bugün ortadadır. Örneğin 25 Eylül 1920’de Atatürk TBMM’ye hitabında Vahdettin’i, “Bugün bu makamı işgal eden zat, bu millet ve memleket için hain bir adamdır” diyerek tanımlamıştır. 30 Ekim 1922’de saltanatın kaldırılmasına ilişkin TBMM’de verilen 78 imzalı önergede, Vahdettin’in “vatana millete ihanet ettiği” tutanaklara yansımıştır. 15 Ekim 1927’de Atatürk’ün TBMM’de okuduğu nutkunda, “Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta” ifadesi yer almıştır.

KAÇIŞIN ÖNCESİ

30 Ağustos 1922 zaferi kazanıldığında, işgal orduları başkomutanı İngiliz generali Harrington, Vahdettin’in İstanbul’dan kaçırılması için bir hazırlık emri vermişti.(1)

15 Kasım’da General Harrington’a gelen Vahdettin’in yaveri, sultanın “cuma namazına giderken yapılan selamlık töreninde öldürüleceğini düşündüğünü, hayatının kurtarılması” için kendisine haber yolladığını bildirdi. Ama Harrington’un bir koşulu vardı; “Sultan’ı kaçırmakla suçlanmamak için ben bu talebin yazılı olarak yapılmasını isterim”diyordu. Ve sonunda altı asırlık Osmanlı İmparatorluğu’nun son sultanı, tarih sayfalarına geçecek yüz kızartıcı ve alçaltıcı ifadelerle dolu bir talep yazısı kaleme aldı: “16 Kasım 1922

İstanbul İşgal Orduları Başkomutanı General Harington Cenaplarına...

İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden, İngiltere devletine sığınır ve bir an önce İstanbul’dan başka bir yere götürülmemi talep ederim efendim. Müslümanların Halifesi Mehmed Vahideddin”

KAÇIŞ VE SONRASI

İsteği kabul edilen Vahdettin; 17 Kasım sabahı, oğlu Ertuğrul ve yanındakilerle birlikte boğazda bekleyen İngiliz Malaya zırhlısına ulaştı. İngiliz bayrağını selamlayarak güverteye çıktı. Gemi Malta Adası’na doğru rota tuttu. Altı asırlık hanedanlık son bulmuştu... Vahdettin Malta’ya ulaştığında adada kalması İngilizler tarafından kabul edilmeyince Hicaz’a geçti. İngilizlerin baskısıyla orayı da terk etmek zorunda kalınca bu kez San Remo’ya yerleşti. 1926’da üzerinde taşıdığı “hain ve vatansız” sıfatıyla orada öldü. Cenazesi Şam’a götürüldü ve orada defnedildi.

GELİNEN NOKTA

Ardında yayılmacı sömürgecilerin ve onların yerli işbirlikçilerinin olduğu “ihanet süreci” bir asır sonra bugün de sürüyor. Cumhuriyete yönelik saldırılar devam ediyor. Ne var ki bu çabalar boşunadır. Çünkü; “Türk Devrimi”ne, “Atatürk Cumhuriyeti”ne ve onun değer ve kazanımlarına yönelen her hareketin karşısında sarsılmayan yıkılmaz bir kale vardır. O kale dimdik ayaktadır. O kale; Türk ulusunun benliğini oluşturan “Türk gençliği”dir.

Onun Cumhuriyete karşı görev ve sorumlulukları Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde yer almıştır. Bu hitabe, Türk ulusunun gönlünü simgeleyen bir abide niteliğindeki Anıtkabir’de traverten bir kitabeye kazındığı kadar, laik ve demokratik Cumhuriyet’i korumaya kararlı “Türk Devrimi”ne inanmış milyonlarca yurtseverin zihnine de kazınmıştır. Bu hitabede, her durum ve koşulda, Türk bağımsızlığı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma yolunda atılması gereken adımın ne olduğu vurgulanmıştır:

“Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

(1) Doğu Silahçıoğlu, Kurtuluş Savaşı’nda İhanet, Ozan Yayıncılık, 2023.

Emekli Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu

İlgili Konular: #Milli Mücadele

Yazarın Son Yazıları

Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025