Otoriter yönetimlerin tehdidi ve demokrasi - Op. Dr. Bülent Kerimoğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Otoriter yönetimlerin tehdidi ve demokrasi - Op. Dr. Bülent Kerimoğlu

23.01.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de darbeler, genellikle 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesiyle başlatılır. Ardından 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat süreci ve 27 Nisan e-muhtırası gelir. 15 Temmuz 2016’da yaşanan FETÖ hain darbe girişimi ise ümit ediyoruz ki bu topraklarda gerçekleşen son darbe girişimidir. Ancak, 20. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yaşanan Babıâli baskını da bu darbelerden belki de ilki olarak değerlendirilmelidir.

23 Ocak 1913’te, henüz Binbaşı Enver Bey olan Enver Paşa’nın öncülüğünde, Talat Bey, Yakup Cemil, Mustafa Necip, Ömer Naci ve Sapancalı Hakkı gibi İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri tarafından gerçekleştirilen Babıâli baskını, Osmanlı tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Toplantı halinde olan Bakanlar Kurulu basılmış; Harbiye Nazırı Nâzım Paşa olay yerinde Yakup Cemil tarafından öldürülmüş ve Kamil Paşa hükümetinin istifası istenmiştir. İstifa mektubunu sadrazama imzalatan Binbaşı Enver Bey, hemen saraya giderek Padişah V. Mehmet Reşat’a yeni hükümeti kurması için Mahmut Şevket Paşa’yı görevlendirmesini istemiş, böylece İttihat ve Terakki Cemiyeti 1. Dünya Savaşı sonuna kadar yönetimi doğrudan ele almıştır.

BABIÂLİ BASKINI

Babıâli baskını, I. Balkan Savaşı sonrasında, barış görüşmeleri henüz sonuçlanmadan ve II. Balkan Savaşı başlamadan önce yapılmıştır. Balkanlar’da yaşanan büyük bozgun ve Bulgar ordularının Çatalca’ya kadar gelerek İstanbul’a dayanmasıyla, Kamil Paşa hükümeti acil bir antlaşma zeminini oluşturma çabalarına girişmiş, bu da halk arasında büyük bir infiale yol açmıştır. Çatalca’nın batısındaki tüm toprakların, Edirne dahil olmak üzere, Balkan devletlerine terk edilebileceği düşüncesi, halkı derinden etkilemiştir.

Osmanlı Devleti, beş asır önce Balkanlar’ı Türkleştirmek ve kendi hanedanlığına tehdit olacağı endişesiyle Anadolu’dan bazı Yörük Türkmen aşiretlerini göç ettirip Rumeli’ye yerleştirmiştir. Ancak Balkan yenilgisi sonrası, Sırp, Yunan ve Bulgar çetelerinin insafına terk edilen Türk ve Müslüman halk, 550 yıl sonra, bir kez daha ata yurtlarını terk etmek zorunda kalmıştır. Sürgün ve katliamı bir gazeteci olarak izleyen Troçki’nin de eserlerinde anlattığı Balkan Savaşları sonrasında, Osmanlı Devleti, Rumeli’deki topraklarının yüzde 90’ını ve Türk-Müslüman nüfusunun dörtte üçünü kaybetmiştir.

Tuna Nehri’nin kuzey batısından başlayan trajik göç, İstanbul ve civarına, yaklaşık 1 milyon Rumelili göçmenin aç, susuz, hastalıklardan perişan bir halde, geride malını mülkünü ve yakınlarını bırakarak gelmesiyle son bulmuştur. Bu moral çöküntüsü içinde, Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış olan Edirne’nin de düşmana terk edileceği gerekçesiyle Babıâli baskını gerçekleştirilmiştir. Bu olay yakın tarihimizde hükümete karşı askerler tarafından yapılan ilk darbe olarak tarihe geçmiştir. Her ne kadar darbelerin büyük çoğunluğu ordu tarafından iktidara karşı yapılmış olsa da 1826 yılında II. Mahmut, Yeniçeri Ocağı’nı kaldırarak bir saray darbesi gerçekleştirmiştir. Vaka-i Hayriye (Hayırlı Vaka) olarak bilinen bu olay, Osmanlı ordusunun disiplinsizliğine son vermiş ve modernizasyonu için önemli bir adım olmuştur.

‘ASIL OLAN MUHALEFETİN VARLIĞI’

Günümüzde bazı eksikliklerine rağmen, en iyi yönetim biçimi demokrasidir. Ancak, çoğunluğun desteğini alarak seçimlerle işbaşına gelen iktidarlar, kontrolsüz bir güç haline dönüştüğünde, askeri yönetimlerden daha otoriter olabilirler. Demokrasilerde asıl olan, iktidar değil, muhalefetin varlığıdır. Parti içi demokrasi ve ülke yönetiminde aykırı seslerin varlığı, çoğunlukçu demokrasinin temel şartıdır. Demokrasiyi sadece sandık başarısından ibaret gören, kurumların saygınlığını göz ardı eden, denetim mekanizmalarını hiçe sayan ve erkler ayrılığını benimsemeyen yönetimler, zaman içinde baskıcı ve otoriter rejimlere dönüşebilirler.

Askeri darbelere ve otoriter yönetimlere karşı en etkili savunma, halkın özgür iradesine dayalı, çoğulcu, şeffaf ve eşitlikçi yönetim anlayışıdır. Bu bağlamda, demokratik kurumların güçlendirilmesi, muhalefetin varlığı, özgür basın ve kuvvetler ayrılığı gibi mekanizmaların etkin bir şekilde çalışması, yalnızca iktidarların değil, halkın özgürlüğünün ve geleceğinin teminatı olacak, her türlü demokrasi dışı arayışlara kapıları kapatacaktır. Ülkemizde demokrasiyi yaşatmalıyız.

Yazarın Son Yazıları

Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025
57 yıllık bir ömür... - Mustafa Hüsnü Bozkurt

Okunan 4 bin, yazılan 10 kitap; el yazısı ile tutulmuş onlarca not defteri, sayısız söylev, makale, röportaj, ciltler dolusu emir, talimat, genelge, belge; Fransızca, Almanca, Rumca, Bulgarca, Arapça, Farsça dahil konuşulan 6 dil...

Devamını Oku
11.11.2025
Atatürk’ü anmak ve anlamak - Dr. Çiğdem Bayraktar Ör

Dün 10 Kasım’dı, benim gibi milyonların en büyük yası.

Devamını Oku
11.11.2025
Zamanın kuyusunda yankılanan ses - Abdullah Dörtlemez

Tarih, yalnızca geçmişin kaydı değildir; insanın kendini anlamaya çalıştığı derin bir aynadır. Her çağ, geçmişe farklı bir gözle bakar; bu bakış, çoğu zaman bir yankı gibidir.

Devamını Oku
08.11.2025
Adaletsizliği görmek* - Başar Yaltı

Adalete giden yol, adaletsizliğin görülmesiyle başlar.

Devamını Oku
07.11.2025
Emekliler ölsün mü? - Çetin Düzce

“Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor ” yanlış okumadınız, bunu söyleyen Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK Başkanı Raci Kaya.

Devamını Oku
06.11.2025
Çocuk işçiliğinin post-Fordist görünümleri - Özgür Hüseyin Akış

Çocuk işçiliği tartışmalarında belleğimizde canlanan imge, sanayi çağının fabrikalarında ya da tarım alanlarında çalışan çocuklardır.

Devamını Oku
06.11.2025
İstanbul’un su stratejisi - Bekir S. Kocazeybek

İstanbul kenti, 2025 yılı itibarıyla 16 milyon nüfusu ile 5 bin 313 kilometrekare (yüzde 60’ından fazlası Avrupa tarafında) yüzölçümü büyüklüğüne sahip bir şehirdir.

Devamını Oku
05.11.2025
Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu.

Devamını Oku
05.11.2025
Emekçi babası Karaoğlan... - Şükrü Karaman

Emekçi babası, Türk siyasetinin “Karaoğlan”ı Bülent Ecevit 19 yıl önce, 5 Kasım 2006’da yaşamını yitirdi.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

Toplumu özgür insanın ileri götüreceğini kabul eden siyasi rejim ve anayasalar, özgürlükleri korumak için devleti birbirini denetleyen üç temel güce bölmüşlerdir.

Devamını Oku
04.11.2025
Ulusun onurunun güvencesi - Azmi Kişnişci

Yaşı küçük ama kökleri derin Cumhuriyetimiz, Türk ulusunu insanlık ailesinin onurlu bir üyesi yapmayı amaçlar.

Devamını Oku
04.11.2025
Çok kutuplu küresel düzensizlik - Nejat Eslen

Donald Trump farklı bir ABD başkanı.

Devamını Oku
03.11.2025
Cumhuriyete kavramsal yaklaşım - Prof. Dr. Hakan Reyhan

Cumhuriyetin kavramsal içeriğinde birbirini tamamlayan unsurlar vardır.

Devamını Oku
03.11.2025
Bitkisel üretimde gerileme - Ülkü Sarıtaş

24 Ekim 2025 tarihli haberlerde yer alan bilgilere göre; Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından derlenen veriler doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminini yayımladı.

Devamını Oku
01.11.2025
Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu

Günümüz insanları pek bilmezler; ülkemizde 1980’lerde düzen karşıtı gösteriler düzenleniyor; gençler, yetişkinler özgürlük ve demokratik bir yaşam için demokratik biçimde örgütleniyor, gösteriler düzenliyordu.

Devamını Oku
01.11.2025
Adaletin sınandığı yer - Hüseyin Özkahraman

Türkiye bir kez daha tarihin o kritik eşiğinde duruyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan

Yeni bir düşman ceza hukuku ve Ergenekon operasyonu taklidi “casusluk” kumpası Merdan Yanardağ ve Tele1 üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu kapsayacak şekilde kuruluyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yıkılamaz - Mahmut Aslan

Cumhuriyet, Türkiye için yalnızca bir yönetim biçiminin adı değil, milletin iradesinin ta kendisi, eşit yurttaşlığın somutlaşmış hali ve özgür bir yaşamın sarsılmaz umududur.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyetin temeli o kadar güçlü ki hiçbir baskı sarsamaz!

“Tarihimizde olduğu gibi demokrasi dışı yollara tenezzül ederek iktidarda kalmak isteyen hiçbir güç başarılı olamamıştır, bundan sonra da olamaz. Ülkemizi bu karanlıktan çıkaracak yegâne güç, milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki mutabakat ruhudur.”

Devamını Oku
29.10.2025
Ben Cumhuriyet çocuğuyum - Ayşe Yüksel

Cumhuriyetimizin 35’inci yılında, Cumhuriyet ebesi sayesinde dünyaya gözlerimi açmışım.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet ve demokrasi... - Nazan Moroğlu

Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalist güçlere karşı verilen tam bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından, 102 yıl önce 29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetimizin temeli ulusal egemenliğe dayandırılmış ve yapılan devrimlerle ümmetten ulusa, kuldan yurttaşa kararlı bir dönüşüm sağlanmıştır.

Devamını Oku
29.10.2025
Anadolu ihtilâli fikri - Yüksel Işık

Tarihi günün bir gün öncesidir; Çankaya’dadırlar. Sofra kurulur; herkes toplanır etrafına… Henüz başlanmıştır ki Mustafa Kemal söze girer; “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”.

Devamını Oku
28.10.2025
Cumhuriyet kimin öyküsüdür? - Abdullah Yüksel

Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ancak neden kurulduğu belki daha önemli bir soru.

Devamını Oku
28.10.2025
Devrim geriye işle(tile)mez! - Doç. Dr. İhsan Tayhani

Büyük Atatürk, başyapıtı Cumhuriyete yüklediği anlamı, derinlikli bir biçimde yukarıdaki özlü sözünde dile getirir.

Devamını Oku
28.10.2025
'Cumhuriyet sadece bir gazete değildir...'

“Cumhuriyet imecesi” kampanyasını kısıtlı imkânlarıma rağmen ilgiyle takip ediyorum.

Devamını Oku
27.10.2025
KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 19 Ekim 2025 günü seçmenlerin yüzde 64.82 oranında katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir döneme girdi.

Devamını Oku
25.10.2025
Zeytin saldırı altında - Çağatay Güler

Ülkemiz uzmanlarının değişmez bir kaderidir aynı doğruyu defalarca yazmak zorunda kalmak.

Devamını Oku
25.10.2025
Dış ticaret perspektifinden ‘Türkiye, Rusya, Çin’ - Ahmet Yılmaz

Bugünlerde dış politikada Çin ve Rusya ile ilişkiler yeniden gündemde.

Devamını Oku
24.10.2025
Demokrasimize bulaşan enfeksiyonlar - Ülgen Zeki Ok

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 102. yıldönümü yaklaşırken demokrasimizin geldiği nokta, rahmetli Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Sabih Kanadoğlu’nun 10 yıl önce bir tıbbi enfeksiyon hastalıkları kongresinde yaptığı “demokrasiye musallat olan enfeksiyonlar” konulu konuşmayı aklıma getirdi.

Devamını Oku
24.10.2025
Türkiye’de veteriner hekimliğin 183. yılı - Mücteba Binici

Ben bir Köy Enstitülü öğretmenin oğluyum.

Devamını Oku
23.10.2025
Bakanlıkların düşüşü - Ozan Zengin

Bakanlıklar, devlet teşkilatlanmasının merkezinde yer alan yapılardır.

Devamını Oku
23.10.2025
Askeri hastaneler açılmalıdır - Cihangir Dumanlı

AKP, iktidara gelir gelmez “askeri vesayeti ortadan kaldırmak” sloganı ile ulusal güvenliğimizin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) gücünü ve saygınlığını azaltıcı adımlar atmıştır.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyalist hareketin yönü üzerine - Doğan Sevimbike

Kemal Okuyan’ın soL’da yayımlanan “Sosyalist Hareket ve CHP’yi Desteklemek” başlıklı yazısı, sosyalist hareketin yönü üzerine önemli bir tartışma başlatıyor.

Devamını Oku
22.10.2025
Eğitimde son aşama akademik yozlaşma

Üniversite, inşa edilmiş akıl ve bilimdir.

Devamını Oku
21.10.2025