AKP’nin Müslüman Kardeşlik çıkmazı (4)
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

AKP’nin Müslüman Kardeşlik çıkmazı (4)

22.01.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP, bütün İslamcılıklar gibi Arap milliyetçisi bir oluşumdur. Bütün Selefiler gibi geleceğini İslamcı geçmişte arayan anakronik bir kafası vardır. Bu nedenle de çağının, aydınlanmanın, laikliğin ve aklın düşmanı; İslami dogmaların tutsağıdır. Gözü kafatasının arkasında olan bir hilkat garibesidir.

AKP bu özelliğiyle, aralık (2020) ayında yayımlanan Türk Aydınlanması ve Laiklik (*) adlı kitabımın sürekli konuğu oldu. Bilgi ve ilginize sunduğum “Başkan ya da Müminlerin Emiri” (**) adlı yazı Osmanlı’nın son yıllarında yaşanan ve Cumhuriyet sayesinde önü açılan çıkmazı ele almaktadır.

***

Anımsayalım: Tanzimat’tan itibaren bütün 19. yüzyıl boyunca Osmanlı aydınları, imparatorluğu kurtarmak için üç siyasete bel bağlayıp peşinden gitmişti: Osmanlıcılık, Panislamizm ve ırkçı Pantürkizm (Turancılık). Üçü de Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına engel olamadı. Ancak ve sadece Kuvvayi Milliye ruhu ve muasırlaşmak bilinci imparatorluğun yıkıntılarından günümüzün Türkiye Cumhuriyeti’ni çıkardı.

Cumhuriyet kurulduktan sonra, Osmanlıcılar, Panislamistler, Turancılar (Pantürkistler) bozguna uğramış hayallerinden vazgeçmediler. Üçü de kendine göre Cumhuriyette kusurlar aramaya başladı. Bunların arasında en çok zırvalayanlar Panislamistlerdir. Onlara göre Osmanlı Devleti’ni Türk milliyetçiliği yıkmıştır. Oysa 1800’lerin başında Osmanlı ve Türk düşmanlığına dayanan Arap milliyetçiliği neredeyse Hıristiyan milletlere örnek olmuştur.

***

Cumhuriyet ve devrimler karşıtı ve düşmanı Türkiye İslamcıları, Cumhuriyet ve devrimlerin karşısına sanki bir Arap milliyetçisi kimliğiyle çıkmıştır: Saltanat ve Hilafet kaldırılmamalıydı; Medeni Kanun getirilmemeliydi, dil, harf ve kıyafet devrimi yapılmamalıydı; laiklik getirilmemeliydi.

Böylesine geniş kapsamlı devrimler yapılırken toplumun bazı kesim ve katmanlarının, bireylerinin bunlara karşı çıkması kuşkusuz doğaldır. Ama Türkiye İslamcıları, yapılanlara bir Müslüman olarak değil, Arap milliyetçisi olarak karşı çıktı. Müslüman olarak öylesine Araplaşmışlardı ki tepkilerinin Arap milliyetçiliğinden kaynakladığını fark etmiyorlardı.

Arapça bilmeyen bir ulus Kuran’ı neden kendi dilinde okumasın, kendi dilinde dua edip namaz kılmasın, ezan neden Türkçe okunmasın? Kuran’da Arapçadan başka dilleri Müslümanlara yasaklayan herhangi bir ayet var mı? Yok! İslam, Arapçadan başka dilleri yasaklamıyor ama Arap milliyetçiliği yasaklıyor. İslam öncesine dayanan Arap milliyetçiliği, Müslümanlığı sonradan kabul eden bütün halkları küçümsemiş ve Araplaşmalarını istemiş ve beklemiştir. Bu baskı altında Osmanlı uleması, tarikat şeyhleri Araplaşmışlar, yarım yamalak Arapça ile düşünüp bu dille yazmışlardır.

Cumhuriyet, Türkiye halkını Arap kültür emperyalizminden kurtarmak için, çağdaşlaşmak için devrimlerini yapmıştır.

Arap milliyetçiliğine göre İslam uygarlığının kurucusu Arap, yıkıcısı Türktür. Bağımsızlık sınırları içinde Arap milliyetçiliğine saygı göstermek gerekir. Ama orada durulur!

Arap milliyetçiliğinin iddialarını İlhan Arsel’in ‘Arap Milliyetçiliği ve Türkler’ (İnkılap Kitabevi) adlı kitabından okuyalım. Yazar, her sayfanın altında kaynaklarını göstermektedir: ‘İslâm dinini gelişmekten alıkoyan Türklerdir. Türklerin İslamiyeti kabul etmeleri ve Arap ülkelerini fethetmeleri sonucunda İslam dini, onların hoşgörüden yoksun ve akılcılığa sırt çeviren, ilme ve kültüre düşman davranışları yüzünden bozulmuş ve kendine özgü niteliklerinden uzaklaştırılmıştır.’ (S.8)

‘Eğer Moğollar, XIII. yüzyılda Bağdat kitaplığını yakmamış olsalardı, biz Araplar, bilim ve fende öylesine ilerlemiş olacaktık ki şimdiye kadar çoktan atom bombasını bulmuş olacaktık. Bağdat’ın yağma ve talan edilmesi bizi yüzyıllar gerisine götürmüştür.’ (S.9)

Bu iddialarda Moğollar ve Türkler özdeşleştirilir. Hidrojen bombasının ve gezegenler arası uyduların sırrının Kuran’ın Fusilât suresinin 53. ayeti ile al-Rahman suresinin 33. ayetinde bulunduğunu söyleyen, Müslüman Kardeşler hareketinin kurucusu Hasan alBanna, eğer Türkler gelip de Arap ülkelerini istila etmemiş olsalardı Arapların, Ruslardan ve Amerikalılardan önce uzaya insan göndermiş olacaklarını ileri sürer. (S.9)

(*) Özdemir İnce, Türk Aydınlanması ve Laiklik, SİA Kitap, 2020. 

(**) s.69

Yazarın Son Yazıları

Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025
Zırva tevil götürmez!

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda konuşan İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) temsilcisi Barış Oktay’ın yaptığı konuşmada yer alan talimatlar şöyle...

Devamını Oku
29.08.2025
Aydın ve transfer aklı

Aydın kenti bizim aile için çok özeldir.

Devamını Oku
26.08.2025
Hilafet işleri başkanlığı

Yapıp ettiklerine, konuşmalarına baktıkça “Diyanet İşleri” değil de “Hilafet İşleri” başkanı dememiz gereken zat ki namı Prof. Dr. Ali Erbaş’tır, şöyle buyuruyor fetvasında...

Devamını Oku
24.08.2025
Ekümenik mi, değil mi?

Bir zamanlar, ilkokulda, anaç öğretmenlerimiz yaramaz çocukları tanımlamak için “müziç mahluk” derlerdi.

Devamını Oku
22.08.2025
Kadınların kılık ve kıyafetlerine dair

Muhterem Diyanet İşleri başkanı, 1 Ağustos 2025 günü yayımlanan ve “Haya: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği” başlıklı hutbesine aşağıda okuyacağınız iki paragrafla başlamaktadır:

Devamını Oku
19.08.2025
Eski Türklerde din (2)

“Bu gözlemler yedinci yüzyıla aittir...

Devamını Oku
17.08.2025
Eski Türklerde din

Değerli okur, 22 Temmuz 2025 günkü yazımda Sadri Maksudi Arsal’ı Cumhuriyet devrimcisi entelektüel yazar kimliğiyle tanıtmıştım.

Devamını Oku
15.08.2025
Şovenizm nedir?

Okuyacağınız yazının anlamsal yerine oturması için üç tanım yapmamız gerekiyor:

Devamını Oku
12.08.2025
Redde reddiye!

Bu yazıyı Yılmaz Özdil kardeşin 30 Temmuz 2025 günlü ve “Komisyon” başıklı yazısından esinlenip yararlanarak yazıyorum, kendisine çok teşekkür ederim.

Devamını Oku
10.08.2025
Ulusların kendi kaderini tayin hakkı

Dr. Doğan Kılınç’ın Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi’nde (C.XII, Y.2008, Sa.1-2 949) “Self Determinasyon İlkesinin Azınlıklar Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı makalesinden aktarıyorum:

Devamını Oku
08.08.2025