Özdemir İnce

Numan Kurtulmuş konuşmuş...

17 Temmuz 2022 Pazar

4 Temmuz 2022 akşamı, Namık Koçak kardeşim telefon ederek AKP Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un, 3 Temmuz 2022 Pazar günü, Tele1’de, kendi programında yaptığım konuşmayı eleştirdiği muştusunu verdi.

İnternete baktım, konuyla ilgili birçok haber var. Bunlardan birini seçip okudum:

“AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Cihannüma Derneği 4. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Özdemir İnce, katıldığı bir televizyon programında ezanın Türkçe okunmasında bir mahsur olmadığını savunmuştu.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Özdemir İnce’nin ezanın Arapçaya çevrilmesinin hata olduğu ve Türkçe okutulması gerektiği sözlerini değerlendiren Kurtulmuş, ‘İki gün evvel ismini anarak ağzımı kirletmeyeceğim bir herif kalkıyor televizyon kanallarında’ diyor ki ‘Türkiye demokrasiye çok erken geçti. 1950’de değil, 1975’te geçecekti. Biz bu milletin üstünden şöyle bir silindir gibi geçecek, bunların değerlerini ve inançlarını yok edecektik.

Bu devirler geride kaldı’.

‘...Şunu hatırlatmak istiyorum. Bu fosiller, bu gericiler, bu yobazlar, bu millet düşmanları, bu Türkiye düşmanları, bu insanlık düşmanları bilsinler ki kılıçlarının iki tarafının kestiği devirler çok geride kalmıştır, bir daha da geri gelmeyecektir’ ifadelerini kullandı.”

***

Numan Kurtulmuş kuru deriden bal çıkartmak istiyor: Televizyon programında Türkçe ezanı savunduğum doğrudur. “Türkiye demokrasiye çok erken geçti. 1950’de değil, 1975’te geçecekti” demem de doğrudur. Ezanın Türkçesini söylediğim de doğrudur. Bundan gerisi, uydurmadır. O konuşmanın en önemli yeri, 1950 yılında gerçek demokrasi kahramanı, demokratik bir seçim yaptırıp seçimi kaybettikten sonra iktidarı barış ve mutluluk içinde Demokrat Parti’ye teslim eden İsmet İnönü’dür, demem. Demokrat Parti 10 yıllık iktidarı boyunca Cumhuriyet ve demokrasiye ihanet etmiştir. Bu nedenle, çok partili rejime 25 yıl erken geçildiğini 40 yıldır yazıp söylemekteyim.

Tele1’de  anayasal “ifade özgürlüğü”mü kullanarak düşüncemi açıkladım, sözümü söyledim. Bunun üzerine Numan Kurtulmuş Bey hakkımda “İki gün evvel ismini anarak ağzımı kirletmeyeceğim bir herif...” diyor. Ben, tarihsel ve bilimsel temeli olan bir düşünce dile getiriyorum, o bana hakaret ediyor, “Herif” diyor. Çok yazık!

Hıristiyan Avrupa, İncil’in ulusal dillere tercüme edilip basılıp okunmasıyla, anadilde dua edilmesiyle ortaçağ karanlığından kurtuldu, demokrasi ve laik anlayışa doğru ileri adım attı. Bunun sonucu aydınlanma ile sanayi devrimi başladı ve Avrupa dünyaya egemen oldu, İslam dünyasını da sömürge haline getirdi. Türkiye ortaçağ karanlığını laiklik sayesinde aydınlattı.

Numan Kurtulmuş’un içinde yaşadığı kesim Kuran dilinin nasıl bir dil olduğunun farkında bile değil. Hz. Muhammed (570-632) kırk yaşında, inzivaya çekildiği Hira Mağarası’nda iken Cebrail’in gelerek Allah’ın ilk vahyini ilettiğini duyurdu. Yıl MS. 610. O tarihten günümüze kadar 1400 yıl geçmiş. Yaşayan dillerin hiçbiri 1400 yıl öncesinin dili değil. Kuran Arapçası, sadece Mevaliler (Arap olmayan Müslümanlar) için değil, bizzat Araplar için de büyük bir sorun. 2004 yılının mart ayında, evinde, kendisiyle yaptığımız söyleşide Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e bunu sorduğum zaman aynen şunları söylemişti:

“Aynen katılıyorum. biz zannederiz ki Arap kentlerinde sokaklarda dolaşan Araplar Kuran’ı anlar. Kuran’daki Arapça yani fasih Arapça bugün büyük ölçüde ölü dil haline gelmiştir. Ancak uzmanları bilir. Biz ilahiyatçılar, Arap ülkelerinde fasih Arapça konuşabileceğimiz adam ararız. Böyle adamları ancak üniversitelerde ya da kültürlü insanların bulunduğu yerlerde buluyoruz. Bizzat Kuran’ın dilini dil yapmış Arap kitleleri bile Kuran’ı bir biçimde tercüme ederek anlıyorlar”. (Mustafa Tahir Öztürk,Türkiye’nin Hocası Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk “Yeni Boyut Yayınları, 2017” içinde.)

Bu gerçeği kaç kez yazdım, kaç kez söyledim, “Günümüz Arapları, bizim Orhun Kitabesi’nin Türkçesini anladığımız kadar Kuran’ı anlarlar” dedim. Bir de buna Arap ülkelerinin Arapçaları arasındaki lehçe farkını ekle... Günümüz Arapları, Kuran ve İslam konusunda Mevali halklar kadar cahildir. Yapmaları gereken (ki bunu biliyorlar) Kuran’ı günümüzde yazılan Arapça lehçelerine tercüme etmek. Buna da Arap milliyetçiliği engel. Çeviri yapılırsa Arap birliği dağılırmış. Araplar bazılarının çok zengin olmasına karşın ortaçağ ilkelliğinde yaşıyor. Laikleşmeden, demokrasi rejimini kurmadan bu bataklıktan kurtulamazlar.

“Prof. Dr.” ünvanlı eski akadenisyen olan Numan Kurtulmuş’un yayınlarını merak ettim. Yayımlanmış sadece iki kitabı var: Sanayi Ötesi Dönüşüm (İz Yayınları, 2001) ve Türkiye’yi Yarınlara Taşımak (İz Yayınları, 2020). 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları