Özdemir İnce

Salgıbezi nedir, ne değildir!

09 Ocak 2022 Pazar

Büyüme ve gelişme açısından iç salgıbezleri (hipofiz, tiroit, pankreas, böbreküstü bezleri ve eşeysel bezler) canlı vücudu için büyük bir öneme sahiptir. Birçok farklı görevi ile beraber büyüme ve gelişme bağlamında önemli görevler üstlenirler.

Peki, insan bedeninde düşünce ve bilgi, matematik, fizik ve kimya formülü, edebiyat, resim ve müzik eserleri salgılayan (üreten) bir özel bez var mıdır? Keşke olsaydı ama yoktur. Bir beyin vardır ama o bir salgıbezi değil fakat aküye benzeyen bir organdır.

***

Saray’ında düzenlenen TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’nde konuşan Başyüce, “Batı medeniyeti referans vermekten imtina etse de bugün bilimde varılan seviyenin temelleri Doğu medeniyeti tarafından atılmıştır” demiş. 

Bu iddia doğru değil, tam tersine, kendi bilimcilerini horlayıp cezalandıran Doğu, sahip olduğu geçmiş değerlerin önemini Batı’dan öğrendi. Bizden ve kendisinden örnek verelim: Neredeyse her konuşmasında hayranlıkla (?) övdüğü Aziz Sancar’ın adını bu kişi Nobel Ödülü almadan biliyor muydu? Aziz Sancar, her konuşmasında, aldığı ödülü halkçı Cumhuriyete, Cumhuriyet devrimlerine ve Cumhuriyetin “okul ve öğretim” sistemine borçlu olduğunu söyledi. Ama Başyüce bunların tamamından nefret eder.

***

Başyüce, gene aynı törende “Üniversitelerin fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimler alanındaki bölümlerine ilginin istediğimiz oranda olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz” demiş. Bilimin önemine dair verdiği mesajlarda, “Yeni fetihler, yeni Fatih’ler yetiştirmenin derdindeyiz” ifadelerini kullanmış. Fatih’ler ne fethedecekler acaba? Bilimci “Fatih” değildir; keşifçidir, bulucudur.

Gençlerimizin fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimlere ilgi göstermediği doğrudur. Ama günümüzde ve şu anda... geçici olarak. Bu ilgisizliğin başlıca nedeninin kendi zihinsel yapısından, İslamcı ideolojinin baskısı altında ezilen eğitim ve öğretim anlayışından kaynaklandığını nedense aklına getirmiyor.

Söz buraya gelmişken internette okuduğum bir haberi bilginize sunuyorum: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilim insanlarına yönelik ‘yurda dönüş seferberliği’ başlatmasının ardından Türkiye’ye dönen bilim insanı Sinan Küfeoğlu, Twitter hesabından isyan etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a hitaben tweet atan Küfeoğlu, ‘Düşmanca tutum ve tavırdan bıktık. Benim bir beklentim kalmadı, bari arkadan gelenleri kurtarın’ dedi.”

Sinan Küfeoğlu kardeşimiz elbette haklı, bence geldiği, ait olduğu yere geri dönmeli. Ama bir serzenişte bulunacağım kendisine: İyi niyetle geldiği ülkesinde bütün beklentilerini yok edenlerden “arkadan gelecekleri” kurtarmalarını bekliyor. Böyle bir şey mümkün değil.

***

31 Aralık 2021 günü yayımlanan yazımı okudunuz mu? Okuyanlar Başyüce’nin bilim sevgisinin bir yasak savma ve gösteriş merakı olduğunu hemen anlamışlardır. O yazıdan aktarıyorum:

“AKP aklı, bütün başarılı öğrencileri imam hatip okullarında toplamak için türlü desiselere başvuruyor. Böylece dindar ve kindar bilim insanı, felsefeci, yazar ve sanatçıları yaratarak tek eksilerini (!) kapatacaklar! Değil günümüzün en başarılı çocuklarını, Thales, Pisagor, Arşimet, Newton, Copernicus, Galileo, Darwin, Einstein, Stephan Hawking; Biruni, Cezeri, Harezmi, İbni Haldun, İbni Sina, Ali Kuşçu, Farabi vb. gibi geçmişin ve günümüzün dâhilerini bile AKP’nin imam hatiplerine doldursanız sonunda ancak kötü siyasetçi ve haramzade müteahhit olabilirler. Çünkü günümüzün sünnetçi Gazzalileri tarafından akılları ve imgelem güçleri sünnet edilir.” 

***

Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” iddiasıyla ülke ekonomisini yerlerde süründüren şahıs, yukarıdaki satırları yazan kimseyi asla bağışlamaz.

Cumhuriyete katlanamayan, gece gündüz onun devrimlerini yok etmeye çalışan, onun demokratik ve laik hukuk devletini yıkarak yerine İslamcı bir şeriat devleti kurmaya yeminli bir siyaset izleyen ve giderek bir sultana dönüşen kimse, gençlerin neden fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimlere ilgi göstermediğini asla anlayamaz. Aslına bakarsanız bu ilgisizlik umurunda bile değildir. “Kızıl Elma” olan “dindar ve kindar nesil”in “nas”tan başka bir şeye ihtiyacı yoktur. Çünkü beyin bir salgıbezi değildir, bir aküdür. Aküyü safsatayla doldurursanız, düştüğünüz yerden kalkamazsınız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları