Kurşun Bakan

17 Aralık 2021 Cuma

“Al papazı, ver papazı” diyerek başlamıştı, iddialaşma… Trump, “Türklerin ekonomisini batırırım” diye tehdit ediyordu. Ancak biz, Merkez Bankası’nın döviz varlıkları üzerinden diğer ülke liderlerine kızmaya başlamıştık bir kere… Damat bakan istenileni yapıyordu, itiraz edemezdi. Merkez Bankası’ndaki 128 milyar dolar suyunu çekince damat bakan her şeyi “Allaha havale ederek” görevini bıraktı. Kural belliydi; şef hata yapar, bedelini altındakiler öderdi. Ödedi. Sonra affını isteyen isteyene…

Tam “Dünya ölçeğinde oyun kuruyorduk” ki ekonomimize saldırıldı. Doğru. Peki, bu saldırıyı kim öngörecekti? Öngören çıkmadı. Şöyle bir düşünelim, yeryüzünde hangi ülkelerin ekonomisine saldırılmaz? Sayısı çok az. İtibarlı ekonomistler, “Batı kulübü”nde yer almayan bir tek Çin’e saldırılamayacağını söylüyor. İran’a, Rusya’ya zaten ekonomik saldırılar oluyor.

Orta boy bir devlet olarak biz neyimize güvendik, anlayan yok. Şimdi Türk’ün değişmez kaderine dönmüş durumdayız. Dışarıdan “sıcak para” arıyoruz. Paramız yüzde 60 düzeyinde değer yitirdiğinde Bülent Ecevit’in tepkisi de “Batılı devletler Türkiye’yi feda edemez” şeklindeydi. En büyük hedefimiz, dışarıdan ucuza borçlanabilmek. Borç devletin olunca kimse üzerine alınmıyor zaten. Beyin ve sinir cerrahisi uzmanı, özel ilgi alanı “Kafa travmaları” olan Prof. Dr. Cengiz Kuday’ın 10 Mayıs 2019’da, Cumhuriyet’in üniversitesi olan “Olaylar ve Görüşler” sayfasında yayımlanan “Budama mı, Sulama mı?” başlıklı yazısının okunmasını şiddetle öneririz. Atatürk’ten sonra “Türk’ün kaderinin” özetidir çünkü…

‘TAK ŞAK’

“Başkanlık Sistemi” kimilerine yaradı. Siyasi geçmişimiz renkli, yine bir gönderme yapalım. Eski Başbakanlardan Tansu Çiller ile eski Genelkurmay Başkanlarından Doğan Güreş arasındaki emir komuta zinciri şöyleydi: “Tak diye emrediyor, şak diye yapıyorum.”

Şimdi daha ileri aşamaya geçildi. Ama bağışlayın henüz bu aşamayı tanımlayamadık. Örneğin gaz bulundu, sağlıkçılara “müjde” verilecek, Başkandan başkası açıklayamaz. Bakanlar? Onlar denileni yapar. Onlar, tek taraflı bir karar olan istifa kararını bile alamazlar. Önce Başkan’dan “affını isterler”, uygun görülen zaman ve ortamda af gelir.

Öyle ki, bakanlar işinden daha çok Başkan’a odaklıdır. Örneğin, 5.28 TL’ye mal edilen sütün litresinin 4.70 TL’den satılması dayatılınca ineklerin kesime gönderildiğini, üretim azalınca fiyatların fazladan arttığından Tarım Bakanı’nın haberi var mıdır?

Örneğin, faizlerin artırılması gerekliliğini savunan işadamı kardeşinden Hazine ve Maliye Bakanı’nın bilgisi var mıdır?

Örneğin, “merdivenaltı sendika” nitelemesinden rahatsızlık duyan çok sayıda memur olduğunu, bu hatasını düzeltmesi gerektiğinden Çalışma Bakanı’nın bilgisi var mıdır?

Eğer haberleri yoksa, onlara “Kurşun Bakan” diyebilir miyiz?

KIRŞEHİR’DEN MESAJ

Çiftçi zorda. İşte Kırşehir’den gelen mesaj:

“Mucur ilçesinde geçimini çiftçilikle sağlayan köylülerin pancar çilesi bir türlü bitmiyor. Özelleştirilen Kırşehir Şeker Fabrikası üreticinin yüzde 17’lik küspe istihkakını 125 TL’den ödeyip aradan iki ay geçmeden kendilerine geriye 470 TL’den satmaktadır. Fabrika tasarrufu, çiftçinin alın terine göz dikerek yapmaya çalışmaktadır. Çiftçinin dayanacak gücü kalmadı, çiftçi feryat ediyor. Önümüzdeki yıl tarlalarımızı ekecek halimiz kalmadı!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suriye dersleri 13 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları