Ankara Belediye Başkanı Gökçek, Başbakan Erdoğan’ın Ankara projelerini Ankara’nın ileriye “yüksek uçuşu” olarak değerlendirirken muhalefetin yaşamın her alanına dönük projelerinin bütünü için “işkembeden atış” karalamasını yapmaktan kendini alıkoyamıyor... Seçim kampanyalarının en kirlisini yaşadığımızın genel kamuoyu yargısı, yakınması elbette boşa değil...

MHP’ye saldırı, sayısız suç içerikli kasetler dosyası da dün çetelerden sorumlu İstanbul Özel Yetkili Savcılığı’na gönderiliverildi. Başbakan Erdoğan dün de seçim meydanlarından nasıl oluyor, olabiliyorsa; Kandil-Ergenekon cephesi kurgulamasıyla bas bas bağırıyordu... Bugün-yarın çıkacağı meydanlarda, yeni söylemlerinde belki de seks skandalları üzerinden, belden aşağı vurmada “parti içi hesaplaşmalar” yargılamasından vazgeçecek, profesyonel seks kasetleri tuzağı suçunu işleyenlerin de Ergenekoncu oldukları söylenecek...

Bu arada vatandaşın anlamak, algılamak, izlemekte zorlandığı, suçlu-mağdur ilişkilerinin çorbaya döndüğü farklı numaralı, farkı Ergenekon davalarından birinin son duruşmalarından birinde, ismi saklı tutulan tanık, suçladığı denizci komutanın üstünde önce Kara Kuvvetleri komutanlarına ait giysiyi gördüğünü söyleyecek, sanık komutanın uyarısı ile bu kez yazlık giysinin tanımını yapacak, komutanın kış mevsimini hatırlatması üzerine de, “Hatırlamıyorum” demesindeki ciddiyetsizlik, komutana çok ağır suçlamalarını büyük haber yapan yandaş medyada satır arası haber bile olmayacak... Akıllıya kırk kere deli diyerek deli olduğuna inandırma hesabı... Ne kadarı ile tutturulur, ne kadarı ile yutturulur, hangi niyete yedirilirse...

İşin doğrusunda, gerçeğe ulaşmada becerebilirsek sorumluluk bize kalıyor... Kendimizin, çocuklarımızın geleceği için, her konuda söylenenleri, suçlamaları, savunmaları, hangi niyete yersek...

***

Uzaktan, aklını kullanarak olup bitenleri anlamaya, yorumlamaya çalışmış arkadaşımız Ergin Yıldızoğlu’nun dünkü köşesinin başlığı “Bu Siyasi Rejim Bitti mi?” sorusu içimi burkuyor... Göreceli en bağımsız, profesyonel televizyon kanallarımızda bile iki gündür öne çıkan tartışma gündemleri arasında sadece erkeklere hak olarak İslami şeriat yorumu üzerinden imam nikâhı ile çokeşliliği meşrulaştırma da var... Benim şaşkınlığım kadın haklarına duyarlı varsayılan kadın örgütlenmelerinin bu tartışmayı seyrediyor olmanın ötesinde yok saymaları. Tekeşliliği savunma İslami kadın hareketlerinde öne çıkmış bir avuç kadına kalmış gibi. Bu iktidar döneminde bile imam nikâhı yasak, suç olduğu için kamuoyundan saklanması gerçeğinden, Başbakan Erdoğan’ın çaktırmadan usta söylemi ile metresin suç, imam nikâhlının kabul edilebilir olduğu bir çizgiye sıçrayıverdik... Çokeşliliğin dine, şeriat yorumlarına göre hangi koşullarda meşru olacağı üzerine bilgilendiriliyoruz...

Başbakan Erdoğan dünkü söylemlerinde bile, sayısız yasal suçun işlendiği kasetlerin, suçlularının yakalanmasında sorumlu iktidar olduklarını yok sayarak, belden aşağı vuruşla MHP ve CHP’ye saldırmada propaganda malzemesi olarak kullanma, oya çevirme kampanyasını yürüttü... AKP’nin çokeşli, çok kadınlı erkekleri şeriata uydukları için ahlaklı, MHP’nin, CHP’nin eşleri dışında kadınlarla seks ilişkisi tuzağına düşen, kasetlere yakalanan erkekleri, ahlaksız, günahkârlardı... Bedellerini partileri de ödeyecekti...

***

Güncel polemik gündeminde, Kürtler, sorunları, bölünme tehditleri üzerinden... Önde, kepenklerin kapatıldığı Erdoğan ile kepenklerin açık kaldığı Kılıçdaroğlu mitingleri tartışması da var... Başbakan Erdoğan, uzun soluklu iktidarda kalmayı amaçlamış, dahası başkanlık sistemine dönük yetki, çok daha yüksek oy isteyen kendisi değilmiş gibi, cepheleşmeyi düşmanlıkları beslemede, ucunun nereye varacağını hiç hesaplamadan, beyinlere, bilinçlere kazımaya yönelik olarak; “Kepenkleri CHP değil, BDP, PKK açtırdı” diyebiliyor. Durmadan “Ergenekon-Kandil ittifakı” damgalaması yapıyor... Yetmiyor CHP’nin AB’ye iktidarlarınca sözü verilmiş yerel yönetim özerkliğini, CHP’nin tezi BDP çizgisinde bölgesel, konfederal özerklik istemi imiş gibi anlatıyor, üzerinden suçlama getiriyor. Sahi, AKP anayasanın değiştirilemez maddelerini de değiştirme tezi ile Meclis çoğunluğu istemiyor muydu?

***

Ankara’nın uçurulacağı büyük projeler üzerine ise; baktım da haberciler somut haber başlıkları atmakta bile zorlandılar. Gökçek’in çağ uçuracak kavramına uyabilecek başlıkları unutun, Anadolu uygarlığının üzerinde başkent Ankara için en yakın zamanlı olabilecek projeler olarak hayvanat bahçesi ile İslam müzesi ancak öne çıkarılabildi... Fethedilmiş Anayasa Mahkemesi’nce Cumhuriyetin, devrimlerin simgesi Atatürk Orman Çiftliği’nin tarihe gömülmesi kararı ile birleşince, bir de Selçuk mimarisinin kötü taklidine özenilmiş yeni Kızılay maketleri önünde, bir başka rejimin, ılımlı İslam cumhuriyetinin başkenti portresi, gerçeği ortaya çıkıyor...