2025 Türkiye’sinde ulusal egemenlik
Zülal Kalkandelen
Son Köşe Yazıları

2025 Türkiye’sinde ulusal egemenlik

23.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yalnızca iktidar partisinin önerilerini onaylama kurumuna dönüştürüldüğü...

Muhalefetin soru ve araştırma önergelerinin, neredeyse tamamına yakınının reddedildiği...

Çocuklara tecavüz edilen, şiddet uygulanan tarikat yurtlarının, yolsuzlukların ve maden ocaklarındaki iş cinayetlerinin araştırılması için verilen önergeleri reddederken, sokak hayvanlarının katledilmesinin yolunu açan yasayı kabul edip kahkahalar içinde poz verenlerin halkın vergileriyle oluşan bütçeden yüksek maaşlar aldığı...

TBMM’nin anayasaya göre tartışmasız herkesi bağladığı kabul edilen Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulamaya sokulmaması için direnenlerin egemenliğine girdiği...

Yasamanın tümüyle yürütmenin tek kişiye verildiği ucube bir Şahsım Devleti sistemine bağlandığı ve bunu kabul eden milletvekillerinin Meclis duvarında yazan Atatürk’e ait “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözünü çiğnediği...

Anayasada belirlenen devletin ilkelerine karşı olan, geçmişinde terörist örgütlerle bağlantısı olduğu bilinen parti görünümlü örgütlerin temsilcilerinin de milletvekili seçtirildiği...

Seçim beyannamesinde “6284’ün kaldırılması, zinanın suç olması, kadının fıtratına uygun çalışması, karma eğitimin zorunlu olmaması için Meclis’te olmalıyız” diyenlerin milletvekili olduğu...

Şeyh Sait, Said Nursi gibi laik Cumhuriyet düşmanı tarikatçıların izinden gittiğini söyleyenlerin milletvekili, hatta TBMM başkanvekili olabildiği...

Gazi Meclis’in tepesine bomba yağdırarak darbe girişiminde bulunan Fethullahçı terör örgütünün siyasi ayağını sorgulamayan, o ayakla geçmişte ilişkili olan milletvekillerinin hâlâ TBMM’de yer aldığı...

TBMM’nin emeğiyle ekmeğini kazananları değil, alınteriyle kazanılan o ekmeği onların elinden alanların çıkarlarını koruduğu bir ortamda ULUSAL EGEMENLİK BAYRAMI kutlanıyor.

Yukarıdaki listedeki çarpıklıkları uzatabilirdim ama bu kadarı da durumun korkunçluğunu ortaya koyuyor.

MİLLİ EGEMENLİĞİN BİR KİŞİ TARAFINDAN TEMSİLİ...

Oysa emperyalist devletlere karşı vatanı savunmak için yola çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kafasında daha en başta milli egemenliği halka verme fikri vardı. Daha önce Vakit gazetesinde Ahmet Emin Yalman’a 1921’de verdiği röportajdan söz etmiştim. (Atatürk’ün Hatıraları, Cumhuriyet Kitapları, Yayına Hazırlayan Mehmet Alev Coşkun, s.36-38.)

Orada şöyle demiş Atatürk:

“Esasen öteden beri milli egemenliğin en iyi temsilinin nasıl mümkün olacağına dair teorik olarak bazı araştırmalarım vardı. Benim çıkarabildiğim sonuç şu idi: Milli egemenliğin tamamıyla oluşması, bunun aslı sahibi olan bütün insanların bir araya gelip bunu bilfiil kullanmasıyla mümkündür. (...) Milli egemenliğimizin bir kişi yahut sınırlı kişilerce hükümet gibi bir heyet tarafından temsil edilmesi yüzünden memleketi kurtaramadığımız, tarihi olaylarla ispatlanmış olduğundan, herhalde bu temsil hakkını mümkün olduğu kadar çok insanlardan meydana gelen ve vekillik müddeti az bir heyette temsil ve oluşturmak, bence yegâne çare idi.”

Türkiye, bu açıdan 100 yıldan daha da geriye gitmiştir.

ACİL İHTİYAÇ: LAİK, KAMUCU, DEVRİMCİ CUMHURİYET!

Atatürk’ün aynı röportajda söylediği şu sözler ise bugünkü durumun tam tersidir. “Teşkilat, baştan sona halkın teşkilatı olacaktır. Genel idareyi halkın eline vereceğiz. Bu toplumda hak sahibi olmak, herkesin emek sahibi olması esasına dayanacaktır.”

Bugün Türkiye’de genel idare tek kişinin elindedir, teşkilat halkın değil sermaye ve tarikatların teşkilatıdır, hak sahibi olmanın tek ölçütü bu iki kesimin haklarına indirgenmiş, emek sahibi olanlar hem yönetimden dışlanmış hem de her türlü hakkı zorla elinden alınmıştır.

İşte bu nedenle TBMM’nin açılışının 105. yıldönümünde Türkiye’nin acil ihtiyacı, EGEMENLİĞİ yeniden kayıtsız şartsız HALKA verecek, LAİK ve BİLİMSEL ilkelerle örgütlenip EMEKÇİLERİN haklarını savunacak KAMUCU ve DEVRİMCİ CUMHURİYET’tir.

Yazarın Son Yazıları

Solu şekillendirme çabası

Ayın sonunu getirmek için insan üstü bir mücadeleye zorlanan sokaktaki vatandaş, canından bezmiş bir halde ayakta kalmaya çalışırken; bırakın aynı anda Ortadoğu ve dünya politikasındaki gelişmeleri izlemeyi, kendi ülkesinde emperyalizmin kaynattığı kazanları da izleyemez hale getirildi.

Devamını Oku
21.05.2025
Sahte cumhuriyetçilere kanmayın!

Geçen yıl ekim ayında Devlet Bahçeli’nin “Terörist başı Meclis’e gelsin DEM grubunda silah bırakıldığını ilan etsin!” çağrısından sonra 29 Ekim’de bu köşede yayımlanan yazımın son satırları şöyleydi:

Devamını Oku
18.05.2025
400’e 14 kala!

Milletvekili transferleri hız kesmeden sürüyor. CHP listelerinden milletvekili seçilen Gelecek Partili Hasan Ekici, çarşamba günü AKP’ye katıldı, rozetini Erdoğan taktı.

Devamını Oku
16.05.2025
Yıkım için emperyalist operasyon!

“Barış istemiyor musun!” gibi mantıksız suçlamalara karşı baştan bir kere daha belirteyim ki ben hayatından şiddeti tamamen çıkarmayı ilke edinmiş bir insanım. 47 yıldır Türkiye’yi kana bulayan, on binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olan terörist örgüt PKK’nin kendini fesih kararı alıp silah bırakacağını açıklaması, kuşkusuz önemli bir gelişmedir.

Devamını Oku
14.05.2025
Devrimine sırtını dönmüş her ülke Medusa’dır!

Devrimine sırtını dönmüş her ülke Medusa’dır!

Devamını Oku
11.05.2025
İçinizdeki kötülüğe yenildiniz!

İçinizdeki kötülüğe yenildiniz!

Devamını Oku
09.05.2025