Barış elçisi mi?
Zülal Kalkandelen
Son Köşe Yazıları

Barış elçisi mi?

07.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

2024’te DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve DEM milletvekili Meral Danış Beştaş, Deniz Gezmiş’i, Şeyh Sait ile birlikte anınca, “Devrimcileri şeriatçılarla birlikte aynı grup içinde anamazsınız” başlıklı bir yazı yazmıştım.

Daha önce 2021’de hem Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı hem de Demirel’i rahmetle anan siyasetçiler olduğunda da tepki göstermiş ve “onların idamı için el kaldıranları rahmetle anamazsınız” diye tepki göstermiştim.

Şimdi de benzer bir tepkiyle doluyum. 6 Mayıs’ta “Üç Fidan”ı ananlardan bazıları, üç gün önce Atatürk Kültür Merkezi’nde Sırrı Süreyya Önder için düzenlenen törende “PeKeKe lideri Abdullah Öcalan’ın mektubu var” denildiğinde ayağa kalkıp alkış tuttu. Deniz Gezmiş, “Emperyalizmle işbirliği yapan asla devrimci olamaz” diyen, 1968’de Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenleyen ve “Benden değil, Mustafa Kemal’in size bırakmış olduğu mirası yok etmek isteyenlerden korkun” diyerek gerçekleri haykıran bir devrimciydi!

Emperyalizme karşı mücadele eden Deniz Gezmiş’e saygı duyanların, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti yok etmek üzere emperyalizmin desteği ile yaratılan PKK adlı terörist örgütün elebaşısını alkışlaması nasıl bir ikiyüzlülüktür?

ÖCALAN’A ‘LİDER’ DEMEYENLER ‘FAŞİST’ DİYE DAMGALANIRKEN

Laiklikten yana olduğunu söyleyenlerin, bir dönem İstanbul milletvekili adayı olduğu sırada Zaman’da yayımlanan röportajında “Sait Nursi’nin Kürt sorununun çözümü konusunda aydın ve öncü kabul edilebileceğini” söyleyen, “Sait Nursi’nin Risale-i Nur eserlerini okurum, külliyatım kitaplığımın en üstündedirdiyen, Atatürk’e deccal diyen Nur cemaatinin kurucusu ve FETÖ’nün fikir babası olan bir tarikatçıyı öven Önder’e toz kondurmaması nasıl açıklanabilir?

Kendisi çevresinde sevilen bir insan, iyi bir arkadaş olabilir ama gerçekleri de yazmak gerekir. Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık, Bahoz Erdal gibi PKK yönetici kadrosunu Selahattin Demirtaş ile birlikte Kandil’de ziyaret edip poz veren...

İlk açılım sürecinde Hürriyet yazı işleri toplantısına katılıp Öcalan’ın Fethullah Gülen’e selam gönderdiğini bildiren...

Geçen yıl T24’te, 1923’te kurulan Cumhuriyeti “Allah’ı silmek” ve “kendisini Allah’la bir tutmakla” eleştiren, şeriata göre kötü yönleri olduğunu yazan, TBMM başkanvekili olsa da “Biz bu Cumhuriyetin ne hayrını gördük ki?” diyen biriydi Sırrı Süreyya Önder.

SANSÜRSÜZ GERÇEKLER

TBMM’de yaptığı bir konuşmada, Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüyle barış mesajı vermediğini, bunun “Misak-i Milli’den vazgeçme durumunun formüle edilmiş hali” ve “bir teslimiyet ve aczin ifadesi olduğunu” iddia eden de Önder’di.

Bu yıl Öcalan açılımı başlayınca bir zamanlar kürsüden idam ipi fırlatan Bahçeli için “Çok asil biridir” diyen, Erdoğan’ın iftar masasına davet edilip yanındaki Bekir Bozdağ ile gülüşen, İmralı adasında Adnan Menderes’in boş mezarını ziyaret edip duygusal anlar yaşadığını söyleyen de Sırrı Süreyya Önder’di.

Bunları görmeden, şimdi “Bir Cumhuriyet Şarkısı” filminin senaryosunu aslında onun yazdığı ve bunu bir sır olarak saklaması için Özgür Özel’e söylediği belirtilerek cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü kesimde sempati yaratılmak isteniyor.

Her insan, yaptıklarıyla, söyledikleriyle ve yazdıklarıyla bir bütündür. Herkes bazı kişiler için daha sempatik, hoş sohbet, sıcak biri olarak görülebilir; bazıları için sanatçı yönü baskın gelebilir; bazıları her şeye karşın onu “barış elçisi” olarak görmek isteyebilir ama gazeteci gerçekleri sansürlemez.

Bu yazıda anlatılanların hepsi belgeli gerçektir. Sonuçta PKK terör örgütünün elebaşısı Öcalan’a “Benim babam sizsiniz” diyen biridir Sırrı Süreyya Önder.