Bu adalet değil, iktidara ayrıcalık!

20 Ocak 2023 Cuma

Ekrem İmamoğlu’nun kendisine “ahmak” diyen Süleyman Soylu’ya yanıt verirken “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” dediği için siyasi engelli hale getirilmeye çalışıldığı bu ülkede, adaletteki çifte standardı bir kez daha kanıtlayan bir olay anlatacağım bugün.

Aslında geçen yıl 31 Temmuz’da bu olaydan bahsetmiştim. Bir avcı, 14.07.2020’de bana sosyal medya üzerinden mesaj gönderip tecavüz tehdidinde bulundu. İlk suç duyurusunda bulunduğumda savcı, soruşturmaya değer bulmadı. Bunu kabul etmeyip ikinci kez suç duyurusunda bulunduğumda, başka bir savcı, “Buna mı soruşturmaya gerek yok dendi!” diyerek tepki gösterdi ve hemen soruşturmayı başlattı.

Sonuçta basit yargılama yöntemi uygulandı, uzlaştırma için araya giren avukatın para önerilerini reddettim ve kamu davası açıldı. Dava sonucunda sanık beraat edince itiraz ettim. Bu hafta mahkemede duruşma yapıldı ve sanığın suçu işlediğine karar verildi; indirimlerle 3 ay 22 güne düşen hapis cezası konusunda hükmün açıklanması geri bırakıldı. 

İKİ BUÇUK YIL SÜREN PSİKOLOJİK ŞİDDET

En azından suçlu bir daha başkasını tehdit etmeye çekinir diye düşünüyorum ama bana yaşattığı mağduriyet için bir bedel ödememiş oldu. Çünkü söz konusu olan sıradan bir küfür ya da hakaret değil, hâkimin mahkemede utandığı için yüksek sesle okuyamadığı, daha önce köşemde aslını bire bir yazınca yazıişleri ekibinin belli yerlerini kapatmak gereğini duyduğu iğrenç bir cinsel saldırı tehdidiydi ve ben 2.5 yıldır bu yüzden psikolojik şiddete maruz kaldım. 

Mahkemede sanığın bana telefonla ulaşmaya çalıştığını, gazeteye gelmek istediğini, sosyal medyada yeni hesaplar açıp beni sürekli takibe aldığını da belirttim.

KİŞİYE GÖRE ADALET...

Bu olayda beraat kararı verildiğinde yazdığım yazının başlığı “Evlilik teklifine hapis, tecavüz tehdidine beraat” idi. Hukukta emsal karar olduğu için, bir örnek vererek adaletteki çifte standardı anlatmıştım. 

Sosyal medyada evlilik teklifi edilen AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’di. O teklifi yapan kişiye, taciz suçu nedeniyle 3 ay 22 gün hapis cezası verildi. Ayrıca evlilik teklifini “Hayat sürprizlerle dolu” diyerek paylaşan Yeniçağ yazarı Kemal Vanlı’nın da “cinsel taciz” suçunu işlediğine karar verildi; Vanlı 112 gün adli para cezası ile cezalandırıldı.

Hatırlarsanız, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın dördüncü çocuğunun doğum haberine sosyal medyadan hakaret içerikli yorum yapan bir Twitter kullanıcısı ise 2020’de tutuklanmıştı.

Ben bu suçları işleyenler neden ceza aldı diye sormuyorum, suç varsa, elbette mağdur ya da sanık kim olursa olsun, gereği yapılmalı. 

Sorduğum şu: Neden sadece iktidar yakınları mağdur olunca sanıklar derhal bulunup tutuklanıyor ve hapis cezası alıyor da muhalif biri tecavüzle tehdit edildiğinde, sanığın suçu işlediğine kanaat getirilse bile, hükmün açıklanması geriye bırakılıp adeta ödüllendiriliyor? 

Bu adalet değil, çifte standart ve iktidara ayrıcalık!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları