Kim kime yapıyor bunu?
ABD, Suriye’de SDG (Suriye Demokratik Güçleri) adını kullanan terör örgütü PKK/YPG’nin de içinde bulunduğu gruplara yapıyor.
ABD hükümeti 2026 bütçe tasarısını Kongre’ye sundu. Buna göre, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, PKK’nin Suriye’deki uzantısı SDG’ye 130 milyon dolar yardım yapmak istiyor.
“Eğit-donat destek fonu”nun 65 milyon dolarının maaş giderleri, 27.5 milyon dolarının araç alımı, 17.1 milyon dolarının üniforma ve diğer ekipman, 5.3 milyon dolarının da mühimmat için ayrılması planlanıyor. ABD Temsilciler Meclisi’nin 10 Eylül’de kabul ettiği bütçe tasarısı, Senato’daki ilgili komitelerde görüşülüyor.
Bu yardım, ABD’nin PKK’nin Suriye’deki kolunu eğitip donatmaya devam ettiğinin yani SDG’nin hamisi olduğunun en yeni kanıtı.
GERÇEKLERİ GİZLEME OPERASYONU
O zaman sormayacak mıyız teröristler canlı yayınlanan törenlerle 30 Kalaşnikofu sembolik olarak yakınca, “PKK silah bıraktı!” diye manşetler atıp TV ekranlarında coşanlar, bu gerçek karşısında niye susuyor?
Susuyorlar çünkü YPG/SDG en başından beri, “Öcalan’ın silah bırakma çağrısı bizi kapsamaz” dediği halde bunu halktan gizlediler. Siyasetçilerin işlerine öyle geldiği için, Öcalan açılımıyla halkın tepkilerini bastırmak için sustuğunu biliyoruz.
Peki temel görevi halka gerçekleri aktarmak olan ve kendisine “gazeteci” diyenler neden susuyor? Yanı başımızda ABD ve İsrail büyük bir ordu kurarken bu yaşananların silah bırakma değil, silahları yenileme olduğunu neden söylemiyorlar?
ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Charles Brad Cooper’ın Rojava’da SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile buluştuğunu ve SDG’ye desteklerinin süreceğini söylediğini niye anlatmıyorlar?
Susuyorlar çünkü halktan gerçekleri gizleyerek, kapalı oturum yaparak, kelime oyunlarıyla yurttaşların aklını karıştırarak, her türlü manipülasyon oyunuyla gündemi allak bullak ederek, “demokrasi” ve “barış” söylemlerinin ardına saklanarak emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesi’ni uygulamaya geçirmek istiyorlar.
BU ARADA SURİYE’DE NELER OLUYOR?
HTŞ rejiminin lideri yani emperyalizmin aparatı Ahmet eş-Şara (Colani), ile Mazlum Abdi’nin 10 Mart 2025’te imzaladıkları ve SDG Yönetimi’ne bağlı tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devleti çatısı altında birleştirilmesini öngören güvenlik anlaşmasının uygulanmasında farklı görüşler var. Bu yüzden görüşmeler tıkandı.
Şara bunun üzerine, “Suriye’nin kuzeydoğusu bir tür bölünmeye giderse, Irak ve Türkiye ciddi şekilde zarar görür” derken Mazlum Abdi, Almanya’da düzenlenen Rojavalı Gençler Ulusal Konferansı’na gönderdiği görüntülü mesajda, “Suriye’nin artık eski merkeziyetçi yapısına dönemeyeceğini ve ademi merkeziyetçi bir sistem kurulacağını” söyledi ve “Nihai anlaşmalar henüz sağlanamadığı için çatışmaların yeniden başlaması ihtimali devam ediyor” diyerek açıkça tehdit etti.
Aynı anda Suriye’de Kürtlerin önde gelen siyasi hareketi Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) eski eşbaşkanı ve başkanlık konseyi üyesi Salih Müslim de “Yeni Suriye hükümeti ademi merkeziyetçiliği tanımayı reddederse, bağımsızlık talep etmek zorunda kalacağız” dedi.
Görüldüğü gibi, bölgenin geleceği emperyalizmin manevraları, teröristlerin ve cihatçıların ağzından çıkacak laflarla belirlenirken üniter bir devlet olarak ayakta kalan Türkiye ise Öcalan açılımını başlatan AKP ve MHP eliyle ateş çemberinin ortasına atılmış durumda!