Hedef farklı olsaydı neler yaşanırdı?

Hedef farklı olsaydı neler yaşanırdı?

25.04.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Çok eleştirildi Akar’ın cümlesi: “Sevgili arkadaşlar, artık mesajınızı verdiniz, lütfen dağılalım.” Bu arada kendisi bu konu hakkında bir izahat da getirdi. Beni çok ikna ettiğini söyleyemem. Bu iktidar döneminde sık gördük bu tavrı: “Aslında ben onu demek istememiştim, yanlış anlaşıldım.”
Ama çok daha önemli bir durum var. Sorumuz basit: Bu saldırı, şayet ana muhalefet liderine değil de, Sayın Cumhurbaşkanı’na veya Sayın Bahçeli’ye yönelik gerçekleşseydi, o zaman neler yaşanırdı? Akar, o zaman orada benzer bir cümleyi kullanabilecek miydi? Yoksa derhal ortamdaki bütün polisler, askerler, güvenlik güçleri ve korumalar saldırganları toparlayıp adalete teslim etmek için birbirleriyle rekabete mi girişeceklerdi? Sorusu bile şaka gibi geliyor değil mi?
Peki o yumruk, bugün sözünü ettiğimiz iktidarı paylaşan iki liderden birine isabet etseydi, aradan iki gün geçmeden o şahıs adli kontrol şartıyla serbest bırakılabilecek miydi? Bu da artık size şaka değil gerçeküstü senaryo gibi geliyor değil mi?
Peki bundan ne anlam çıkarmamız lazım? Demek Cumhur İttifakı’na göre Ana Muhalefet Partisi Başkanı’nın kimliği ve bedeni korunsa n’olur, korunmasa n’olur? Bu mudur 21. yüzyılın “Yeni Türkiye” demokrasisi ve muhalif siyasilerin korunma standartları? Gerçekten pes diyorum... Bu arada başka yeni standartlar da var: Bahçeli, Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıdan memnuniyet duymamış, bu nedenle geçmiş olsun demesine de gerek yokmuş! Lütfen bir anlayan olursa, bana da izah etsin! Aslında kendisi, her şeyden önce, kimlerin Kılıçdaroğlu’nu aylardır hedef gösterdiğini hatırlasa idi, “O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu” gibi bir cümle kuramazdı.

Sayın Akar ne yapmalıydı?
O alçak saldırı, bir veya birkaç yobazın, “Hazır CHP Başkanı buradayken bir çakalım, havamız olur” tipinde bir spontan çıkartmadan ibaret değildi. Toplu bir linç girişimi şeklinde CHP heyetine fütursuzca yapılan bir ağır kalkışma idi. Akar’ın ve Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya’nın, ilk şaşkınlıkları geçtikten ve Kılıçdaroğlu yakında bir eve götürüldükten sonra yaşananlar karşısında, yani saldırı bu sefer artık organize şekilde aynen Sivas sendromuna bulanıp “evi yakalım” boyutlarına geçtiğinde, yapmaları gereken tek şey vardı: Bütün bu “yakma-yıkma” meraklısı güruhu topluca kuşattırıp, o ateşli heyecanlarıyla beraber onları aynı gün kodese taşımak! Uzunkaya’nın ve Akar’ın taşıdıkları sıfatlarına yakışan tek hareket bu olacaktı. Uzun lafın kısası, o anda bu saldırı Erdoğan ve/veya Bahçeli’ye yapılsa ne yapılacak idi ise aynısı uygulanmalıydı!
Akar’ın o anda bu “iddialı ve kararlı” linç ekibine “arkadaşlar” diye seslenebilmesini kim nasıl hazmedecekse etsin, ben bunu yapamıyorum. Uzunkaya ise oradaki bütün iyi niyetine ve ilk çıkışına rağmen, o anda ortada hırıltılarıyla gezen gözü dönmüş yobazlara megafonla seslenip “sakinleştirmek” yerine, fiili olarak hepsini gözaltına aldırmalıydı.
Bildiğim tek şey, o gün oradaki saldırı iktidar kanadına yönelik olsa idi, kurşunlar, coplar, anında uçuşacağı gibi, birden mucizevi bir hızda üç otobüs-beş TOMA gelir, saldırganlardan ayakta kalabilenler, kan revan içinde üst üste atılarak doğrudan topluca bir cezaevine götürülür, savcı ifade almaya belki ancak oraya gelebilirdi. Hiçbir siyasinin aklına da, “Düşün bakalım, sen bu saldırıyı bu yumrukları hak edecek ne yaptın?” tarzında bir soru sormak gelemezdi! Öncelikle sosyal demokratlar, hiçbir zaman saldırıya uğramış bir insana böyle bir soru zaten yöneltmezler ve o anda buna benzer cümleleri kurmayı hayal bile edemezler!
Şimdi bugüne ve gerçeklerimize dönersek, fotoğraflara ve videolara bakarak sözde suçlu aramak... Ne için mi? Herhalde onları da 1-2 gün içinde göstermelik bir soruşturmadan sonra, yumruğun sahibi gibi sokağa salmak için... Ne kadar medeni bir ülkede yaşıyoruz değil mi? Helal olsun hepinize! Adınıza siz karar verin, ama soyadınız belli: Çifte standart!

İmamoğlu’nun gövde gösterisi
Kılıçdaroğlu’na ve beraberindekilere yapılan saldırı, İmamoğlu’nun kürsüye çıkmasına yaklaşık bir saat kala yaşandı. Her ne kadar önce İmamoğlu’nun saldırı konusunda hiç topa girmeden konuşmasını sürdürmesini yadırgadıysam da, aslında belki de yaptığı gibi yalnız sonunda değinmesi ve olayı aşırı büyütüp provokasyon malzemesi haline dönüştürmemesi, en doğrusuydu. Böylece Maltepe miting alanını dolduran milyonlar, İstanbul’un yeni başkanının arzu ettiği kıvamda bir profilde bir gün geçirdiler. Yıllardır belki ilk defa bahar gribinden mustarip olduğum için önemli bir CHP mitingine katılamadım. Ama katılan tüm arkadaşlarım her şeyin mükemmel geçtiğini ve rüya gibi bir kutlama günü geçirdiklerini anlattılar. Zaten ekranlara yansıyan hava da buydu. İmamoğlu sinirleri alınmış, başka bir boyutta siyaset yapıyor!
Bu arada İmamoğlu, yönetimini saydam yapma arzusuyla belediye meclisi toplantılarını yayımlama yoluna gitti ve daha 1. dakikadan AKP’lilerin nasıl bir muhalefet yapma talimatı aldıkları fena şekilde ortaya döküldü! “Bu adamı çalıştırmayacaksınız, kararlarını geçirtmeyeceksiniz” şeklinde ağır emirlerin yağmur gibi yağdığı çok ortada! Fakat bir gerçek daha var: Halkın, öğrencilerin ve hatta İBB çalışanlarının çıkarlarının aleyhine AKP’li İBB Meclisi üyelerinin nasıl direndiği ve karşı geldiği ortaya çıktıkça, AKP’nin olası herhangi bir seçimde ne kadar daha kan kaybedeceğini iktidarın zirvesi hesaplayamıyor!
Türkiye nefesini tutmuş, YSK’nin kararını bekliyor. Oradan gelecek mantıklı bir ses, İmamoğlu dönemini resmi olarak başlatacak! İşte tam nefeslerin tutulduğu bu kritik dönemde, Bahçeli’nin YSK kararı alınmadan önce “Bu bir beka sorunudur” diye konuşabilmesi akıl almaz şekilde yargının en kutsal noktasını etki altına almaya çalışmak, seçimlere illegal bir şekilde siyasi sıfatını kullanarak müdahale etmek ve de bunu bir “terör-güvenlik” meselesi olarak sunmak, anlayacağınız başka bir düzeyde büyüklere masal anlatmaktan farklı bir şey değil!

Yazarın Son Yazıları

Twitter’ın utanmaz zorbaları ve Manifest!

Merak ediyorum, özellikle Twitter’da cirit atan bu siber zorbaları kimler yetiştirdi?

Devamını Oku
18.12.2025
Hangi hatalar zinciri bu uçurumu hazırladı?

İnsanlarımız şaşkın.

Devamını Oku
11.12.2025
CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025