19 Mayıs’ın 100. yılında gençlik...

17 Mayıs 2019 Cuma

Koşullar ne olursun olsun asla ve asla pes etmemeyi öğretmişti Atatürk. 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkıp Kurtuluş Savaşı’nın ilk fitilini ateşleyerek...
Bilimin, aydınlanmanın gücünü öğretmişti; savaşın ortasında çadırına onlarca kitap getirip bir yandan da onları okuyarak...
Ülkenin bağımsızlık savaşını başlattığı tarihi gençliğe armağan etti “Vatan sizlere emanet. Türk gençliğine güveniyorum” diyerek...
100 yıl sonra, bugün...
13 milyonu aşan bir gençliğe sahibiz. Peki gençliğine ne sunuyor bu ülke?
Eşit, adil ve kaliteli bir eğitim?
İş olanakları?
Daha iyi bir yaşam?
Hangi bilgi ve beceriler ile ne kadar donatabiliyoruz onları? Yabancı dil, spor (futbol dışında), evrensel müzik, sanat, kültür? Peki ya felsefe?
Hiçbiri değil ne yazık ki?
Sadece borçlanarak tüketecekleri bir gelecek var onları bekleyen. Tabii iş bulabilirlerse... Kanayan en büyük yaralarımızdan biri genç işsizliği. Yüzde 26.7. 15-29 yaş aralığındaki yaklaşık her 100 gençten 26’sı ne eğitimden ne de istihdamdan yararlanabiliyor. Türkiye bu oran ile 35 OECD ülkesi arasında birinci sırada. Üretime katılmayan genç nüfusun ekonomiye maliyeti ise 25 milyar doların üzerinde. Bunu sadece ekonomik krizle açıklamak mümkün değil. Zira ciddi ekonomik krizlerle mücadele eden ülkeler; örneğin Portekiz, İspanya, Yunanistan önlerine hedefler koyarak genç işsizliğini önemli ölçüde azaltmayı başardılar. Türkiye ise istikrarlı biçimde işsizliği artırmayı başarıyor.
Hadi iş buldular diyelim. O da ne yazık ki ülkenin vahşi neokapitalizm düzeninde çoğunlukla az paraya ve çok uzun çalışma saatlerine yayılan bir nevi modern kölelik .
Oysa... Bu bahsettiğimiz gençlik dünyada milenyum gençliği diye adlandırılıyor. Dijital dünyanın içine doğdular. Akıllı telefonları ayrılmaz parçaları. En yoksulunda bile var bir şekilde. İnternette arama yapma, mobil oyunlar, sosyal medyada iletişim, mesajlaşma vazgeçilmezleri... Mutlaka dijital ortamlarda çeşitli ağların üyeleri oluyorlar. Bugün dünya nüfusunun yüzde 30’undan fazlası 30 yaşın altında. Geleneksel dünyanın ne eğitimi, ne çalışma biçimi ne siyaseti onlara göre. Kısacası küresel sisteme karşılar. İnsanın emeğini ve doğayı hor gören bir yapıyı reddediyorlar. Hatırlarsınız birkaç ay önce The Economist Dergisi bile “Millenyum Kuşağı Sosyalizmi” diye kapağına taşımıştı. Eğer bir şeyler değişecekse işte bu kuşak değiştirecek.
Gençliğin siyasete katılımını “bayrak asan, alkış tutan yığınlar” olarak görmeye çalışan günümüz siyaset anlayışının önce bunun bilincine varması gerekiyor.

ÇYDD Samsun’a çıkarma yapacak
Gençler özellikle de gençler ve eğitim deyince ilk akla gelen sivil toplum kuruluşlarından biridir Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD). Laiklik ve aydınlanma savunuculuğundan asla vazgeçmemiş bu konuda ağır bedeller ödemiş bir kurum. Bu yıl yani 19 Mayıs’ın 100. yıldönümünde ÇYDD 108 şubesinin dernek yöneticileri ve ÇYDD bünyesinde eğitimlerine devam eden binlerce genç ile Samsun’da olacaklar.
ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Nihal Kızıl 2 binin üzerinde katılım olacağını söylüyor. Kızıl ile dönem dönem sohbet ederiz. Çok uzun yıllarını derneğe adamış biri Nihal Kızıl, şubelerin kurulmasından, eğitim evlerinin açılmasına, gençlik kurultaylarının düzenlenmesine kadar derneğin her aşamasında yer aldı. “Umutluyum” diyor “Bir yandan da bu ülkenin özgürlükçü, Atatürkçü düşüncenin izinden giden, baskılardan özellikle de siyasi iktidarın giderek artan baskısından rahatsız bir gençliği var...
Bu satırları yazarken bakıyorum Marmaris’te 19 Mayıs törenleri kapsamındaki yürüyüşte kendilerine söylemeleri için dayatılan 15 Temmuz Marşı ve Mehter Marşı yerine İzmir Marşı’nı söylemekte ısrar eden 50 kişilik bir öğrenci grubu olmuş. Öğretmenlerine “Biz ayıp etmedik. 15 Temmuz değil 19 Mayıs kutlanıyor” sözleri ile tepki göstermişler.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları