Distopik dönemler...
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Distopik dönemler...

14.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada... Bu adada bir sabah tüm kediler ortadan kaybolur; insanlar şaşkındır. Kısa bir süre sonra devlet müdahale eder, yerine köpekler getirilir ve halkın bu köpeklerin ‘kedi’ olduğuna inanması istenir. Ada sakinlerinin listesi ellerinde, imza karşılığı ‘kedi!’ler verilir. Üstelik tasmaları da hediye...

- Hey Ludo. O köpekle işin ne?

- Bu bir köpek değil ki?

- Ne saçmalıyorsun? Tabii ki köpek.

- Yok değil. Bu bir kedi. Hatta bunu söyleyen de bir öğretmen. Bana belgeleri, destekleyici fotoğrafları, tüm kanıtları gösterdiler. O bir kedi.

- Sen şu yengeçlerinle birlikte beynini falan da mı haşladın Ludo? Kedi değil o.

- Sana bu bir kedi dedim diye sinirlenme Gwen. Sana onlar gibi açıklayamam ama gayet ikna ediciydiler. Ona ihtiyacım olduğunu, onsuz yapamayacağımı, böyle bir kedinin ne kadar faydalı olduğunu anlattılar. Hatta onu kaybetmeyeyim diye bana tasmayı armağan ettiler...”

Tam Isabelle Aupy’nin “Artık Kedileri Sevmeyen Adam” adlı distopik kitabını okuduğum günlerde açıklandı İBB iddianamesi... 3 bin 900 sayfalık. Ekleriyle 10 bine yaklaşır artık.

“Suç örgütü lideri” denerek 2350 yıl hapis istemi ile yargılanan bir cumhurbaşkanı adayı... Ne idüğü belirsiz tanıklıklarla ne ile suçlandığını bile bilmeden aylardır hapiste olan tutuklular... Hatta sanık avukatları...

Türkiye bir süredir, üstelik 19 Mart’tan beri giderek artan şekilde bir distopik manipülasyon süreci yaşıyor. Yirmi üç yıldır iktidarda olan AKP, artık bir başarı hikâyesi anlatamıyor. Ekonomi çöküyor, toplumsal güven eriyor, siyasal meşruiyet zedeleniyor.

Tam da bu dönemde, ülkenin en büyük muhalefet partisine saldırıya geçiliyor. CHP’ye kapatma davası açılıyor; Ekrem İmamoğlu’na “örgüt liderliği” suçlaması yaratılıyor. Amaç açık: CHP’nin meşruiyetini alçaltmak, rakibi itibarsızlaştırmak ve kendi başarısızlıklarını görünmez kılmak.

GERÇEĞİ ÖLDÜRMEK İÇİN YENİ BİR ‘GERÇEKLİK’ YARATMAK

Modern propaganda, yalanı doğrudan söylemez; onu sistematik biçimde normalleştirir.

Bir süre sonra kitleler, Aupy’nin adasında olduğu gibi “köpeklerin gerçekten kedi olduğuna” inanır. İtiraz edenlere “hain”, “örgüt üyesi”, “sistemi yıkmak isteyen” denir. Gerçekler manipüle edilmiş bir dilin içinde boğulur. Aupy’nin adasında devlet, köpekleri yalnızca “kedi” olarak dayatmaz; onları bir ihtiyaç gibi sunar. “Onlarsız yapamazsınız” denir halka. “Evlerinizde düzen, sokaklarda güven, yaşamınızda sadakat olsun.” Ve her vatandaşa bir köpek “armağan” edilir. Üstelik tasmalar da hediye. Bu sembol, hem sahiplenmeyi hem de teslimiyeti temsil eder. İnsan, kendine verilen şeyi korur, hatta sever. Çünkü iktidar, onu bir lütuf gibi paketlemiştir. Gerçek manipülasyon işte burada başlar.

Türkiye’nin bugün yaşadığı da tam olarak bu. Çünkü AKP kendi bekası için yeni bir düşman yaratmak zorunda. Bir dönem bu rolü Kürtler üstlenmişti; terörle mücadele söylemi, iktidarın toplumu konsolide etmesinin en güçlü aracına dönüşmüştü.

Ama şimdi tablo değişti. AKP, “yeni anayasa” süreci için Kürtlere, hatta İmralı’daki isimle yürütülen temaslara muhtaç. “Terörsüz Türkiye Komisyonu” gibi girişimler de bu ihtiyacın bir parçası. Fakat iktidar, varlığını sürdürebilmek için bir düşmana ihtiyaç duymaya devam ediyor.

Toplumu ortak bir korku etrafında birleştirmek, başarısızlığın konuşulmasını engellemek, ekonomideki ve adaletteki çöküşü görünmez kılmak için.

Artık bu düşman, CHP.

Bugün artık yoksulluk kaderle, adaletsizlik devletle, baskı güvenlikle açıklanıyor.

Yalan, uzun süredir yalnızca söylenmiyor yaşanıyor.

Gerçeğin yerine konulan “yeni gerçeklik”, bir süre sonra toplumun aynasına dönüşüyor.

Tasmayı takanlar “sadakat”, sorgulayanlar “tehdit” sayılıyor. Korku, hem rejimin yakıtı hem de kalkanı haline geliyor.

Peki nereye kadar?

İlgili Konular: #Ekrem İmamoğlu

Yazarın Son Yazıları

Demokrasinin 12 kırmızı alarmı... ABD... Türkiye...

ABD’nin saygın gazetelerinden New York Times’ın editör kurulu önceki gün ülkelerinin otokratik bir rejime savrulduğunu söyleyerek “demokratik erozyonun 12 kırmızı alarmını” yayımladı.

Devamını Oku
12.12.2025
Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025