Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

25.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor. Eskişehir’deki orman yangınında 10 canımızı yitirdik: 5’i orman işçisi 5’i AKUT gönüllüsü... İzmir, Ödemiş, Sakarya, Bilecik, Eskişehir, Karabük... Haziran ayı başından beri çıkan orman yangını sayısı 1728... Sadece ağaçlar değil, ormanın tüm ekosistemi, hayvanı ile bitkisi, böceği, kuşu yok oluyor... Türkiye’nin orman yangınları kalıcı bir tehdidin habercisi.

Avrupa Birliği’nin Copernicus uydu izleme sistemine göre Türkiye haritası kırmızıya boyanmış durumda: Yangın riski birçok noktada “kritik” ve hatta “aşırı tehlikeli” seviyede. Orman Mühendisleri Odası haziran ayı başında uyarmıştı “Henüz yangın sezonunun başı olmasına rağmen yangın sayısında ve alan büyüklüğünde artış yaşanıyor” diyerek... Oda, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerinin daha şiddetli ve daha sık gözlendiğine de dikkat çekmişti.

Türkiye iklim değişikliğinin en şiddetli yaşandığı coğrafi konumda yer alıyor.

Türkiye son yıllarda iklim krizinin laboratuvarı haline geldi. Bir yanda giderek artan orman yangınları, diğer yanda kuruyan göller, çatlayan barajlar, gölgede kalan su projeleri... Ve bütün bunlara eşlik eden, rant uğruna doğayı ve insanı göz ardı eden politikalar...

KURUYAN TOPRAK, KAYBOLAN SU

Birleşmiş Milletler raporları uyarıyor: Türkiye topraklarının yüzde 88’i çölleşme riski altında. Akdeniz havzası, iklim değişikliğinin en sert vurduğu bölgelerden biri. 2100 yılına gelindiğinde, batı ve güney bölgelerde sıcaklıklar 4-5°C daha yüksek olacak. Yağış oranlarının ise yüzde 30 azalması bekleniyor.

Bu tablo yalnızca ormanları değil; tarımı, içme suyunu, hatta gıda güvenliğini tehdit ediyor. Zira Türkiye’nin su kaynaklarının yüzde 75’i tarımda kullanılıyor. Nüfusun ve tarım alanlarının yüzde 80’i beş yıl içinde kuraklık riskiyle karşı karşıya kalabilir. OECD verileri Türkiye’yi 2030 itibarıyla “su fakiri” ülke kategorisine sokuyor. Bu tablo, tarımı, enerji üretimini, hatta şehirlerin içme suyunu tehdit ediyor.

MELEN BARAJI: BİTMEYEN HİKÂYE

İstanbul’un su umudu olarak görülen Melen Barajı, yanlış mühendislik kararları ve kurumlar arası anlaşmazlıklar nedeniyle yıllardır tamamlanamıyor.

Baraj tipinin son anda değiştirilmesi zeminde çatlaklar yarattı.

Eksik zemin etütleri ve DSİ’nin “hız baskısı” sonucu proje durma noktasına geldi.

Güçlendirme ihaleleri defalarca yapıldı; ancak 2025’e gelindiğinde baraj hâlâ işlevsiz. İstanbul’un artan nüfusu ve iklim krizine bağlı kuraklık düşünüldüğünde, bu gecikme bir mühendislik skandalından çok daha fazlası.

KANAL İSTANBUL: SUSUZLUĞU DERİNLEŞTİRECEK Mİ?

İktidarın “çılgın proje” diye nitelediği Kanal İstanbul, yalnızca ekosistem değil, su yönetimi açısından da büyük bir risk barındırıyor. Kanal güzergâhı Sazlıdere Barajı’nı devre dışı bırakıyor; Avrupa yakasının tatlı su rezervleri azalıyor. Bilim insanlarına göre: Yeraltı suları tuzlanma riski altında. Kanal çevresindeki yeni yerleşim alanları su talebini artıracak. Uzun vadeli su güvenliği hâlâ belirsiz.

YANGIN, KURAKLIK VE DEPREM: ÜÇLÜ TEHDİT

Türkiye sadece yangınlarla değil; deprem riski ve kuraklık gibi birbiriyle bağlantılı afetlerle karşı karşıya. Orman yangınları sonrası toprağın su tutma kapasitesi düşüyor, erozyon artıyor. Baraj projeleri aksadıkça ve su havzaları zarar gördükçe, afetlere hazırlıksızlık katmerleniyor.

İKLİM YASASI: TARİHİ BİR DÖNÜM NOKTASI

24 Temmuz 2025’te Birleşmiş Milletler’in yargı organı Uluslararası Adalet Divanı, tarihe geçecek bir karar aldı: “İklim krizini çözmek, fosil yakıtların yakılmasını durdurmadan mümkün değil. Bu yükümlülük, tüm ülkeler için bağlayıcı.” Bu karar, fiilen iklim biliminin hukuka yansıması anlamına geliyor. Devletler artık, iklim krizini tetikleyen projelerde sorumluluk üstlenmek zorunda. Türkiye de bu karara uymakla yükümlü; ancak mevcut rant odaklı projeler -Kanal İstanbul gibi- bu yeni hukuki gerçeklikle çelişiyor.

RANTIN GÖLGESİNDE DOĞA VE İNSAN

Türkiye’nin çevre politikalarının en büyük açmazı, insanı, toprağı, suyu değil rantı öncelemesi. Maden ruhsatlarıyla ormanların delik deşik edilmesi, kıyıların betonlaştırılması, mega projeler uğruna ekosistemlerin gözden çıkarılması... Bu anlayış yalnızca bugünün değil, yarının da felaketi. Yangınlar, kuraklıklar ve göçler artacak; fatura gelecek nesillere kesilecek.

Yazarın Son Yazıları

Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025
‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

Devamını Oku
21.02.2025