Çare: Alışmamayı öğrenmek…
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Çare: Alışmamayı öğrenmek…

03.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik. Her yeni gelişmeyi şaşkınlıkla izlerdik. Basın özgürlüğü daraldığında, seçimlerin meşruiyeti tartışıldığında, yargının siyasileştirilmesi süreci başladığında, akademi eritildiğinde... Şimdi çoğu insan için bunlar sadece haber akışının sıradan parçaları.

Ana muhalefet partisinin cumhurbaşkanı adayının tutuklanması, hakkında aylarca iddianame hazırlanmaması, iktidarın yolsuzlukları ortadayken muhalif belediyelere yapılan operasyonlar... Her gün yeni bir ihlal ile karşı karşıyayız. Bir şey sürekli tekrarlandığında, tıpkı kabın içindeki kurbağanın yavaş yavaş ısınan suya alışması gibi normalleşiyor. Teselli mi bilmem ama görmemiz gereken gerçek; dünyanın birçok ülkesinin benzer süreçlerden geçtiği... Asıl tehlike burada: Dünya demokrasinin kaybına alışıyor...

KÜRESEL ÖLÇEKTE ALIŞMA

Türkiye bu sürecin tek örneği değil. ABD’de yapılan son New York Times/Siena anketi çarpıcı: 2025 Eylül’ünde yapılan ankete göre seçmenlerin yalnızca yüzde 33’ü ülkenin derin siyasi bölünmelere rağmen sorunlarını çözebileceğine inanıyor. 2020’de bu oran yüzde 64’tü. Yani son beş yılda büyük bir güven kaybı yaşandı. Anket, sağcı aktivist Charlie Kirk’ün suikastından kısa süre sonra ve hükümetin kapanma krizinden hemen önce yapıldı. Bu olaylar seçmenlerde demokrasinin kırılganlığına dair kaygıları artırdı.

Bilim insanları, demokrasinin erozyonunun yavaş yavaş gerçekleştiğinde fark edilmeyebileceğini ve insanların bu duruma alışabileceğini söylüyor. Bu alışma (habituation), otoriterleşmenin en büyük tehlikesi. Sağlıklı bir demokraside politikalar kanıtlara dayanır, gerçekler ortak zemindir. Oysa bilim göz ardı edilip ideoloji öne çıkarıldığında, vatandaşların sorun çözme ve liderleri denetleme kapasitesi zayıflar. Bu yüzden bilimin küçümsenmesi, demokratik çöküşün merkezinde yer alır.

Her yeni ihlal -gazetecilere saldırı, üniversitelerin fonlarının kesilmesi, yargı kararlarının yok sayılması- bir öncekinden daha az “şaşırtıcı” görünür. İşte bu kademeli normalleşme, demokrasinin sessizce erozyona uğramasına yol açar.

Avrupa Sivil Özgürlükler Birliği’nin “Hukukun Üstünlüğü Raporu” her yıl AB ülkelerindeki hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü ve sivil toplumun durumu üzerine ayrıntılı değerlendirmeler yapar. 2025 raporu Avrupa’da demokrasinin yalnızca Macaristan ve Polonya gibi “sorunlu” ülkelerde değil, merkezdeki güçlü demokrasilerde de gerilediğini gösteriyor. Yargı bağımsızlığına siyasi müdahaleler, medya özgürlüğünün zayıflaması, protesto hakkına sınırlamalar ve sivil toplum üzerindeki baskılar giderek yaygınlaşıyor. Fransa, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerde bile hukuk devleti ve özgürlükler alanında aşınma gözlenmesi, demokratik erozyonun artık kıta genelinde yapısal bir sorun haline geldiğini ortaya koyuyor.

ALIŞMANIN MEKANİZMASI

Nörobilim bize, yavaş değişimlere karşı duyarsızlaştığımızı söyler. Gürültülü bir odada bir süre sonra uğultuyu duymamamız gibi demokrasinin aşındırılması da küçük adımlarla olunca fark etmiyoruz. İlk kez bir lider seçim sonucunu kabul etmediğinde krize giriyoruz; ikinci kez olursa “tartışma” diyoruz; üçüncü kez sadece “bir haber” oluyor. İşte otoriterleşmenin başarıyla ilerlediği nokta tam da bu: Küçük, art arda gelen adımlar.

NE YAPMALI?

Alışmak en büyük tehlike ise çare alışmamayı öğrenmek.

- Küçük ihlalleri büyütmek: Basın üzerindeki baskıyı, bir mahkeme kararındaki adaletsizliği “Nasıl olsa hep böyle” diyerek geçiştirmemek. Her seferinde yüksek sesle dile getirmek.

- Tarihsel ölçütlerle kıyaslamak: Bugünü sadece dünküyle değil, demokrasinin evrensel standartlarıyla kıyaslamak.

- Kurumsal bağları güçlendirmek: Bağımsız medya, özgür üniversite, sendikalar ve sivil toplum demokrasinin dayanaklarıdır; yalnız bırakılmamalılar.

- Kişisel ilgisizliği kırmak: Demokrasi sadece siyasetçilerin işi değil. Vatandaş olarak söz almak, oy vermek, tartışmalara katılmak, en küçük yerel inisiyatiflerde bile var olmak “alışmayı” kırar.

Bugün CHP lideri Özgür Özel ve ekibinin ısrarla sürdüğü “Millet iradesine sahip çıkıyor” mitingleri bu bağlamda son derece önemli. Bu mitingleri yurtdışına taşıma kararı da. Nasıl Türkiye’nin adım adım otoriterleşmesi birçok ülke liderine örnek oldu ise CHP’nin mitingleri küresel ölçeğe taşıması da demokrasileri gerileyen halklara neden örnek olmasın?

Yaşadıklarımızı olağan görmeye başladığımız an, kaybettiğimiz şey sadece bir hak ya da özgürlük değil, demokrasinin kendisi.

İşte bu yüzden, yapılacak ilk şey çok basit: Alışmamak.

Yazarın Son Yazıları

Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025
‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

Devamını Oku
21.02.2025