Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

28.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi. Üstelik bu kez ödül yalnızca uluslararası çapta öncü bir ekonomi profesörüne değil, aynı zamanda üniversitenin kendi mezunlarından birine gitti. Chicago Üniversitesi’nde yaptığı çalışmalarla ekonomi bilimine yön veren Akçiğit’in, Nobel Komitesi’nin 2025 Ekonomi Bilimleri raporunda “alanı şekillendiren dört araştırmacıdan biri” olarak gösterildiğini de ekleyelim. Bir ülkenin bilim kapasitesinin, kurumsal vizyonunun, sebatının ve hafızasının ne anlama geldiğini yıllardır anlatan biri için bundan daha doğru bir sembolik an olamazdı.

Benim içinse bu ödül haberinin başka bir anlamı daha var: Ufuk Akçiğit’i ilk kez 2021 yılında yazmıştım. O dönem dünya çapında ün kazanmış, Almanya’nın en prestijli araştırma ödülünü sosyal bilimlerde kazanan ilk Türk bilim insanı olmuştu. O yazıda, kapılarını ona sonuna kadar açan ülkeleri, araştırma dosyalarını önüne seren bakanlıkları, kendi ülkesi için bir şey yapmak istediğinde karşılaştığı duvarları ve “inadına araştırma” çabasını anlatmıştım. Bugün, o yazıdaki genç ve inatçı akademisyenin nasıl dev bir uluslararası referansa dönüştüğüne yeniden tanıklık ediyorum.

‘AKADEMİ ÜLKENİN HAFIZASIDIR’ 

Ödül töreni öncesinde yaptığımız sohbet, 2021’deki konuşmamızdan çok farklı bir noktaya gelmişti ama bazı temel cümleleri hiç değişmemişti. Akçiğit hâlâ aynı sakinlik, aynı kararlılık ve aynı berraklıkla söylüyordu:

“Bir ülkenin akademisi aslında o ülkenin hafızasıdır.”

Türkiye’de bu hafızanın yeterince siyaset üstü bir yerde tutulamadığını düşündüğünü söylüyor. Akademik verilerin, modellerin ve bulguların kişiselleştirilmesinin, özellikle bürokrasinin orta kademelerinde ciddi korku yarattığını ekliyor. “Sonuç pozitif de olabilir, negatif de. Eğer iyiyse arkasında durursunuz, kötüyse ders çıkarırsınız” diyor. “Bu, politika yapanlar için de çok değerli. Ama dünyanın pek çok yerinde, Türkiye dahil, kişi çıkarı ile toplum çıkarı her zaman örtüşmüyor.”

2021’E KISA BİR DÖNÜŞ: KAPILARIN KAPANDIĞI DÖNEM 

2021’de bana uzun uzun anlatmıştı:

Almanya’dan, Fransa’dan, Danimarka’dan, ABD’den davet üzerine davet alırken Türkiye’de bir kurum bile ona kapı açmamıştı. Ülkesinin bilim ekosistemi üzerine çalışmak istemişti ama veri paylaşılmamıştı.

Ne yaptı?

Kendi cebinden milyonlarca kaydın bulunduğu dev akademik veri setlerini satın aldı.

Ekip kurdu. Model geliştirdi. Ve sonunda “Türkiye Bilim Raporu”nu hazırladı. TÜBA yayımlamasa kendi blogunda yayımlayacaktı; çünkü çarpıcı tespitlerin tartışılmasını istiyordu. Ona yöneltilen “yanlı rapor” suçlamaları karşısında ne kadar yaralandığını da yine o gün anlatmıştı: “Türkiye o kadar politize olmuş durumda ki bilimsel tartışma bile yapılamıyor” demişti.

Bugün geldiğimiz noktada, aynı bilim insanı dünyanın en saygın kurumlarında politika şekillendiriyor, IMF ve Dünya Bankası’nın raporlarında imzası var, Nobel Komitesi’nde referans gösteriliyor.

2025’te ise Akçiğit bambaşka bir hikâye yazıyor: Ülke ülke gezip akademi ile bürokrasi arasında yepyeni bir iletişim modeli kuruyor.

Bana şöyle anlattı:

“Daha önce yapılmamış bir şey yapıyoruz: Yaz okullarını öğrenciler için değil, bürokratlar için düzenliyoruz.”

Chicago’da...

Bakanlar, bakan yardımcıları, merkez bankası başkan yardımcıları geliyor.

37 ülkeden katılımcı ağırlamışlar. Bu yaz Suudi Arabistan’ın enerji bakanı bile sınıftaymış. Orada yapılan şey basit ama devrimsel: Ekonomik teorileri birlikte tartışmak, modellerin nasıl çalıştığını göstermek, karşılıklı şeffaflık oluşturmak. “Bir ajandamız olmadığını görünce insanlar rahatlıyor” diyor. “En korktuğum söylem ‘Yurtdışından geliyorlar, bize ne yapılması gerektiğini söylüyorlar’ oldu hep. Bu direnci kırmaya çalışıyoruz.”

Mart ayında bu programın Türkiye’ye getirilmesi için çalıştığını da söyledi:

“Bürokrat, akademi ve özel sektör aynı masa etrafında... Bu kez Türkiye’de deneyeceğiz.”

Henüz niyet aşamasında ama eğer gerçekleşirse Türkiye için büyük bir fırsat olabilir. Söyleşide yapay zekânın ekonomilere etkisine dair üç kritik alan çizdi:

1. Altyapı: Dijital ve teknik altyapının sağlam olması.

2. Üniversiteler: Yapay zekânın ülkelere giriş kapısı akademidir. Araştırmanın endüstriye aktarımı artık hiç olmadığı kadar hızlı.

3. Genç girişimciler: Yapay zekâyı en hızlı benimseyen kesim genç işletmeler. “Gençleri ekonomide daha aktif kılmak artık bir lüks değil, zorunluluk” diyor.

PEKİ YA BEYİN GÖÇÜ?

Bu soruya cevabı yine yalın ve biraz da olgunlaşmış bir bakış açısı taşıyordu:

“Önemli olan, insanların neden gittiğini iyi anlamak ve ülkedeki koşulları iyileştirmek. Ama bazı insanların yurtdışında olması sağlıklı; köprü oluyorlar.”

Köprü... Aslında Ufuk Akçiğit’in tüm hikâyesinin özeti bu kelimede saklı.

Koç Üniversitesi’nde aldığı lisans eğitiminden MIT’ye, oradan Chicago’ya uzanan yol...

Türkiye için hiçbir zaman kapanmayan bir kapı...

Bilimle, veriyle, modellerle kurulan köprüler...

Ve bugün aldığı ödülle yeniden bize hatırlatan bir gerçek:

Bilim, doğru ellerde bir ülkenin geleceğini değiştirecek en güçlü araçtır.

Ufuk Akçiğit’in yolculuğu bunun en parlak örneklerinden biri.

Yazarın Son Yazıları

Demokrasinin 12 kırmızı alarmı... ABD... Türkiye...

ABD’nin saygın gazetelerinden New York Times’ın editör kurulu önceki gün ülkelerinin otokratik bir rejime savrulduğunu söyleyerek “demokratik erozyonun 12 kırmızı alarmını” yayımladı.

Devamını Oku
12.12.2025
Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025