Ben, ‘şaşıranlara’ şaşırıyorum
Erol Manisalı
Son Köşe Yazıları

Ben, ‘şaşıranlara’ şaşırıyorum

04.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Siyasetçi ya da siyasetçiyi “oynayan” bir adam “bir laf” ediyor: “2+2 beş eder” ya da “parasını kumarda kaptıran” adamın “soyuldum” demesi kadar yalan ve saçma bir söz söylüyor.
Adam söyleyebilir, ağzına gem vuramazsın ki. Ama asıl önemli olan başka: “2+2”nin beş etmediğini, adamın parasını kumarda kaybetmediğini bilen “kimi uzmanların” olayı- medyada,- “ciddi ciddi” tartışması.
- “2+2”nin beş etmediği (veya ettiği) yasalara uygun mu değil mi: adamın soyulmadığını ve kumarda kaybettiğini hepimiz biliyoruz ama “ya soyulsaydı”! Adam o zaman haklı çıkmayacak mıydı, işte bu çok önemli!
Anayasa hukukçuları, bıyıklı baba yasa hukukçuları saatlerce, günlerce, haftalarca konuşuyorlar, tartışıyorlar. Bana göre “tartışma oyununu” oynuyorlar: ne söylersen söyle, en büyük yalanı da söylesen iki kişiden biri alkışlıyorsa yüzde elli haklısın demektir, yetmez mi...
- “Savaşta” esas olan nedir, “düşmanı” şaşırtmak değil mi? En büyük yalanı söyleyerek “en büyük şaşkınlığı” yaratacaksın. Tanklar oraya saldırırken sen de arkadan vurup savaşı (ve seçimi) kazanacaksın.
Savaşta (ve siyasette) esas olan hedefe ulaşmak değil mi? En büyük yalan, en büyük şaşırtma, en büyük sonuç: koskoca 16 milyon, neredeyse İskandinav ülkelerinin tamamı kadar, İstanbul’dan söz ediyorum.
Almanlar işgal etmek için seferber olmadılar mı? İki taraf karşı karşıya geçmiş, “siyaset meydanı değil sanki savaş meydanı”: kazanmak için her şey “mubahtır” diyecek kadar işi ileri götürmüşler.
Sonunda “bir tövbe ederek” vaziyeti kurtarırız diyecek kadar ileri gidenler bile var. Bu dünyanın “muhasebesini” öbür dünyada çözüme başlayıp sonuçlandırmak ise “2+2”nin beş ettiğini kesin olarak kanıtlamıyor mu? Öbür tarafta beş de eder yirmi beş de.
Bütün bunlara “şaşırdık, nasıl olur, nasıl söylenir” diyenlere şaşırıyorum ben. Aslında, “2+2” beş ediyorsa bütün bunlar da olabilir.
Hem onca yıldır “2+2”nin “5” ettiğine “hayır” demeyeceksiniz: sonra da söylenenlere, yapılanlara şaşıracaksınız, yalan bunlar diyeceksiniz.
Birincisi yanlış değilse, ikincisi de “yanlış olamaz”.
Böyle demokrasiden böyle sonuç çıkar, neden şaşırıyorsunuz ki!

1 Mart 2003’ten bugüne
1 Mart 2003’te TBMM’de, “tasarıyı ret ortamından” yavaş yavaş bugünkü noktaya nasıl dönüştük, dönüştürüldük?
Herkesin serinkanlılıkla aynaya bakıp düşünmesi gerekir. CHP’nin de, AKP’nin de, MHP’nin de, HDP’nin de.
Aşınma ve düşüş o kadar büyük ki yarın kimsenin işine yaramayacak; FETÖ ve arkasındakiler hariç.
Bu süreçte “2+2”nin dört değil beş “olabileceğine” siyasiler de, kimi sivil toplum örgütleri de yavaş yavaş kendilerini “inandırdılar”. (*) Ve sonuçta İstanbul seçiminde yaşadığımız karmaşa ortamına kadar yuvarlandık. İnanılmayacak kadar “kirli bir siyaset” ve “yalanlar”: “her şey mubahtır” noktasına oturan siyasiler ve haksız rekabet üzerine oturan bir seçim ortamı.
Bireyin yararı ile kamusal yarar arasında, “örtüşme değil, çatışma ortamına dayalı bir anlayış”. Sivil toplum örgütlenmelerinin yerine tarikatların öne çıkarıldığı bir yapı.
İşte, 1 Mart 2003’ten bugüne geldiğimizde karşılaştığımız “yeni” ortam. “2+2”nin beş ettiği bir düzen. Matematik de bu yüzden “seçimlik” yapılmak istendi, galiba...
İmamoğlu’nun parlaması mı? “2+2”nin 5 değil 4 ettiğini açık bir şekilde ortaya koydu: yalnız İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hesaplarının şeffaflaştırılmasında değil, 7’den 70’e halkın gönlünde içten ve sevgi dolu yaklaşımı ile “inandırıcı ve güvenilir” oldu: halk da İmamoğlu’nda, “2+2”nin beş değil, dört olduğunu anladı, onu parlatan buydu...
Yüksek Seçim Kurulu’nun son kararı mı: Buna da hiç şaşırmadım, zaten böyle bir anormallik bekliyordum...

(*) Siyasal İslam, Batıcılık, Batılılık Kıskacındaki Türkiye, Tarihçi Kitabevi Yayınları, 2019  

Yazarın Son Yazıları

Sansür, demokrasi ve araçlar

Sansür, demokrasi ve araçlar

Devamını Oku
18.10.2022
Devlet olmanın nitelikleri

Devlet olmanın nitelikleri

Devamını Oku
11.10.2022
Örtülü iç savaş mı?

Örtülü iç savaş mı?

Devamını Oku
04.10.2022
Başarı mı, yoksa ...

Başarı mı, yoksa ...

Devamını Oku
27.09.2022
Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Devamını Oku
20.09.2022
Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Devamını Oku
13.09.2022
Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Devamını Oku
06.09.2022
Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Devamını Oku
30.08.2022
‘Ortak yararları’ yok etmek neden

‘Ortak yararları’ yok etmek neden

Devamını Oku
23.08.2022
AKP dış politikasını neden değiştiremez

AKP dış politikasını neden değiştiremez

Devamını Oku
16.08.2022
ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

Devamını Oku
09.08.2022
Siyasal İslamda dış politikamız

Siyasal İslamda dış politikamız

Devamını Oku
02.08.2022
Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Devamını Oku
26.07.2022
Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Devamını Oku
19.07.2022
Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Devamını Oku
12.07.2022
Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Devamını Oku
05.07.2022
Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Devamını Oku
28.06.2022
Bastonların karizmatik sahipleri

Bastonların karizmatik sahipleri

Devamını Oku
21.06.2022
AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

Devamını Oku
14.06.2022
Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Devamını Oku
07.06.2022
AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

Devamını Oku
31.05.2022
AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

Devamını Oku
24.05.2022
Tramvay da şık yayalar da...

Tramvay da şık yayalar da...

Devamını Oku
17.05.2022
Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Devamını Oku
10.05.2022
AKP bütün gemileri yaktı mı?

AKP bütün gemileri yaktı mı?

Devamını Oku
03.05.2022
AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

Devamını Oku
26.04.2022
Türkiye nereye mi gidiyor?..

Türkiye nereye mi gidiyor?..

Devamını Oku
19.04.2022
‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

Devamını Oku
12.04.2022
Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Devamını Oku
05.04.2022
Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Devamını Oku
29.03.2022
Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Devamını Oku
22.03.2022
Karadeniz, Doğu Akdeniz, Körfez üçgeni

.

Devamını Oku
15.03.2022
Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Devamını Oku
08.03.2022
Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Devamını Oku
01.03.2022
Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Devamını Oku
22.02.2022
Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Devamını Oku
15.02.2022
Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Devamını Oku
08.02.2022
Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Devamını Oku
01.02.2022
AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

Devamını Oku
25.01.2022
Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Devamını Oku
18.01.2022