Sarıyla lacivertten turuncu çıkmaz
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Sarıyla lacivertten turuncu çıkmaz

17.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Teslimiyet insanın gözlerini de mi kör ediyor? Hesapsız bağlılık aklın önüne perde mi indiriyor?
Cumartesi günü İstanbul Barosu’nun toplantısında konuşmacıydım. Konu FETÖ dönemi yargısıydı. Ben; sanığı, tanığı, izleyicisiydim. Ergenekon, Balyoz, OdaTV, Casusluk kumpaslarıyla başladı. Aziz Yıldırım’ın daha gözaltındayken polis kamerasıyla önden, yandan çekilmiş fotoğraflarının nasıl sızdırıldığını anlattım. Cüppeli Ahmet’in özel hayatının, hatta yatak odası görüntülerinin servis edilmesi sürpriz miydi? Ya aslında MİT’e çalışan Öcalan’ın avukatının Kalaşnikoflu pozunun F tipi savcılar tarafından gazetecilere dağıtılması? Fenerbahçeli değilim, İsmailağa’dan değilim, HDP’li veya MİT’çi değilim. Ama “değilimler” benimle aynı yerde durmayanlara kurulan tezgâhları anlatmama engel değil. İşte ben konuşurken meğer telefonum çalıyormuş. Fenerbahçe ağacının toprağın derinliklerine, dallarının göğün maviliklerine uzandığını görmeyen kimi arkadaşlarım şikâyetçiydi. Çünkü Emre Belözoğlu Fenerbahçe’ye transfer oluyordu. Biz ise eleştirerek taş koyuyorduk.
Ne garip…
Yıllar önce de başka renklerin körlüğünden Fenerbahçe’ye kurulan kumpasa destek verenlerle kavga etmiştik. Kimi sözde muhalif kanallar F harfini bile söylemekten kaçarken, Fenerbahçe’nin televizyonunda Fethullah’ı anlatmıştık. Saldırgan FETÖ polislerine karşı Kalamış’ta sokak sokak çatışan, Silivri’de Metris’te sesi duvarları aşan Fenerbahçelileri; kendi askerini “yargı sürecine saygılıyız” diye Fethullahçılara teslim eden komutanlara örnek göstermiştik. Tarihi, herhalde en çok kendi tarihini bilmeyenler tekerrür ettiriyor.

Nikâhını Fethullahçı imam kıydı
Yıl 2015. Emre Belözoğlu yandaş Başakşehir’e transfer olmuş. Nedense TRT Diyanet’e gitmiş anlatıyor: “Mallorca maçı öncesi odada dört oyuncuyuz. İsimlerini söylemeyeyim. O gün maçtan önce odada bulunan diğer ‘abiler’le birlikte dua ettik. Namaz, tespih işte... O gün maçı 4 golle biz kazandık. Golleri de odanın içindeki 4 kişi attı.
Emre’nin kastettiği Galatasaray’ın Mallorca’yı 16 Mart 2000’de 4-1 yendiği maç. Tek gol kendisinin. “Abileri”ni tanımak için arşive bakıyoruz: Arif Erdem, Hakan Şükür ve Okan Buruk. İkisi firar eden ismin üçünün de FETÖ geçmişlerini artık biliyoruz.
Bugünün meselesi değil ki. Emre’yi 30 Aralık 2003’te DGM’de “Fethullah Gülen propagandası”ndan ifade verirken görüyoruz. Propagandasını yapmadığını, Gülen’in okuru olduğunu söylüyor. Oysa Gülen’den hiç kopmuyor.
Eski FETÖ imamı Latif Erdoğan’ın ifadesi önümde. Emre’nin Gülen’e ziyaretlerini anlatıyor.
Yalnız o mu? Eski FETÖ imamı Sait Alpsoy’un 26 Ocak 2016’daki ifadesinde Emre daha büyük yer tutuyor. “İsmail, Uğur, Arif Erdem, Hakan Ünsal, Emre Belözoğlu ve Okan Buruk’un da içinde bulunduğu gruba sohbet toplantıları yapmaya başladım, kendileri ile kaynaştık, cemaatin kendilerine gönderdiği bir ağabey varmış ancak maddi menfaatlerden kaynaklı rahatsızlıklarını futbolcular bana ilettiler, bu ağabey ile anlaşamamışlar” diye bahsediyor. Alpsoy, Emre’nin evliliğini ise şöyle anlatıyor: “Arif Erdem bir tarihte bana kız arkadaşı ile geldi, o bayan ile evlenmesinin uygun olup olmayacağını danıştı, aynı şey Emre Belözoğlu ile de yaşandı. 2006 yıllarında Emre Belözoğlu beni aradı, eşi ile imam nikâhlarını kıymamı istedi, ben de evlerine gidip imam nikâhlarını kıydım.”
Sait Alpsoy, 2009’da dahi Emre’nin önderliğinde düzenlenen toplantılara nasıl hocalık yaptığını söylüyor. Nitekim FETÖ davalarına sanık yapılan futbolcular Bekir İrtegün ya da Uğur Boral, savcılara Emre’nin evinde düzenlenen toplantıların ayrıntılarını veriyor. Nasıl oluyorsa gidenler sanık olurken, ev sahibi “abi Emre”yi bir el koruyor.

Fenerbahçe direnirken, o Fethullahçılarla
Bağlılığın toplantılardan ibaret olduğunu sanmayın. 2002’de Dünya Kupası üçüncülüğü primlerinin Pensilvanya’ya gönderilmesi itiraflarda var. Newcastle’da oynarken ışık evlerini o finanse ediyor. Nitekim Emre de durumu gizlemiyor:
FETÖ’ye de, gerçek yüzlerinin ortaya çıkmadığı o günlerde, Allah rızası için, Türk kültürünü yaşattığı ve ülkemize hizmet ettiğini düşündüğüm için kurban ile öğrenci bursu verdiğimi hiçbir zaman gizlemedim, şimdi de gizlemiyorum. Ne var ki, bu sinsi yapının bir hizmet değil, terör örgütü olduğunun açığa çıktığı 17-25 Aralık döneminden sonra, bu yapıya zerre kadar gönül bağım kalmadı.
Yani Emre son dönemin modasına uyarak 2014’ten itibaren FETÖ ile irtibatının kalmadığını söylüyor.
Yani?
Fenerbahçe’ye operasyon yapılmış, Emre, örgütü ile yola devam etmiş. Yöneticileri aylarca hapis yatmış. Emre, FETÖ’ye para vermeyi sürdürmüş. Fenerbahçe F tipi mahkemelerde harcanmış, liglerden dışlanmış, taraftarı dövülmüş. Emre, “abiliği”ni devam ettirmiş. Hiç de bir şey anlamamış!
FETÖ ile eski ortakları kavgaya tutuşunca kendisini iktidarın kucağına atmış. “Abilik” ettikleri yargılanırken, o “bizim Fethullahçılara dokunmayın” kontenjanından yararlanmış. Tribünler “Ali İsmail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz” derken, İzmir Marşı söylerken, o belediye ihaleleriyle zenginleşen yandaş kulüpte kabadayılık yapmış. Siyahi sporculara ırkçı hakaretlerde bulunmuş, sırtındaki iktidar eline güvenerek hakemlere küfürler etmiş, muhabir dövmüş. Şimdi ise 39 yaşında tekrar geldiği Fenerbahçe’de futbolu bitirip teknik kadroda “abi” olarak kalma projesine hazırlanıyor. Merak ettiğim, Emre’yi Fenerbahçe’ye doğru kim itiyor?
Sarıyız, kırmızıyız, siyahız ya da beyazız. Ama 112 yıl önce Fenerbahçe’yi yaratan İttihatçı damarı biliyoruz. Renklerine karışan Cumhuriyet değerlerini seviyoruz. Sarı-lacivertten turuncu yaratma oyununu görüyoruz. Fenerbahçe’nin ne zengin çocuklarının viski mezesi ne de dinci grupların fethedeceği kale olacağına inanıyoruz.
Sahi, geçen hafta Fatih Altaylı’nın “Futbolda FETÖ ile mücadele bitmiştir” sözünü saatlerce tartıştık. Ama kafamızı futboldan kaldırıp eski FETÖ imamı Latif Erdoğan’ın Gülen’in son konuşmasını analiz ettiği cumartesi günkü yazısını okuyamadık. Son dönemde devletin her yerinde olan bitene bakınca bana şu satırlar ilginç geliyor: “Kaleden maksat devlet yapısıdır. Kale kapılarının açılması, 17- 25 Aralık ve özellikle 15 Temmuz sonrası kapanan kapıların tekrar açılmaya başladığını imadır.”
Evet, top yuvarlak değildir. Mesele belki de sadece futbol değildir.
Not: Çalık Grubu’nu anlatan yazımdan sonra grubu temsil eden isimlerle görüştüm. Şimdilik yazıda sorduğum sorulara yanıt vermediler. Binali Yıldırım’ın bindiği uçaklarını işletmeci firmanın kiraladığını açıkladılar. Yazıya ise mahkemeye başvurarak erişim engeli getirdiler. Bir gün yazıdaki sorulara yanıt vermek isterlerse bu köşenin her zaman açık olduğunu tekrar hatırlatıyorum.  

Yazarın Son Yazıları

Çıksalar ne olur çıkmasalar ne olur

Konuşmak neden aramaz, sessizliğinse anlaşılır bir nedeni vardır.

Devamını Oku
29.12.2025
Yarının kavgasına bugünden bakalım

Hareket bilinirse doğa öngörülebilir hale gelir.

Devamını Oku
25.12.2025
175 milyonluk cevap

Cevap verilemeyen her soru yeni sorulara gebedir.

Devamını Oku
22.12.2025
İddianame aşamasında bir anda dosyadan çıkan fezleke!

İnsan ne anlatırsa anlatsın ancak eylemiyle anlaşılır.

Devamını Oku
18.12.2025
Askerlerin 175 milyonu nereye gitti

“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.

Devamını Oku
15.12.2025
Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025