Mühürlü Kapı
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Mühürlü Kapı

20.12.2014 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye ile Ermenistan arasında bulunan sınır kapılarının kapalı olmasının her iki ülke ve bölgedeki diğer ülkeler açısından olumsuz ekonomik, politik ve sosyal etkileri vardır.

Hrant Dink Vakfı ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü tarafından 22-23 Kasım 2014 tarihleri arasında “Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği” başlıklı bir konferansı düzenlendi. Bu konferansta Türkiye ile Ermenistan arasında bulunan sınır kapılarının kapalı olmasının her iki ülkenin ekonomileri, dış politikaları ve bölgedeki diğer ülkeler üzerindeki sosyo-politik ve ekonomik etkileri değerlendirildi.
Türkiye ile Ermenistan arasında bulunan sınır kapıları, Ermenistan ile Azerbaycan arasında 1993 yılında yeniden alevlenen Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle Azerbaycan’a destek için Türkiye tarafından kapatılmıştır.
Denize kıyısı olmayan Ermenistan’ın Türkiye, Gürcistan, İran, Dağlık Karabağ ve Azerbaycan ile sınırı vardır. Türkiye ve Ermenistan arasında iki sınır kapısı bulunmaktadır. Bunlar Akyaka-Kars ve Alican- Iğdır sınır kapılarıdır.
Türkiye ile Ermenistan arasında bulunan sınır kapılarının kapalı olmasının her iki ülke ve bölgedeki diğer ülkeler açısından olumsuz ekonomik, politik ve sosyal etkileri vardır.
Halihazırda, Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınır kapıları üzerinden doğrudan olmasa da büyük bir kısmı Gürcistan çok küçük bir kısmı da İran üzerinden olmak üzere Türkiye ve Ermenistan arasında ihracat ve ithalat yapılmaktadır. İran üzerinden Ermenistan’a gelen malların kalitesiz olması nedeniyle, daha çok Türk malları tercih edilmektedir. 2011 yılı verilerine göre Türkiye’den Ermenistan’a yapılan ihracat yaklaşık olarak 250 milyon ABD Doları düzeyindedir. Türkiye’nin Ermenistan’dan yaptığı ithalat bir milyon ABD Doları düzeyindedir. Ermenistan’ın dış ticaretinde Türkiye’nin payı yaklaşık olarak yüzde 5’tir. Bu verilerden de anlaşılacağı gibi Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınır kapılarının açılması ve ilişkilerin normalleşmesi ile her iki ülke ekonomileri, özellikle de ülkemizin sınır bölgesi bu gelişmeden önemli pozitif getiri elde edecektir.
Ermenistan, 2011 verilerine göre üç milyon nüfus ve 2012 yılı verilerine göre yıllık yaklaşık olarak 10 milyar dolarlık bir Gayri Safi Yurt İçi Hasıla ile küçük bir ekonomiye sahiptir. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır kapılarının açılması hem Ermenistan, hem Türkiye hem de bölgedeki diğer ülkeler açısından çok önemlidir. Şu anda Ermenistan’ın karayolu ile dış dünya bağlantısı Gürcistan ve İran üzerinden sağlanmaktadır. Bu durum taşıma maliyetlerinin yüksek olmasına neden olmaktadır. Kapıların açılması ile birlikte taşımacılıkta zaman kısalacak ve maliyetler düşecek, Akdeniz ve Karadeniz’de bulunan limanlar aracılığı ile Ermenistan’ın ihracat yapabilme potansiyeli ve kabiliyeti artacaktır. Bunlara ek olarak, Ermenistan’ın Azerbaycan ile arasındaki sorunları çözmesi halinde, kuzeyden Orta Asya pazarına doğrudan açılma şansı olacak buna bağlı olarak ulaşım maliyetleri azalacak ve bölgesel ticaret hacmi artacaktır. Bu gelişmelerin uzun dönemde bölgesel refaha kalıcı pozitif etkisi olacaktır. Ayrıca sınır kapılarının açılması ile birlikte çatışma riski azalacak buna bağlı olarak oluşacak güven ortamı Ermenistan’a ve bölgedeki diğer ülkelere giden doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının artmasına olanak sağlayacak ve ortak projelerin hayata kolayca geçirilmesi için uygun bir zemin oluşturacaktır. Bunun sonucunda Ermenistan ve bölgenin üretim kapasitesi ve istihdam olanakları artacak ve bölgesel entegrasyon sağlanacaktır. Sınır kapılarının açılmasının Ermenistan’da hangi sektörler üzerinde ne düzeyde etkisi olacağını tahmin etmek zordur. Belki bunun için ayrıntılı bir makroekonomik analiz yapmak gerekir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, sınır kapılarının açılmasının hem Ermenistan, hem Türkiye ve hem de bölgedeki diğer ülkelerde doğrudan ve dolaylı olarak birçok sektör üzerinde olumlu etkisi olacaktır. Bu faydalara ek olarak Ermenistan ve Türkiye’nin sınır kapılarına yakın iller ve ilçelerde yaşayan insanlar arasında sosyal ilişkilerde de önemli gelişmeler sağlanacak ve sınır ticareti artacaktır. Ayrıca bölgede oluşacak güçlü ekonomik-sosyal ilişkiler, kalıcı ve sürekli bir barışın ve güven ortamının da sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
Öte yandan, sınır kapılarının açılmasından dolayı Türkiye de önemli kazanç elde edecektir. Her şeyden önce, ülkemizin en azgelişmiş bölgelerinden biri olan Doğu Anadolu Bölgesi’nde, özellikle de Ermenistan’a yakın olan il ve ilçelerde önemli bir ekonomik canlılık ve hareketlilik oluşacaktır. Ayrıca sınır kapılarının açılması ile birlikte Ermenistan ile kurulacak iyi ilişkilerin ülkemizin politik güç kazanmasına ve buna bağlı olarak bulunduğumuz bölgede barışın ve istikrarın sağlanmasına ve sürdürülebilmesine önemli etkisi ve katkısı olacaktır. Bu sayede Türkiye dış politik güç ve uluslararası itibar elde edecektir.
Her iki ülke açısından elde edilecek en önemli kazançlardan biri de Avrupa Birliği ile olan ilişkilerin daha iyi bir noktaya taşınması yönünde olacaktır. Güney Kafkasya ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi amacı ile Avrupa Birliği tarafından 7 Mayıs 2009 tarihinde Prag’da yapılan zirvede kabul edilen Doğu Ortaklığı anlaşması ve bu çerçevede Avrupa Komşuluk Politikası kapsamında verilecek fonların iki katına çıkarılma planı kapıların açılmasının, özellikle Ermenistan bakımından ne denli önemli olduğunun bir diğer önemli göstergesidir. Doğu Ortaklığı anlaşmasının hedefi, Güney Kafkasya ülkelerinde yapılan ekonomik ve politik reformların desteklenmesidir. Bu anlaşma ile bu ülkeler için gümrüksüz ticaret ve vizesiz seyahat planlanmaktadır. Sınır kapıları açılmadan Ermenistan’ın Avrupa Komşuluk Politikasından faydalanması mümkün değildir.
Tarihi yeniden yazmak mümkün değildir, ancak geleceğin istenildiği gibi şekillendirilmesi bölge ülkelerinin elindedir.  

Prof. Dr. Onur ÖZSOY Ankara Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı

Yazarın Son Yazıları

Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025